Günübirlik
anestezi uygulamaları
ilk kez
1970 ‘de
Wallece
Read
tarafından
uygulanmaya başlanmış, son
20 yıldır
ise büyük
gelişme göstermiştir.1984
yılında
The Society for Ambulatory
Anesthesia (SAMBA)
kurulmuştur.
2005 yılında,
Türk Anesteziyoloji
ve Reanimasyon Derneği
(TARD) günübirlik
anestezi kılavuzunu
yayınlamıştır.
Bu kılavuz
günübirlik cerrahi de
anestezi uygulamalarını
anlatmak amacıyla,
TARD Günübirlik Anestezi
Komitesi tarafından
hazırlanmıştır.
İçerikteki
anlatılan uygulamalar da hasta
bazında değişiklikler
gerektirebileceği unutulmamalıdır.
Editörler
Prof. Dr.
Leyla İyilikçi
Dokuz Eylül
Üniversitesi Tıp
Fakültesi
Prof.Dr. Selmin
Ökesli
Necmettin Erbakan
Meram Tıp
Fakültesi
Prof. Dr.
Berrin Işık
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi
Yazarlar
Prof. Dr. Leyla
İyilikçi
Dokuz Eylül
Üniversitesi Tıp
Fakültesi
Prof.Dr. Selmin
Ökesli
Necmettin Erbakan
Meram Tıp
Fakültesi
Prof. Dr.
Berrin Işık
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi
Doç. Dr.
Işık Alper
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi
Uzm. Dr.
Hale Aksu
Erdost
Dokuz Eylül
Üniversitesi Tıp
Fakültesi
Uzm.Dr. Adnan
Noyan
Yeditepe Diş
Hekimliği Fakültesi
Doç. Dr.
Hale Borazan
Necmettin Erbakan
Meram Tıp
Fakültesi
Uzm.
Dr. Pelin
Çorman Dinçer
Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi
Uzm.Dr. Kerem
ERKALP
İstanbul Bağcılar
Eğitim ve
Araştırma Hastanesi
Uzm.Dr. Sibel
Özcan
Elazığ Eğitim
ve Araştırma Hastanesi
Uzm. Dr.
Levent Şahin
Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi
Günübirlik
Cerrahide
Anestezi
Cerrahi tedavinin
uygulandığı gün,
evine gönderilmesi
planlanan hastalara, uygulanan
cerrahiye, günübirlik
cerrahi
tanımı kullanılır.
Bu tür
cerrahide, uygulanan anesteziye
de günübirlik anestezi denir.
Sağlık giderlerinin devamlı arttığı
bir dönemde,
günübirlik anestezi uygulayan
anestezistlerin hasta
güvenliği ve memnuniyetini
tehlikeye atmadan, etkin
maliyetli
hasta bakımında,
lider rol
oynamaları gerekmektedir.
Günübirlik cerrahi
uygulamaların; hastalar,
sağlık çalışanları
ve hastaneler için bazı avantajları
vardır. Cerrahi
ve anestezideki ilerlemeler, daha
çok cerrahinin,
günübirlik yapılabilmesine olanak
sağlamıştır.
Günübirlik
anestezi uygulanacak ünitelerin özellikleri:
1-BİNA
A.
Bir
hastane binasının
içinde bulunması
acil hizmetlerin
verilebilmesi açısından önemlidir.
B.
İdeali
içinde operasyon odaları, dinlenme
odaları ve
servislerin bulunduğu
ve bu amaçla
inşa edilmiş
binalardır.
Hastane
içersinde yer
almayan ünitelerin, acil hizmet
verecek, destek
alabileceği ve hastane
ile yazılı
sözleşmesi olmalıdır.
Perioperatif
komplikasyonlar için
yatan hasta
yataklarına (sterilizasyon ünitesi, servis ve
yoğun bakım)
ulaşılabilme olanağı
olmalıdır.
İzole
günübirlik hizmet
veren merkezler
için uygun
yer ve
bu yerlere
ulaşım olanağı
sağlanmalıdır.
Medikal
tesisin yakınındaki bir otelde
konaklama planlandığında
bile, işlem “günübirlik
cerrahi” olarak
tanımlanabilir. Eğer tesisin
tıbbi gözetimi
yoksa, hemen erişilebilir
bir tıbbi
müdahale merkezinin yakınlarda bulunması,
ameliyat sonrası
ilk gün boyunca
hastaların psikolojik
rahatlığı ve
medikal güvenliği
için tartışmasız faydalı
bir etkiye
sahiptir.
2-DONANIM
En
küçük operasyonlar bile, yeterli
donanımı (genel
anestezi uygulanan
her ameliyathanedeki standart
donanım) olan
operasyon odalarında uygulanabilir.
1-Pozitif
basınçla ventilasyon olanağı veren
makineler.
2-Oksijen
kaynağı.
3-Etkili
aspiratör.
4-KPR
için ilaç
ve cihazlar.
5-Yeterli monitorizasyon.
6-Uygun
anestezik ilaçlar.
Çocuk
hastalar için
özel düzenlemeler yapılmalıdır (çocuk
devresi, uygun
boyda tüp,
airway, laringoskop vb.).
3-ANESTEZİ
BÖLÜMÜ VE
ÇALIŞMA ŞEKLİ
A.Günübirlik cerrahi
anestezisti bu
konuda tecrübeli
uzman düzeyinde
olmalıdır. Her
hasta ile
bizzat ilgilenebilecek şekilde yeterli
sayıda anestezi
hekimi bulunmalıdır.
Anestezi uzmanı
uygulamanın her
döneminde (preoperatif,
postoperatif) yer almalıdır.
Yetişmekte olan
asistanlar da,
bir uzmanın
gözetiminde
anestezi uygulayabilirler.
Çocuk hastalar
için pediatrik
anestezi eğitimi
almış, konsültan
anestezist bulunmalıdır.
Özel eğitim
almış yardımcı
personel bulunmalıdır.
Bilinen özenli, güvenli
anestezi teknikleri
(inhalasyon, TİVA,
ejyonal,
sedasyon
ve/veya
analjezi yöntemleri
veya tekniklerin kombinasyonu olabilir)
uygulayarak, cerrahi sonrası
kısa sürede
hastalar taburcu
olması gerekir.
Yeterli anestezi
ve postoperatif bakımın
sağlandığından emin
olunmalıdır.
4-MEDİKAL
DİREKTÖR VE
DİĞER PERSONEL
Her günübirlik cerrahi
merkezinin takım çalışmasını
yönetebilecek bir medikal direktör
olmalıdır. Bu anestezi
uzmanı da,
olabilir. Medikal
direktör, eğitim
yapabileceği gibi, yönetim
ve muhasebeyi
içeren bir
iş planı oluşturmalıdır.
Günübirlik
cerrahide hasta
seçme kriterleri
1
-‐Uygulanacak cerrahi girişim
uygun bir
sürede bitirilebilmelidir.
Bir günübirlik olgunun
ortalama süresi
3.5 saat
veya yarım
iş günüdür.
Bu tüm
perioperatif dönemi kapsar. Bu
süreç sabit
olmalı ve
anestezistin iş planında
yer
almalıdır.
2
-‐Operasyon sıvı ve
kan kaybına
neden olmamalıdır.
3-‐Postoperatif
kanama için,
minimal risk
olmalıdır.
4
-‐Postoperatif
hava yolu
güvenliğinde, minimal
risk olmalıdır.
5
-‐Postoperatif ağrı, evde
hasta tarafından
kolaylıkla kontrol
altına alınabilmelidir.
6-‐Postoperatif
bulantı-‐kusma
olmamalıdır.
7
-‐Dren
veya kateter
kullanmayı gerektiren girişim olmamalıdır.
8
-‐Postoperatif bakımı hasta,
kendi yapabilmelidir.
Hasta hareketini kısıtlamayan bir
girişim olmalıdır
veya güvenilir
bir yetişkinle
birlikte olmalı
veya
postoperatif bakım
sağlayan bir
hemşire ayarlanabilmelidir.
9
-‐Sıvı
ve yemek
yeme işlevi,
hızlı dönülebilmelidir.
10
-‐Operasyon listesinde işlem
erkene alınmalıdır.
Bu şekilde
postoperatif bakım süresi
uzun olabilmelidir.
Tablo
1:
Günübirlik
Cerrahiye Uygun Girişimler
Dental fasiyal |
Kırıklar, ekstraksiyon |
Dermatoloji |
Cilt lezyonları
eksizyonu |
Genel Cerrahi |
Biyopsi, endoskopi,
kitle eksizyonu,
hemoroidektomi,
fıtık
onarımı, laparoskopik girişimler,splenektomi, adrenalektemi, varis cerrahisi
|
Oftalmoloji |
Katarak operasyonları,
şalazyon eksizyonu,
nazolakrimal
kanal operasyonu, strabismus onarımı,
tonometri, göz
içi enjeksiyonları
|
Jinekoloji |
Biyopsi, küretaj,
histereskopi,
laparoskopi, uterus polipektomi,
vaginal histerektomi, tüp ligasyonu |
KBB |
Adenektomi,
tonsilliktemi, timpanoplasti,
miringotomi,
polipektomi, rinoplasti,
mastoidektomi
|
Plastik Cerrahi |
Bazal hücreli
kanser eksizyonu,
yarık dudak
onarımı, mamoplasti, liposuction, kulak
düzeltme, debritman, yanık
pansumanı, cilt
grefti vd. |
Üroloji |
Mesane cerrahisi, sünnet,
sistoskopi, varikosel, orşiektomi,
laparoskopik
nefrektomi, prostatektomi
|
Ortopedi |
Diz artroskopi, omuz
rekonstrüksiyonu,
karpal tünel operasyonu,
kapalı redüksiyon, tendon tamiri
vd
|
Ağrı |
Sinir blokları,
radyofrekans, epidural enjeksiyon, kimyasal
sempatektomi |
Fizik Tedavi |
Botoks enjeksiyonu |
Kalp
Damar Cerrahisi
|
Varis operasyonları, fistül açılması |
Günübirlik cerrahinin avantajları
•
Daha
az preoperatif
test
•
Hastane yatak
uygunluğunda bağımsızlık
•
Özellikle yaşlı
ve çocuk
hastaların tercihi
•
Operasyonların gerçekleşmesinde esneklik
•
Hastane enfeksiyon insidansında düşüklük
•
Solunum komplikasyonlarında azlık
•
Ameliyat listelerinde beklemede azlık
•
Daha yüksek
verim
•
Maliyette azalma
•
Daha
az postoperatif
komplikasyon
Günübirlik
hastalar, lokal anestezi
ile girişim
yapılsa
dahi,
anestezi polikliniğinde
görülmeli, işlemler
anestezi hekimi
onay verdikten
sonar ve
hasta yakınından
onam alındıktan sonra
(ebeveyn:
anne-‐baba,
vasi
vb.) yapılmalıdır.
Cerrahi
teknolojinin gelişmesi, minimal
invaziv girişimlerin
yapılması, modern
anestezik ilaçlar, kısa
etkili opioidler
ve kas
gevşeticiler, revers ajanların
etkinliği (flumazenil, naloksan, sugammadeks) gibi
birçok faktöre
bağlı olarak,
günübirlik cerrahi altında
birçok girişim
yapılabilmektedir.
Günübirlik cerrahi işlemlerde,
operasyon süresi
önemli kriterlerden biridir.
İlk yıllarda
ve günümüze
kadar cerrahi
süre sınırı
90 dk olarak belirlenmişse
de, günümüzde
3-‐4
saatlik operasyonlar da günübirlik
yapılabilmektedir .
Günübirlik
cerrahiye kontr-endike durumlar
1.
Hayati
tehdit eden
hastalıklar (regüle
olmayan DM,
astım, unstabil
angina)
2.
Semptomatik kardiyovasküler hastalıkla komplike
olan (anjina,
astım), morbid
obezite (BMI≥50 kg/m2)
3.
Postkonsepsiyenel
yaşı<60 hafta olan
prematür hastalar
4.
Santral
etkili ilaç
kullanımı (MAO inhibitörleri/kokain
kullanımı)
5.
Operasyon
gecesi evde
sorumlu yetişkinin olmaması
Günübirlik
Anestezide
Preoperatif
Değerlendirme:
Anestezi
öncesi değerlendirme, cerrahi güvenliği
sağladığı gibi,
hasta anksiyetesinin
giderilmesi açısından önemli bir
süreçtir. Günübirlik
cerrahi geçirecek lokal, genel,
rejyonal anestezi
uygulanacak tüm hastalar
işlem öncesi,
anestezi polikliniklerinde
değerlendirilmelidir.
Birçok
merkezde, günübirlik hastalar için
rehberler yapılmıştır.
Günübirlik cerrahiler
düşük riskli kabul
edilmesine rağmen, günübirlik
cerrahi için
uygun hasta
belirlenmesinde, hastaların komorbiditeleri ve
fiziksel durumlarının
değerlendirilmesi gerekir. Preoperatif
değerlendirme de amaç;
morbiditeyi azaltmak ve
iyileşmeyi sağlamak amacıyla
hastalara endikasyonu olan
testlerin yapılması, preoperatif
ilaç tedavisi ve
postoperative erken
iyileşmeyi sağlar.
Günübirlik Anestezide Hasta
Seçimi
Günümüzde, ASA
I-II grubu
hastalar dışında,
ASAIII-IV hastalara
da günübirlik
işlem
uygulanabilmektedir. Bu
nedenle, ASA
III-IV grubu
hastalarda, risk
faktörü olan yandaş
hastalıklar değerlendirmelidir. Son yıllarda,
yapılan çalışmalar,
ASA III-IV grubu hastalarda postoperatif
dönemde görülen
komplikasyonlar ile,
ASAI-II arasındaki grup
ile fark
bulunmadığı gösterilmiştir. ].
Aktif ÜSYE
olan,
hastalarda, desatürasyon riski yüksektir.
Bu yüzden,
aktif ÜSYE olan
elektif olguların, işlemlerinin, ertelenmesi
uygundur.
Hipertansiyonu,
DM, bulantı-kusma eğilimi, gastroözefajial
reflüsü olan
hastalar günübirlik cerrahi
girişim öncesi
belirlenmelidir.
ASA
I-II
grubu
hastalar, genelde
cerrahi günübirlik işlemlere daha
uygun görünse
de, ASA
III-IV grubu
hastalarda günümüzde
anestezi verilebilmektedir.
Morbid obezite (BMI≥40 kg/m2),
obstrüktif sleep –apne
sendromu (OSA)
olan, geriatrik,
kortikostroid kullanımı
bulunan vs.
yandaş hastalıkları
olan hastalara
da günübirlik anestezi
uygulanabilir.
OSA’lı hastalarda günübirlik işlemler, üst
hava yolu
girişimleri dışında,
laparoskopik üst abdominal cerrahilerde,
(eğer nonopioid analjezi kullanılabiliyorsa),
güvenle
uygulanabilir. OSA’lı
hastalarda, komorbiditeleri
optimize edilirse
ve postoperatif CPAP (CPAP <12
altında
ise) kullanmaya
uygun iseler,
günübirlik cerrahi uygulanabilir.
Perioperatif dönemde, OSA
önlemleri; ters trendelenburg
pozisyonunda ekstübasyon, mümkünse
genel anesteziden
ve uzun
etkili narkotiklerden kaçınmayı kapsamaktadır.
SAMBA, OSA’lı
hastalarda postoperatif dönemde; ortaya
çıkan, ağrı, lokal
veya rejyonal
analjezi, asetaminofen
veya NSAİİ
gibi nonopioid
ilaçlarla giderilemiyorsa günübirlik anestezi önermemektedir.
Günübirlik cerrahi
olacak Obstrüktif
Uyku Apnesi
Hastalarda cerrahi işlem
sırasında ortaya
çıkabilecek sorunlar:
İntraoperatif |
Zor/başarısız
maske
ventilasyonu/veya trakeal
entübasyon Yeterli
O2
saturasyonunu
muhafaza etmede
zorluk |
Yakın
postoperatif |
Geçikmiş
ekstübasyon |
Ekstübasyon
sonrası |
•
Obstrüksiyon
ve/veya desatürasyon
•
Postopstrüktif
akciğer ödemi
•
Yeniden entübasyon ihtiyacı
•
Yandaş kalp hastalıklarının
şiddetlenmesi: Hipertansiyon, aritmi,
Ml, pulmoner
hipertansiyon, kalp
yetmezliği
•
Serebrovasküler
bozukluklar (örnğ; inme)
•
PABÜ’ de uzamış
takip, eve
geç taburculuk
•
Beklenmedik
hastaneye yatış
Taburculuk Sonrası
Yeniden hastaneye
yatış. Hipoksik beyin ölümü
ve ölüm.
Postoperatif dönemde
sürekli,
pulse oksimetre ve noninvaziv
pozitif hava
yolu basıncı faydalı
olabilir. Hastaların,
kendi cihazlarını, operasyon günü,
beraberinde getirmeleri önerilmektedir.
SAMBA, OSA’lı
hastaların günübirlik cerrahi çerçevesinde
değerlendirilmesi ile
ilgili sınırlı
çalışmalar olduğunu
onaylamaktadır.
Prematür bebekler
de
postoperatif dönemde
apne episotları
yönünden yüksek
risk taşıdıkları için
ayaktan cerrahi
girişimler için
uygun değillerdir.
Postkonsepsiyonel yaşları (gestasyon+postnatal
yaş) 44-46
haftadan az
olanlara genel
anesteziden sonra 12-24
saat apne
monitorizasyonu önerilmektedir.
Genellikle, 1-4
yaş arası
çocukların, ailelerinden ayrılmaları,
anksiyetenin en önemli nedenidir.
Bu yaş grubu çocuklarda,
günübirlik girişimler, anksiyeteyi
minimuma indirdiği için,
en uygun
yöntemlerdir.
Hasta seçimi;
1.
Cerrahın,
hastanın genel
durumu ve
ameliyat yapma
kararı.
2.
Organizasyon
ve tedavi
şekli ile
ilgili önerilen
seçenekler konusunda yeterince
aydınlatılan hastanın tam
rızası.
3.
Anestezistin
uygun anestezi
seçimi.
4.
Cerrah
ve anestezistin
fikirlerine göre ve
gerektiğinde, seçilen veya
gerekli olan görüntüleme
ve laboratuar testleri
5.
İşlem
tarihi belirleme
6.
İşlemin
gerçekleşmesi
7.
Postoperatif
dönem
8.
Denetleme
ve postoperatif değerlendirme
Anestezi açısından
değerlendirme, planlanan anesteziden
önce, anesteziyi
verecek anestezi uzmanı
tarafından, mutlaka
yapılmalıdır. Değerlendirme, standart
belgelere dayanmalıdır.
Anestezi açısından
değerlendirmede; preoperatif açlık,
gerektiği şekilde
sağlanmalıdır. Belgelenmiş tıbbi
geçmişi olan
hastalara elektif
cerrahi girişimler
uygulanır. ASA I
ve II hastalarda tam kan
sayımı ile
gerekli ise
kanama pıhtılaşma zamanı istenir.
40 yaş üstü
EKG analizi istenebilir.
60 yaş
üstü ASA
II hastalarında
bu testlere
açlık kan
glikoz seviyesi
ilavesi yeterli iken,
klinik olarak
stabil ASA
III ve
IV hastalarda, EKG ile
sodyum, potasyum
ve kreatinin düzeyleri
ek olarak
istenir.
Günübirlik Anestezide
Açlık Süresi:
Günübirlik anestezi
uygulamalarında, işlem
öncesi, açlık
süresi, belirlenmelidir.
Berrak sıvılar
2 saat,
anne sütü
4 saat,
mama/inek sütü 6
saat, hafif
yiyecekler 6 saat, kontrast
madde 1
saattir. Risk
faktörü olmayan
hastalar 1
saat öncesine
kadar 150
ml berrak sıvı
(kahve dahil)
alabilirler.
Günübirlik Anestezide
Premedikasyon
Premedikasyon için
farmakolojik ve
nonfarmakolojik yöntemler seçilebilir. Non-farmakolojik
yöntemler, özellikle
pediyatrik hastalarda (müzik
dinleme, oyun oynama)
etkin bir
yoldur. Bazı
merkezlerde, özel
odalarda hipnoz,
sohbet vs
gibi yöntemler erişkin
hastalara uygulansa
da, bu
teknikler zaman
ve personel
gereksinimi
nedeniyle günlük
rutinde uygulanması
zor tekniklerdir.
Genellikle, pediyatrik
yaş grubunda,
anksiyeteyi gidermek için
benzodiazepinler, özellikle
midazolam gibi
kısa etkili
olan ajanlar
seçilmektedir. Berrak bir
meyva suyu (vişne
veya elma suyu)
ile midazolam
0.25 mg/kg
oral yoldan
verilebilir, erişkinlerde 1-2 mg
midazolam i.v
yoldan uygulanır.
Geriatrik hastalarda,
yine, 1
mg midazolam i.v
verileblir. Bu hasta
grubunda, düşük doz midazolamın,
derlenmeyi geciktirici etkisi
yoktur.
İntraoperatif dönemde,
anestezik ilaç seçiminde
kısa etkili,
derlenmeyi kolaylaştırıcı, bulantı
ve kusma
etkisi yaratmayan
ilaçlar seçilmelidir.
Genel
anestezik ajanlar,
indüksiyonda, erişkinlerde propofol, çocuklarda
sevoflurandır. İdamede ise
sevofluran, desfluran, isofluran
veya TİVA
tercih edilebilir.
Günübirlik anestezi
uygulamalarında ketamin (psikomimetik, bulantı kusma
etkileri), tiyopental (fizikomotor etki uzun),
etomidat (bulantı-kusma)
çok sık
tercih edilmeyen
ilaçlardır. Etomidat,
kardiyovasküler yönden
anstabil hastalarda
tercih edilebilir.
Günübirlik uygulamalarda,
kısa-orta
etkili kas
gevşeticiler sıklıkla rokuronyum,
vekuronyum, mivakuryum seçilebilir.
Son yıllarda,
rokunyum ve
kısmen vekuronyum etkisinin,
sugammadeks ile
(2mg/kg) gerekli
olgularda geri
çevrilebileceği belirtilmektedir.
Opioid olarak
ise, remifentanil,
fentanil, alfentanil seçilebilir. Kısa
etkili olması,
nedeniyle son yıllarda
remifentanil en sık
kullanılan ajan olmuştur.
Bu ajanlara postoperatif dönemde bulantı-kusma
açından dikkat
edilmelidir.
Anestezi tekniği
olarak halen
en sık
genel anestezi
kullanılmaktadır. Aspirasyon riski olmayan hastalarda genelde LMA
tercih edilir.
LMA ile
entübasyon, hava
yolu kontrolü kolaydır.
Ayrıca sistoskopi,
küretaj, sünnet
gibi vakalarda
maske ile ventilasyon
ile genel
anestezi uygulanabilir.
Rejyonal anestezi
yöntemleri santral (spinal,
epidural, kombine),
periferik sinir blokları,
rejyonal intravenöz
blok (RİVA) uygulamaları
günübirlik girişimlerde ucuz,
kolay olması,
postoperatif analjezi açısından tercih
edilmelidir.
Rejyonal anestezi
(yani periferik
sinir blokları
(PSB) ve
nöroaksiyel teknikler) özellikle ortopedik
girişimler için genel
anesteziye (özellikle inhalasyon
ajanları ile olan) göre hem
hasta bakımı
hem de
maliyet açısından
daha avantajlıdır.
Rejyonal anestezinin avantajları içinde;
daha iyi
perioperatif analjezi,
postoperatif bulantı ve
kusma (PONV)
insidansında azalma (özellikle
multimodal PONV profilaksisi ile
desteklendiğinde), planlanmamış hastane yatışı ve
daha hızlı
taburculuk zamanı bulunur. Rejyonal
anestezinin birçok avantajına
rağmen, cerrahiye özgü ve hastaya
özgü rejyonal
anestezi kullanımını
sınırlayan engeller bulunur.
Cerrahiye özgü
engeller
arasında; cerrahlar tarafından
tam anlaşılamamış
olması (örneğin:“hastamın uyumasını
istiyorum”) ve
cerrahi işletmenin
yapısal kısıtlılıkları (yani
rejyonal anestezi
indüksiyonu için
ayrılmış ‘blok odası’
bulunmaması) bulunur.
Hastaya
özgü engeller
arasında,
spesifik bir
nöroaksiyel anestezi
tekniğin uygulanmasının kontrendike
olması (ör:
lumbar vertebra
enstrümentasyonu), ya
da obstrüktif sleep
apnesi olan
hastada rejyonal
anestezinin başarısız
olmasına bağlı intraoperatif zorluklar yer
alır.
Rejyonal anestezinin
günübirlik anestezide, gelişmesi
ve popülarite
kazanması, rejyonal anesteziye özel teknolojilerin,
periferik sinir stimulasyonu
ve
özellikle
ultrason kullanımının günlük rutine
girmesiyle olmuştur. Ultrason
eşliğinde yapılan rejyonal
anestezi, blok
uygulayan birçok anestezistin,
konfor seviyesini
arttırmıştır.
Günübirlik anestezide,
lokal anesteziklerle
yapılan birçok
PSB bulunmaktadır. PSB endikasyonu konulan
ve uygulanan
hastalarda taburculuk sonrası,
düşme riski
(kalça cerrahisi sonrası
lumbar pleksus
bloğu, aynı
hastada femoral
ve siyatik
blok) ya
da başka riskler
(interskalen veya
omuz cerrahisi
için ilişkili
brakial pleksus
bloğu gibi sonrasında
evde solunum
sıkıntısı potansiyeli)
oluşturabilir.
Günübirlik Nöroaksiyel
Anestezi
Alt abdominal,
perineal ve
alt ekstremite cerrahisinde,
spinal anestezi
ve epidural anestezi
yararlıdır.
Spinal
ve epidural
anestezinin, genel anestezi
ile karşılaştırıldığında
ki
avantajları;
hızlı başlangıç, işlem sırasında
minimal hasta
rahatsızlığı ve
daha iyi postoperatif
analjezidir. Hızlı taburculuk
için, nöroaksiyel
anestezi için
seçilecek lokal anestezik;
2-klorprokain ya da
ultra düşük
doz bupivakain ile fentanil
ya da
lidokain (epidural anestezi için
) gibi
kısa etki
süreli olmalıdır.
Avantajlarına rağmen,
günübirlik cerrahide nöroaksiyel
anestezinin kısıtlılıkları bulunur.
Bunlardan biri lidokain,
mepivakain ve 2-klorprokain
gibi kısa
etkili lokal anestezikler ile yapılan
spinal anestezi
sonrası geçici
nörolojik semptom
sıklığıdır. İkincisi ise,
spinal anestezi
sonrası idrar
retansiyonudur. Son
yıllarda yapılan çalışmalar,
günübirlik hastalarda nöroaksiyal
blok sonrası,
idrar yapma
gerekliğini ortadan
kaldırmıştır.
İdrar yapma
WAKE Skorlama kriterlerine (Tablo
2-3) özellikle
eklenmemiştir.
Tablo 2:
Anestezi
sonrası bakım
ünitesinin devredışı (günübirlik cerrahi
için) edilmesi
ya da anestezi
sonrası bakım
ünitesinden taburculuk (yatan
ya da
günübirlik cerrahi) için
parametrelere göre
skorlanmış WAKE kriterleri
ve hızlı
takip edilebilme
amaçlarını
karşılamak için
seçilen anestezi
ilaçlarının tarif
edilen kriterler üzerine muhtemel
etkileri
Hareket
(AE: alt
ekstremite; ÜE:
üst ekstremite) |
Puan |
En
az 1AE
ve 1ÜE
de amaçlı
hareket |
2 |
En
az 1ÜE
de amaçlı
hareket(ve her iki
AE de
yok) |
1 |
Amaçlı
hareket yok |
0 |
Klinik
korelasyonu:
•
İzobarik
spinal ‘2’
puan elde
etme şansını
ipsilateral hiperbarik
spinal ile
karşılaştırıldığında
azaltır
•
İnhalasyon anestezikleri (±kas
gevşetici ilaçlar) ile
olan
GA’den
uyanmadaki uzama
‘1’ veya
‘2’
ile
karşılaştırıldığında
‘0’ puan
alma şansını
arttırır
•
Bir
gecelik
anestezi-analjezi sağlamak
amacıyla
yapılan
interskalen
blokta
hastalar
Aldrete
skorunda
2 elde
edemezler, çünkü
4 ekstremiteden
yalnız 3’ü
amaçlı hareket
edebilir |
Kan
basıncı (otururken ve supin
pozisyonda) |
Puan |
Ameliyat
öncesi bazal
değerin %20’si
içinde, ortostatik
değil |
2 |
Ameliyat
öncesi bazal
değerin %20-40’ı
içinde, ortostatik değil |
1 |
Ameliyat
öncesi bazal
değerin %40’ından
az, ve
/ve ya
ortostatik |
0 |
Klinik
korelasyonu:
•
İzobarik
bilateral
spinal, ipsilateral
hiperbarik
spinale
göre
büyük
olasılıkla
daha
fazla
sempatektomi
ve hipotansiyon
oluşturur
•
Propofol
sedasyonunun, inhalasyon anestetiklerine göre
eşit ya
da daha
hızlı vazodilatasyon
etkisi
yayılır
•
Düşük
doz
ketamin sedasyonu vazodilatasyona
ve sonrasında
hipotansiyona yol
açmaz |
Bilinç
düzeyi |
Puan |
Uyanık,
emirleri yerine getiriyor;
seslenildiğinde kolayca |
2 |
Devamlı
uyarı ile
uyanıyor, koruyucu refleksler, emirlere
uyuyor |
1 |
Donuk
yada devamlı somnolent;±koruyucu refleksler |
0 |
Klinik
korelasyonu:
•
Havayolu müdahalesinden,
mekanik
ventilasyondan, inhalasyon ajanlarından ve
sistemik
opiodlerde
kaçınma anesteziden uyanma
ve ‘2’puanla
uyumlu uyanıklık
seviyesine dönmenin daha
hızlı
olmasına neden
olur
•
Perphenazine,
ondansetron, ve deksamethasone
patent dışı
sedasyon
yapmayan
antiemetiklerdir |
Solunumsal efor |
Puan |
Öksürür ve
serbestçe ve
/ve ya
emirle derin
nefes |
2 |
Yalnızca istemsiz öksürme; desteksiz
havayolu |
1 |
Taşipne, dispne
ve apne,
ve/ve ya
havayolu desteği
gerekiyor |
0 |
Klinik korelasyonu:
•
Havayolu enstrümantasyonu,
mekanik
ventilasyon,
irritan
inhalasyon
ajanları
ve
kas
gevşeticilerden kaçınma
daha kısa
zamanda
‘2’ puan
almayı destekler |
Oksijen satürasyonu |
Puan |
%95% ya
da (preoperatif değer eksi
2) ek
O2’siz |
2 |
%95 ya
da (preoperatif değer eksi
2) ek
O2
ile |
1 |
<%95 ya
da (preoperatif
değer eksi
2)± ek
O2
ile |
0 |
Klinik korelasyonu:
•
Sistemik opioidler
ve nöromusküler
blokörler hipoventilasyona
bağlı desatürasyona yol açabilir;
ipsilateral hiperbarik spinal anestezi
ve/veya PSB
ise buna
büyük olasılıkla neden olamaz |
GA,
genel anestezi;
PSB, periferik
sinir bloğu.
Porhomayon
J, Leissner
KB,
El-Solh
AA,
Nader
ND.
Strategies in postoperative
analgesia in
the obese obstructive
sleep apnea
patient. Clin
J Pain
2013;29 den
izin ile
modifiye edilmiştir.
8 ve
daha yüksek
bir puan
ve birlikteliğinde
Sıfır Tolerans
Kriterlerini karşılama
(Tablo 3), günübirlik cerrahi sonrası
PABÜ’nun atlanması
için, ya
da cerrahi
sonrası hastane
içi monitörize olmayan
bir yatağa
transfer olmak
için
Fast-track
PABÜ
taburculuğu
için yeterlidir. Obstrüktif uyku apne
(OSA) teşhisi
olan hastalar
için 9 puan ile
birlikte aynı
Sıfır Tolerans Kriterleri (Tablo 3),
ve 30-60
dk sonra
PABÜ ortamının
stimulasyonu dışında uyarı
verilmeden tanık
olunan apne
dönemi olmaması
önerilmektedir.
OSA hastaları
eğer OSA’ya
özgü
WAKE
kriterleri
karşılanmıyorsa postoperatif monitörize yatağa (Ör:
kapnografla birlikte ya
da değil
devamlı pulsoksimetri) gönderilir.
Tablo
3:
WAKE
skoru, anestezi
sonrası bakım
ünitesi devre
dışı (ayaktan
cerrahi) veya
fast- track
faz 1 anestezi sonrası
bakım ünitesi
taburculuğu (yatan
ya da
ayaktan cerrahi)
için ‘SıfırTolerans
Kriterleri’
1.
Hastanın
cerrahi sahasındaki
giriş
ağrı
skorlarına
(hareket
ile)
göre
uygun olarak
ayarlanmış ağrı |
Klinik
korelasyon: |
•
Multimodal
analjezi rutin olarak
uygulanmakta, asetominofen, tip
2 siklooksijenaz
inhibitörleri ve /veya
antiinflamatuvar ilaçlar ve
N-metil-D- aspartat antagonistleri
(düşük doz intravenöz ketamin
ve /veya
oral dekstrometorfan
ve /veya
intravenöz magnezyum) gibi sedatif
olmayan analjezikler vurgulanarak
•
Postoperatif
analjezik için
sistemik opiodlerdense
preoperatif PSB’lar hastaları
bu kriterleri karşılamaya daha
hazır hale
getirir.
•
Yüksek
preoperatif ağrı
skorunu değerlendirmek
için sınırlı
sayıda mevcut
olan analog
skaladan seçileceği
düşünülürse, eğer bir hasta preoperatif bazal ağrı skorunda
hareket ile 10 üzerinden 8
puan alıyorsa,
PSB yokluğunda, hasta diğer
tüm parametrelerde
PABÜ bypass/taburculuk
kriterlerini karşılar ve
başarılı şekilde
postoperatif ağrı
skoru 10 üzerinden
10 ile taburcu edilir.
Bununla birlikte ilişkili sinir dağılımlarını kapsayan
PSB’ları varlığında (ör:
total diz
protezinde femoral ve siyatik)
bu daha
az olasılıklıdır.
•
PSB’na
eklenen buprenorphine, sistemik uygulanan
eşit doz
morfin ya
da diğer opioidden daha
uzun süreli
analjezi sağlayacaktır.
•
Propofol
ile sağlanan
anestezi idamesi ile
inhalasyon anestetiklerin hiperaljezik etkilerinden
kaçınılmış olunacaktır.
•
İnhalasyon
anestezikleri ve kısa
etkili opiodlerle
yapılan anesteziye göre spinal/rejyonal
anestezi daha
az hiperaljeziktir. |
2.
PONV
‘evet-hayır’ değerlendirmesine
göre |
Klinik
korelasyon: |
•
Preoperatif
oral perfenazin,
intraoperatif proklorperazine göre
daha az
sedasyon yapar
ve ondansetron ve deksametazona
benzer şekilde
sedasyon yapmaz.
•
Sistemik
klonidinin (ör. Sinir
bloğuna adjuvan
olarak) antiemetik yararı olabilir
•
İnhalasyon
ajanları ve sistemik
opiodler emetojeniktir. |
3.
Titreme, kaşınma, ve
/veya ortostatik
semptomlar (bayılma hissi ve/
ve ya oturur
pozisyonda hipotansiyon) |
Klinik
korelasyon: |
·
İpsilateral hiperbarik
spinal (izobarik bilateral spinale
göre daha
az total
intratekal dozda oluşur) cerrahi bittiğinde izobarik
spinal anestezi
ile
karşılaştırıldığında oturur
pozisyonda daha az
bayılma hissi
oluşturabilir
·Sistemik klonidinin (ör:
PSB’na eklenmiş)
ve fenilefrin infüzyonları
(genellikle spinal anestezi
ile eş
zamanlı uygulanır) titreme önleyici
ve /veya
termoregulatuvar faydalı yararları
mevcuttur.
·İnhalasyon
anestezikleri rejyonal
anesteziye göre daha
fazla termoregülasyonun
bozulmasına yol
açar.
·Sistemik
opiodler genellikle kaşıntıya yol
açar. |
*Blanshard
HJ, Chung
F. Postanesthesia
care unit assessment
and discharge. Problems in
Anesthesia by Lippincot
Williams,
Wilkins, Inc.,
Philadelphia.1999;11:
110-8’den alınmıştır.
Günübirlik
girişimlerde üst ekstremite
blokları
Ultrason
eşliğinde rejyonal
anestezi ile
(UGRA), brakiyal
pleksustan çıkan
ve üst ekstremite
bloklarında kullanılan birçok
sinire, blok
uygulanır. Üst
ekstremite, rejyonal
anestezi işlemleri
arasında, tek
doz ilaç
uygulaması ya da
kateter aracılığı
ile sürekli ilaç
kullanılması bulunur. Omuz
cerrahisi işlemleri,
hemiartroplasti ve
total artroplasti, artroskopi,
subakromiyal dekompresyon, rotator kaf
instabilitesi ve ya donmuş
omuz için
yapılan işlemleri içerir. Omuz
cerrahisi sonrası, postoperatif
ağrı çok şiddetli
olabilir ve
rehabilitasyon ile artabilir.
Omuz cerrahisi
için sıklıkla kullanılan
teknikler interskalen
blok (ISB),
servikal paravertebral
blok, supraskapular sinir
bloğu, supraklavikular
sinir bloğu
(SCB), içerir,
El cerrahisi
için, işaret
noktaları, uyarı ve/
veya UGRA
kullanarak rejyonal
anestezi ile
bloke edilecek
sinir tam
olarak hedeflenebilir.
Median, ulnar
ya da
radiyal sinir
bloke edilerek,
biseps ve
trisepsin istenmeyen motor
blokları engellenebilir.
Buda, günübirlik
cerrahiden taburculuk
süresini ve
ekstremitenin daha
iyi fonksiyon görmesini sağlar.
Alt ekstremite blokları
ve bunların
yararlı olduğu
cerrahiler
Üst ekstremite
sinir bloklarından
farklı olarak,
nöroaksiyel teknikler
kullanılarak da anestezi
sağlanabileceği için alt
ekstremite sinir blokları
üst ekstremite
sinir blokları gibi,
yaygın kullanılmamaktadır.
Kalça cerrahisi; sık yapılan
alt ekstremite
ortopedik işlemleri
arasındadır, ama postoperatif
ağrılı olabilir.
Analjezik tedavi
için sinir blokları, perioperatif ağrıyı
ve opoid
kullanımını azalttıkları ve
taburculuğu kolaylaştırdıkları
için, sık
kullanılan bir
seçenektir. Lumbar
pleksus blokları
nöroaksiyel anestezi
ya da
genel anestezi
ile birlikte
kalça artroplastisi
için sıklıkla yapılır.
Lokal anesteziklerle
yapılan lumbar
pleksus bloğu
sonrasında femoral
ve obturatuar sinir
fonksiyon kaybı
hastanın yürümesini aşırı derecede
zorlaştırır (her iki kalça
ve dizin
fleksiyon ve
ekstansiyonun kaybı,
kalça adduksiyonun kaybı, propriosepsiyonun
kaybı ve
düşme riski).
Cerrahi turnike
kullanılmıyorsa, siyatik ve
safen sinir
blokları, dizin distali
için yeterli anesteziyi
sağlar. PNB,
ayak bileğine
odaklı olabilir
ya da
her parmağın
dijital sinirin bloke
edilmesi şeklinde
olabilir.
Sistemik opioid
ve intraoperatif
anesteziyi azaltma etkileri
dışında, sinir
blokları derin ama
kısa etkili
postoperatif analjezi de
sağlar. Bu
özellikle, hastanın
perinöral analjeziden sistemik/oral multimodal analjeziye
geçtiği (asetominofen, NSAİİ’ler, COX-2 inhibitörleri,
dekstromethorfan ve /veya
gerekli oldukça
opioidler) günübirlik
işlemlerde yararlıdır.
Günübirlik
cerrahide üst ve
alt ekstremite
bloklarının komplikasyonları ve
kısıtlılıkları
Günübirlik
cerrahi işlemlerde rejyonal anestezi
uygulanacaksa, hasta talimatları
anlamalı, tek
başına yürüyebilmeli, kateter takılmışsa,
bu katateri
koruyabilmeli, taburculuktan
sonra kateter
ile ilgili,
komplikasyonların belirtilerini anlayabilmelidir. Günübirlik
işlemlerde uygulanan, sürekli kataterlerin
komplikasyonları; katater yerinin değişmesi,
ikincil blok
başarısızlığı ve
enfeksiyondur. Ayrıca,
kaza ile hematom
veya kateter
delinmesi olabilir.
Paravertebral
Sinir Bloğu
Paravertebral
sinir bloğu
(PVB) birçok
cerrahide, travmayla ilişkili
ağrı ve
kronik ağrı sendromlarında
kullanılmaktadır. Tek enjeksiyon
yada kalıcı
kataterle gerçekleştirilebilir.
Santral nöroaksiyel tekniklere göre
avantajları bulunmaktadır. Bu
yöntem meme
cerrahisinde, fıtık tamirinde,
göğüs duvarı,
ve karın
duvarı cerrahilerinde, endovasküler abdominal aort
anevrizmasında ve üst
ekstremite ortopedi cerrahilerinde
yararlıdır
Transversus
abdominus plane, ilioinguinal,
iliohipogastrik ve rektus
kılıf blokları:
Transversus
abdominus plane
(TAP), ilioinguinal-iliohipogastrik
(IL/IH), rektus
kılıf blokları (RSB)
UGRA’nin kullanılmasıyla, birlikte daha
popüler olmuşlardır.
TAP internal oblik
ve transvers
abdominal kasların
arasındaki sinirleri uyuşturur.
Bu bloklar düşük
yan etki
profiline ve
basit tekniğe
sahiptirler. TAP bloğu
ile birçok abdominal girişimde vizüel
ağrı skorunda
azalma gösterilmiştir.
Postoperatif ağrı için, TAP
uygulanabilir.
IL/IH
sinir blokları,
umbilikus altı
işlemlerde tercih edilmektedir.
RSB’nin laparoskopik cerrahiler sonrasında, mükemmel
bir analjezi
sağladığı ve
azalmış ağrı skoruyla birlikte
düşük opioid
tüketimine neden
olduğu gösterilmiştir.
Ayrıca, RSB perioperatif
ağrı kontrolünde pediatrik hastalarda
da efektiftir.
Yukarıda bahsedildiği gibi,
gövde blokları,
özellikle multimodal
bir teknikle
birleştirildiğinde effektif
bir analjezi sağlar. Blok
yaparken ultrason
kullanımı, bloğun
etkinliği ve
güvenliğini arttırmaktadır.
Günübirlik
anestezi uygulamalarında
en sık
görülen
komplikasyonlar;
Hipotansiyon,
hipertansiyon, bulantı-kusma,
bronkospazm, baş
dönmesi, uyku
hali, aspirasyondur.
Postoperatif dönemde
bulantı-kusma, ağrı,
baş dönmesi
en sık rastlanan
semptomlardır.
Bulantı-kusma antiemetik ilaçlar (riskli
hastalarda 5-HT3 antagonistleri
ondansetron, dolasetron, granisetron),
glukokortikoidler steroidlerin (4-8 mg deksametazon)
kullanımı ile önlenebilir.
Ağrı için
hızlı ve
etkin tedavi yapılmalıdır.
Bulantı
Kusmayı etkileyen
faktörler
Hasta ile
ilişkili
faktörler
Yaş<50
Cinsiyet
Eşlik eden
hastalıklar Bulantı kusma
anemnezi Sigara içimi
Anksiyete seviyesi
Eklenen hastalık
(viral, pankreas
hastalığı)
Anestezi ile
ilişkili
faktörler
Premedikasyon
Opioid analjezikler
Anestezi indüksiyonu
ve idamesi
Antagonist ilaçlar
Gastrik distansiyon Uygunsuz
hidrasyon
Rezidual sempatoktemi
Cerrahi ile
ilişkili
faktörler
Cerrahi girişim
Operasyon süresi
>60dk Gastrointestinal kanalda
kan Oral alımının
zorlanması Opioid analjezikler
Erken taburculuk Ağrı
Postoperatif
ağrı yönetimi
ve analjezi
Ağrının
hipoksemi, hiperkapni ve dolu
mesaneden olup,
olmadığı kontrol
edilmelidir. Parasetamol,
NSAİİ ajanlar
ile ya da opioid
analjezikler ile yapılabilir.
Son yıllarda, multimodal
analjezi ağrı
yöntemlerinde
kullanılmaktadır.
Multi Modal
Perinöral Analjezi (MMPNA)
günübirlik ortamlarda önemli
analjezik bakım stratejisi olarak
ortaya çıkmaktadır.
Multimodal oral/sistemik analjeziklerle kombine
edildiğinde, MMPNA tek
enjeksiyon sinir blokları
(buprenorfin, klonidin ve düşük
doz deksametazonun, ≤%0,25 bupivakain
konsantrasyonu ile kombine edilmesi)
40 saatlik
etki süresine
ulaşabilir ve
diabetik hastalarda daha düşük
lokal anestezik konsantrasyonla
benzer MMPNA
blok uzunluğu
oluşabilir.
Günübirlik Anestezi
Sonrası
Taburculuk Kriterleri:
Günübirlik
anestezide derlenmeevreleri; Erken Derlenme
(Faz I);
Koruyucu refleks
ve motor tonusun
kazanılması, Ara Derlenme
(Faz II)
Klinik derlenme,
eve gitmeye
hazır olma, Geç
Derlenme (Faz
III) Tam
derlenme, fizyolojik derlenme
şeklindedir.
Hastanın
operasyon salonundan doğrudan
günübirlik cerrahi ünitesine
geçirilmesi (PABÜ bypass)
fast tracking
derlenme olarak
adlandırılır. Fast tracking
Skorlaması Tablo
6 da gösterilmiştir.
Tablo.6
Fast-track
Skorlama
Sistemi
Postoperatif
dönemde taburculuk
genelde derlenme
ünitelerinde; Modifiye
Aldrete Skorlama (Tablo
5) sistemine
göre yapılmalıdır.
Kan basıncı,
kalp atım
hızı, solunum sayısı
ve ısıyı
içeren vital
bulgular, derlenme
ve mental
durum, ağrı,
bulantı-kusma, sıvı alımı
ve çıkımı
yönünden hastalar,
kontrol edilerek
taburculuk işlemleri
başlatılmalıdır. Skor, 9-10
oduğunda hasta
taburcu edilebilir. Rejyonal anestezi
uygulanmış, hastaların
taburcu edilme
kriterlerinde WAKE
Skor kriterleri
kullanılmaktadır. Ameliyat
salonundan çıktıktan sonra,
uyanma skoru
WAKE skor
kriterlerinin karşılanması ile derlenme
ünitelerinin devre dışı
kalması, hastane
giderlerini azaltmaktadır. Klinik gözlemler
ve yapılan
çalışmalar, belirli hastalar
dışında, taburculuk öncesi oral
sıvı alımını
ve ürinasyonu
beklemenin, taburculuk sonrası
problem riskini
azaltmadan, taburculuk
zamanını uzattığını
saptamışlardır.
Düşük riskli
hastalar idrar
yapmadan taburcu
edilebilir. Hastalar,
taburculuk sonrası 6
- 8
saat içinde
idrar yapamazlarsa,
hastaneye başvurmaları
konusunda yazılı
olarak bilgilendirilmelidir.
Yüksek riskli
hastalar eve
gönderilmeden önce idrar
yapmalı ve US
ile yapılan
muayenede, rezidüel volüm
<150 ml
olmalıdır. Eğer
mesane volümü >400
ml ise
eve gönderilmeden
önce sonda
takılmalıdır.
Spinal
anestezi sonrası
ambulasyon öncesi
motor, duyusal
ve sempatik
bloğun gerilediğinden emin
olmak önemlidir (Perianal duyunun
normal olması
(S4-5),ayağın plantar fleksiyonu, başparmağın propriyosepsiyonu
gibi.) Uzun
etkili lokal
anestezik kullanımı, gecikmiş
derlenme, yavaş
ambulasyon ve üriner
retansiyona neden olabilir. Uzun
etkili lokal
anestezik kullanılmışsa, hastalar taburcu
olmadan önce,
idrar yapmalıdır. Kısa
etkili lokal
anestezik (epinefrinsiz) kullanılmış ise,
hastalar idrar yapmadan,
taburcu edilebilir. Ancak 4-6
saat içinde
idrar çıkışı
olmazsa hastaneye
başvurması konusunda yazılı olarak
bilgilendirilmelidir. Periferik
blok sonrası
motor ve duyusal
blok tam
gerilemeden hastaları
taburcu etmek
güvenlidir.
Periferik
blok sonrası;Hastalar
taburcu olmadan
önce,
üü
Bacaklar
hissisken araba
kullanılmamalıdır.
üü
Uyuşuk
ekstremiteye sıcak
uygulanmamalıdır.
üü
İlk
24 saat
ekstremite mümkün olduğunca
yukarıda tutulmalıdır.
üü
Ayaklar
uyuşukken destekle yürümelidir.
üü
Uyuşukluk
kaybolmaya başladığında
mümkün olan
en kısa
sürede analjezik alması yönünde yazılı
olarak bilgilendirilmelidir.
WAKE skor kriterleri, rejyonal
anestezi ile
günübirlik cerrahi
geçirecek hastalar
yanı sıra genel
anestezi ve
monitörize anestezi
bakımı hastalarında
da bypass/taburculuk
skorlama sistemi olarak
çok yararlı
görünmektedir. Özellikle WAKE
skor kriterlerini karşılayacak anestezi bakım
planlarını tasarlarken inhalasyon
ajanlarının hiperaljezik ve
bulantı yapıcı etkisi
ve kısa
etkili opioidlerden
uzak durarak
doğrudan multimodal
analjeziye, antihiperaljeziye
ve antiemezise
dikkat etmeyi
gerektirir.
Hastalar
,(erişkin ve
pediyatrik) refekatçi eşliğinde taburcu
edilmeli, 24 saat
araba kullanmalarına izin
verilmemelidir (Tablo
6). Pediyatrik
hastaların, taburculuk işlemlerinde çift
ebeveyn olmalıdır. Ebeveynlerden biri
araba kullanıyorsa,
diğeri arka
koltukta pediyatrik
hastanın yanında
olmalıdır. Refakatçinin,
mental ve
fiziksel yönden
yeterli olması
gerekmektedir. Hastaya taburcu
olurken, bir
kitapçık verilerek
ağrı, baş
dönmesi, bulantı- kusma
yönünden bilgilendirilmelidir.
Hastalara, non-opioid analjezik
verilmeli, erken dolaşma ve
günlük aktivitelerine
başlamayı teşvik etmelidir.
Son
zamanlarda, uygun derlenme
kriterlerinin oluşması, günübirlik
cerrahide, rejyonal anestezinin yararlarını arttırmıştır. Artan
sağlık giderleri
ve daha
hızlı iyileşme
beklentisi, anestezistleri, anestezi
sonrası derlenme
ünitesini atlayan
ve hastaneleri
erken taburculuğa odaklı
anestezi planları
yapmaya zorlamaktadır.
Rutin
rejyonal anestezi
kullanımı, multimodal bulantı ve
kusma profilaksisi,
multimodal sedasyon-hipnoz ve
multimodal analjezi ile
inhalasyon ajanlarından kaçınılması
ve kısa-etki süreli
opoidlerle birlikte, uygun derlenme
kriterleri kullanılması, hem
rutin olarak
anestezi sonrası bakım
ünitesinin atlanmasını hem
de aynı
gün taburculuğu
sağlar.
Tablo
5.
Postanestezik
Aldrete Derlenme Skorlaması
Orijinal
kriterler |
Modifiye
kriterler |
Puan
değeri |
RENK |
OKSİJENASYON |
2 |
Pembe |
Oda
havasında SpO2 >
%92 |
Solukluk
veya koyuluk |
Oksijen
destekli SpO2 >
%90 |
1 |
Siyanotik |
Oksijen
destekli SpO2 <
%90 |
0 |
SOLUNUM |
Derin
nefes alıyor
ve serbestçe öksürüyor |
2 |
Derin
nefes alabiliyor
ve öksürebiliyor |
Yüzeyel
fakat yeterli
değişim |
Dispneik,
yüzeyel veya
sınırlı solunum |
1 |
Apne
ve tıkanıklık |
Apne |
0 |
DOLAŞIM |
Kan
basıncı normalin ± 20
mmHg |
2 |
Kan
basıncı normalin % 20’si
içinde |
Kan
basıncı normalin % 20-50’si
içinde |
Kan
basıncı normalin
± 20-50
mmHg |
1 |
Kan
basıncı normalden
> %
50 |
Kan
basıncı normalin
± 50
mmHg |
0 |
BİLİNÇ |
Tam
uyanmış |
2 |
Uyanık,
alert ve
oryante |
Uyandırılabiliyor
fakat hızla
tekrar uyuyor |
Sözel
uyarılarla uyandırılabiliyor |
1 |
Tepkisiz |
Yanıtsız |
0 |
*Blanshard HJ, Chung
F. Postanesthesia
care unit
assessment and discharge.
Problems in
Anesthesia
by
Lippincot Williams, Wilkins, Inc.,
Philadelphia. 1999; 11:110-8’den
alınmıştır.
Tablo
6:
Taburculuk
kriterleri
1.Hastalar,
tamamen uyanık
ve oryante
olmalıdır.
2.
Bebekler ve
mental durumu
başlangıçta bozuk
olan hastaların, ilk durumlarına
dönmeleri beklenmelidir.
3.
Vital bulgular stabil
ve kabul
edilebilir sınırlar içerisinde
olmalıdır.
4.
Antagonist ilaç
(flumazenil, nalokson) verilen
hastalarda yeniden sedasyon
gelişmeyeceğinden emin
olmak için,
yeterli süre
(2 saate
kadar) beklenmelidir.
5.
Kantitatif sedasyon
skorunun kullanılması
hastanın taburcu
edilebilmesine yardımcı
olabilir.
6.
Günübirlik hastalar
taburcu edilirken,
yanlarında sorumlu
bir erişkin
bulunmalıdır.
7.
Hastaya girişim
sonrası uygulanması
gereken diyet,
ilaç ve aktivite ile
ilgili (varsa) yazılı
bilgi verilmelidir.
Kaynaklar
1.
Paul F.White. Past,
present, future
in Ambulatory anesthesia and
surgery.In: Paul F. White
(ed), Ambulatory
anesthesia and surgery.WB
Saunders, Great
Britian;1997.p.3-35.
2.
Urman RD, Deai
SP: History
of anesthesia
for ambulatory
surgery. Curr
Opin Anaesthesiol.
2012;25(6):641-7.
3.
American Society of
Anaesthesiologist (ASA) Standarts
for basic
anesthetic monitoring.2005.htpp://www.asahq.org/publications
and services/standart/02.pdf
4.
Türk Anesteziyoloji ve
Reanimasyon Derneği Günübirlik
Anestezi Kılavuzu,
2005
5.
American Society of
Anesthesiologists Task Force
on Preanesthesia
Evaluation. Practice
advisory for
preanesthesia evaluation. An updated
report by
the ASA Task Force
on preanesthesia
evaluation. Anesthesiology
2012;116:1–17.
6.
Metzner J, Kent
CD. Ambulatory
surgery: is
the liability risk
lower? Curr
Opin Anaesthesiol. 2012,
;25(6):654-8.
7.
Majholm B, Engbaek
J, Bartholdy
J, et
al. Is
day surgery
safe? A
Danish multicenter study of
morbidity after
57 709
day surgery
procedures. Acta
Anaesthesiol Scand 2012;
56:323–331.
8.
Association of
Anaesthetists of
Great Britain
and Ireland;
British Association
of Day Surgery.
Day case
and short
stay surgery:
2. Anaesthesia.2011;66(5):417-34.
9.
Raeder J: Clinical
ambulatory anesthesia. Cambrige
University Press 2010.
10.
Urman
RD, Punwani
N, Shapiro
FE. Patient
safety and
office-based anesthesia.
Curr Opin
Anaesthesiol. 2012;25(6):648-53.
11.
Recommendations for
the Perioperative
Care of
Patients Selected
for Day
Care Surgery PS-15
Australian and New
Zealand College
of Anaesthetists, 2010.
www.anzca.edu.au/search?
Searchable Text=day-+care +surgery, dostep:
28.353- 367.
12.
Kurrek MM,
Twersky RS.
Office-based anesthesia. Can J
Anaesth.2010 ; 57(3):256-72.
13.
Bian J,
Morrisey MA.
Free-standing ambulatory surgery centers
and hospital surgery
volume. Inquiry.
2007;44(2):200-10.
14.
Joshi
GP, Ankichetty
SP,Gan TJ,
Chung F.
Society for
Ambulatory Anesthesia
consensus statement
on preoperative
selection of
adult patients
with obstructive sleep
apnea scheduled
for ambulatory
surgery. Anesth
Analg.2012;115(5):1060-8.
15.
Burden N.Outpatient
Surgery.A view Through
history.J.Perianesth Nurs
2005:20:435-7.
16.
Mercanoğlu E.
Günübirlik cerrahide anestezi.
Keçik Y
(ed), Temel Anestezi,Güneş
Kitapevi. Ankara;
2012.p.951-60.
17.
Gabrielle B.Which
muscle relaxants
should be
used in
day surgery
and when.
Current Op Anaesth.
2006;19:600-5.
18.
Karaoglan LL,
Erdost HA,
Kuzgun O
(2015) Sugammadex: Safe for
Ambulatory Surgery in Patients
with ALS?
Enliven: J
Anesthesiol Crit
Care Med
2(4): 2015.
19.
Liu SS,
Strodtbeck WM, Richman
JM, Wu
CI.A comparison
of regional
versus general anesthesia for
ambulatory anesthesia. Ameta-analysis
of randomized controlled
trials.Anesth Analg.
2005;101:1634-42.
20.
Rasmussen LS,
Steinmetz J.Ambulatory
anaesthesia and
cognitive dysfunction Curr Opin Anaesthesiol
2015;28(6):631-5.
21.
Gan TJ,
Dieumunish P, Habib
AS, et
al. Consensus
guidlines for the
management of postoperative
nausea and
vomiting. Anesth
Analg 2014;118:85-113.
22.
Benarroch-Gampel J,
Sheffield KM,
Duncan CB,
et al.
Preoperative laboratory
testing in patients
undergoing elective, low-risk
ambulatory surgery. Ann
Surg 2012; 256:518–528.
23.
Phillips MB,
Bendel RE,
Crook JE,
Diehl NN.
Global health
implications of
preanesthesia medical
examination for
ophthalmic surgery. Anesthesiology
2013; 118:1–8.
24.
Van Gelder
FE, de
Fraaff JC,
Van Wolfswinkel L, Van
Klei VA.
Preoperative testing in
noncardiac surgery patients.
A survey
amongst European
anaesthesiologists. Eur
J Anaesthesiol
2012; 29:465–470.
25.
Chung F,
Yuan H,
Yin L,
et al.
Elimination of preoperative
testing in
ambulatory surgery. Anesth
Analg 2009;
108:467–475.
26.
Hughes S,
Leary A,
Zweizig S,
Cain J.
Surgery in
elderly people:
preoperative, operative and
postoperative care to
assist healing.
Best Pract
Res ClinObstet Gynaecol
2013; 27:753–765.
27.
Schiefermueller J,
Myerson S,
Handa A.
Preoperative assessment and perioperative management
of cardiovascular
risk. Angiology
2013; 64:
146–150.
28.
Apfel CC,
Heidrich FM,
Jukar-Rao S,
et al.
Evidence-based analysis
of risk factors for postoperative
nausea and
vomiting. Br
J Anaesth 2012;
109:742–753
29.
Apfel CC,
Philip BK,
Cakmakkaya OS,
et al.
Who is
at risk
for post
discharge nausea and
vomiting after
ambulatory surgery?
Anesthesiology 2012;117:
475– 486.
30.
Chen CC,
Siddiqui FJ,
Chen TL,
et al.
Dexamethasone for
prevention of postoperative nausea and
vomiting in
patients undergoing thyroidectomy: meta-
analysis of randomized controlled
trials.World J Surg
2012; 36:61–68.
31.
Chung F,
Subramanyam R, Liao
P, et
al. High
STOP-Bang score indicates
a high probability
of obstructive sleep apnea.
Br J
Anaesth 2012;
108:768–775.
32.
Weingarten TN,
Kor DJ,
Gali B,
Sprung J.
Predicting postoperative pulmonary complications
in high-risk
populations. Curr
Opin Anaesthesiol
2013; 26:
116– 125.
33.
Karakoc O,
Akcam T,
Gerek M,
et al.
The upper
airway evaluation
of habitual snorers
and obstructive sleep apnea
patients. ORL J
Otorhinolaryngol Relat Spec 2012;
74:136–140.
34.
Gasa M,
Salord N,
Fortuna AM,
et al.
Optimizing screening of severe
obstructive sleep apnea
in patients
undergoing bariatric surgery.
Surg Obes
Relat Dis
2013; 9:539–546.
35.
Friedman M,
Hamilton C,
Samuelson CG,
et al.
Diagnostic value
of the
Friedman tongue position
and Mallampati
classification for
obstructive sleep
apnea: a
meta- analysis. Otolaryngol Head
Neck Surg
2013; 148:
540–547.
36.
Porhomayon J,
Leissner KB,
El-Solh AA,
Nader ND.
Strategies in
postoperative analgesia in
the obese obstructive
sleep apnea
patient. Clin
J Pain 2013;29
37.
Mehta V,
Subramanyam R, Shapiro
CM, Chung
F. Health
effects of
identifying patients with
undiagnosed obstructive sleep apnea
in the
preoperative clinic: a follow-up
study. Can
J Anaesth
2012; 59:
544–555.
38.
Practiceguidelines for
postanesthetic care,an updated
report by
the American Society of
Anesthesiologists task force
on Postanesthetic
Care,Anesthesiology, 2013
Günübirlik
anestezi uygulamaları
ilk kez
1970 ‘de
Wallece
Read
tarafından
uygulanmaya başlanmış, son
20 yıldır
ise büyük
gelişme göstermiştir.1984
yılında
The Society for Ambulatory
Anesthesia (SAMBA)
kurulmuştur.
2005 yılında,
Türk Anesteziyoloji
ve Reanimasyon Derneği
(TARD) günübirlik
anestezi kılavuzunu
yayınlamıştır.
Bu kılavuz
günübirlik cerrahi de
anestezi uygulamalarını
anlatmak amacıyla,
TARD Günübirlik Anestezi
Komitesi tarafından
hazırlanmıştır.
İçerikteki
anlatılan uygulamalar da hasta
bazında değişiklikler
gerektirebileceği unutulmamalıdır.
Editörler
Prof. Dr.
Leyla İyilikçi
Dokuz Eylül
Üniversitesi Tıp
Fakültesi
Prof.Dr. Selmin
Ökesli
Necmettin Erbakan
Meram Tıp
Fakültesi
Prof. Dr.
Berrin Işık
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi
Yazarlar
Prof. Dr. Leyla
İyilikçi
Dokuz Eylül
Üniversitesi Tıp
Fakültesi
Prof.Dr. Selmin
Ökesli
Necmettin Erbakan
Meram Tıp
Fakültesi
Prof. Dr.
Berrin Işık
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi
Doç. Dr.
Işık Alper
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi
Uzm. Dr.
Hale Aksu
Erdost
Dokuz Eylül
Üniversitesi Tıp
Fakültesi
Uzm.Dr. Adnan
Noyan
Yeditepe Diş
Hekimliği Fakültesi
Doç. Dr.
Hale Borazan
Necmettin Erbakan
Meram Tıp
Fakültesi
Uzm.
Dr. Pelin
Çorman Dinçer
Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi
Uzm.Dr. Kerem
ERKALP
İstanbul Bağcılar
Eğitim ve
Araştırma Hastanesi
Uzm.Dr. Sibel
Özcan
Elazığ Eğitim
ve Araştırma Hastanesi
Uzm. Dr.
Levent Şahin
Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi
Günübirlik
Cerrahide
Anestezi
Cerrahi tedavinin
uygulandığı gün,
evine gönderilmesi
planlanan hastalara, uygulanan
cerrahiye, günübirlik
cerrahi
tanımı kullanılır.
Bu tür
cerrahide, uygulanan anesteziye
de günübirlik anestezi denir.
Sağlık giderlerinin devamlı arttığı
bir dönemde,
günübirlik anestezi uygulayan
anestezistlerin hasta
güvenliği ve memnuniyetini
tehlikeye atmadan, etkin
maliyetli
hasta bakımında,
lider rol
oynamaları gerekmektedir.
Günübirlik cerrahi
uygulamaların; hastalar,
sağlık çalışanları
ve hastaneler için bazı avantajları
vardır. Cerrahi
ve anestezideki ilerlemeler, daha
çok cerrahinin,
günübirlik yapılabilmesine olanak
sağlamıştır.
Günübirlik
anestezi uygulanacak ünitelerin özellikleri:
1-BİNA
A.
Bir
hastane binasının
içinde bulunması
acil hizmetlerin
verilebilmesi açısından önemlidir.
B.
İdeali
içinde operasyon odaları, dinlenme
odaları ve
servislerin bulunduğu
ve bu amaçla
inşa edilmiş
binalardır.
Hastane
içersinde yer
almayan ünitelerin, acil hizmet
verecek, destek
alabileceği ve hastane
ile yazılı
sözleşmesi olmalıdır.
Perioperatif
komplikasyonlar için
yatan hasta
yataklarına (sterilizasyon ünitesi, servis ve
yoğun bakım)
ulaşılabilme olanağı
olmalıdır.
İzole
günübirlik hizmet
veren merkezler
için uygun
yer ve
bu yerlere
ulaşım olanağı
sağlanmalıdır.
Medikal
tesisin yakınındaki bir otelde
konaklama planlandığında
bile, işlem “günübirlik
cerrahi” olarak
tanımlanabilir. Eğer tesisin
tıbbi gözetimi
yoksa, hemen erişilebilir
bir tıbbi
müdahale merkezinin yakınlarda bulunması,
ameliyat sonrası
ilk gün boyunca
hastaların psikolojik
rahatlığı ve
medikal güvenliği
için tartışmasız faydalı
bir etkiye
sahiptir.
2-DONANIM
En
küçük operasyonlar bile, yeterli
donanımı (genel
anestezi uygulanan
her ameliyathanedeki standart
donanım) olan
operasyon odalarında uygulanabilir.
1-Pozitif
basınçla ventilasyon olanağı veren
makineler.
2-Oksijen
kaynağı.
3-Etkili
aspiratör.
4-KPR
için ilaç
ve cihazlar.
5-Yeterli monitorizasyon.
6-Uygun
anestezik ilaçlar.
Çocuk
hastalar için
özel düzenlemeler yapılmalıdır (çocuk
devresi, uygun
boyda tüp,
airway, laringoskop vb.).
3-ANESTEZİ
BÖLÜMÜ VE
ÇALIŞMA ŞEKLİ
A.Günübirlik cerrahi
anestezisti bu
konuda tecrübeli
uzman düzeyinde
olmalıdır. Her
hasta ile
bizzat ilgilenebilecek şekilde yeterli
sayıda anestezi
hekimi bulunmalıdır.
Anestezi uzmanı
uygulamanın her
döneminde (preoperatif,
postoperatif) yer almalıdır.
Yetişmekte olan
asistanlar da,
bir uzmanın
gözetiminde
anestezi uygulayabilirler.
Çocuk hastalar
için pediatrik
anestezi eğitimi
almış, konsültan
anestezist bulunmalıdır.
Özel eğitim
almış yardımcı
personel bulunmalıdır.
Bilinen özenli, güvenli
anestezi teknikleri
(inhalasyon, TİVA,
ejyonal,
sedasyon
ve/veya
analjezi yöntemleri
veya tekniklerin kombinasyonu olabilir)
uygulayarak, cerrahi sonrası
kısa sürede
hastalar taburcu
olması gerekir.
Yeterli anestezi
ve postoperatif bakımın
sağlandığından emin
olunmalıdır.
4-MEDİKAL
DİREKTÖR VE
DİĞER PERSONEL
Her günübirlik cerrahi
merkezinin takım çalışmasını
yönetebilecek bir medikal direktör
olmalıdır. Bu anestezi
uzmanı da,
olabilir. Medikal
direktör, eğitim
yapabileceği gibi, yönetim
ve muhasebeyi
içeren bir
iş planı oluşturmalıdır.
Günübirlik
cerrahide hasta
seçme kriterleri
1
-‐Uygulanacak cerrahi girişim
uygun bir
sürede bitirilebilmelidir.
Bir günübirlik olgunun
ortalama süresi
3.5 saat
veya yarım
iş günüdür.
Bu tüm
perioperatif dönemi kapsar. Bu
süreç sabit
olmalı ve
anestezistin iş planında
yer
almalıdır.
2
-‐Operasyon sıvı ve
kan kaybına
neden olmamalıdır.
3-‐Postoperatif
kanama için,
minimal risk
olmalıdır.
4
-‐Postoperatif
hava yolu
güvenliğinde, minimal
risk olmalıdır.
5
-‐Postoperatif ağrı, evde
hasta tarafından
kolaylıkla kontrol
altına alınabilmelidir.
6-‐Postoperatif
bulantı-‐kusma
olmamalıdır.
7
-‐Dren
veya kateter
kullanmayı gerektiren girişim olmamalıdır.
8
-‐Postoperatif bakımı hasta,
kendi yapabilmelidir.
Hasta hareketini kısıtlamayan bir
girişim olmalıdır
veya güvenilir
bir yetişkinle
birlikte olmalı
veya
postoperatif bakım
sağlayan bir
hemşire ayarlanabilmelidir.
9
-‐Sıvı
ve yemek
yeme işlevi,
hızlı dönülebilmelidir.
10
-‐Operasyon listesinde işlem
erkene alınmalıdır.
Bu şekilde
postoperatif bakım süresi
uzun olabilmelidir.
Tablo
1:
Günübirlik
Cerrahiye Uygun Girişimler
Dental fasiyal
Kırıklar,
ekstraksiyon
Dermatoloji
Cilt
lezyonları eksizyonu
Genel Cerrahi
Biyopsi,
endoskopi, kitle eksizyonu,
hemoroidektomi,
fıtık onarımı,
laparoskopik girişimler, splenektomi, adrenalektemi,
varis cerrahisi
Oftalmoloji
Katarak
operasyonları, şalazyon eksizyonu,
nazolakrimal kanal
operasyonu, strabismus onarımı,
tonometri, göz
içi enjeksiyonları
Jinekoloji
Biyopsi,
küretaj, histereskopi, laparoskopi, uterus
polipektomi,
vaginal histerektomi,
tüp ligasyonu
KBB
Adenektomi,
tonsilliktemi, timpanoplasti,
miringotomi,
polipektomi, rinoplasti, mastoidektomi
Plastik
Cerrahi
Bazal
hücreli kanser
eksizyonu, yarık
dudak onarımı,
mamoplasti, liposuction,
kulak düzeltme,
debritman, yanık pansumanı, cilt grefti
vd.
Üroloji
Mesane
cerrahisi, sünnet,
sistoskopi, varikosel,
orşiektomi,
laparoskopik nefrektomi, prostatektomi
Ortopedi
Diz artroskopi,
omuz rekonstrüksiyonu,
karpal tünel
operasyonu,
kapalı redüksiyon,
tendon tamiri
vd
Ağrı
Sinir
blokları, radyofrekans, epidural enjeksiyon,
kimyasal sempatektomi
Fizik Tedavi
Botoks enjeksiyonu
Kalp
Damar
Varis
operasyonları, fistül
açılması
Cerrahisi
Günübirlik
cerrahinin avantajları
•
Daha az
preoperatif test
•
Hastane yatak
uygunluğunda bağımsızlık
•
Özellikle yaşlı
ve çocuk
hastaların tercihi
•
Operasyonların gerçekleşmesinde esneklik
•
Hastane enfeksiyon insidansında düşüklük
•
Solunum komplikasyonlarında azlık
•
Ameliyat listelerinde beklemede azlık
•
Daha yüksek
verim
•
Maliyette azalma
•
Daha
az postoperatif
komplikasyon
Günübirlik
hastalar, lokal anestezi
ile girişim
yapılsa
dahi,
anestezi polikliniğinde
görülmeli, işlemler
anestezi hekimi
onay verdikten
sonar ve
hasta yakınından
onam alındıktan sonra
(ebeveyn:
anne-‐baba,
vasi
vb.) yapılmalıdır.
Cerrahi
teknolojinin gelişmesi, minimal
invaziv girişimlerin
yapılması, modern
anestezik ilaçlar, kısa
etkili opioidler
ve kas
gevşeticiler, revers ajanların
etkinliği (flumazenil, naloksan, sugammadeks) gibi
birçok faktöre
bağlı olarak,
günübirlik cerrahi altında
birçok girişim
yapılabilmektedir.
Günübirlik cerrahi işlemlerde,
operasyon süresi
önemli kriterlerden biridir.
İlk yıllarda
ve günümüze
kadar cerrahi
süre sınırı
90 dk olarak belirlenmişse
de, günümüzde
3-‐4
saatlik operasyonlar da günübirlik
yapılabilmektedir .
Günübirlik
cerrahiye kontr-endike durumlar
1.
Hayati
tehdit eden
hastalıklar (regüle
olmayan DM,
astım, unstabil
angina)
2.
Semptomatik kardiyovasküler hastalıkla komplike
olan (anjina,
astım), morbid
obezite (BMI≥50 kg/m2)
3.
Postkonsepsiyenel
yaşı<60 hafta olan
prematür hastalar
4.
Santral
etkili ilaç
kullanımı (MAO inhibitörleri/kokain
kullanımı)
5.
Operasyon
gecesi evde
sorumlu yetişkinin olmaması
Günübirlik
Anestezide
Preoperatif
Değerlendirme:
Anestezi öncesi
değerlendirme, cerrahi güvenliği
sağladığı gibi,
hasta anksiyetesinin
giderilmesi açısından önemli bir
süreçtir. Günübirlik
cerrahi geçirecek lokal, genel,
rejyonal anestezi
uygulanacak tüm hastalar
işlem öncesi,
anestezi polikliniklerinde
değerlendirilmelidir.
Birçok merkezde,
günübirlik hastalar için
rehberler yapılmıştır.
Günübirlik cerrahiler
düşük riskli kabul
edilmesine rağmen, günübirlik
cerrahi için
uygun hasta
belirlenmesinde, hastaların komorbiditeleri ve
fiziksel durumlarının
değerlendirilmesi gerekir. Preoperatif
değerlendirme de amaç;
morbiditeyi azaltmak ve
iyileşmeyi sağlamak amacıyla
hastalara endikasyonu olan
testlerin yapılması, preoperatif
ilaç tedavisi ve
postoperative erken
iyileşmeyi sağlar.
Günübirlik Anestezide Hasta
Seçimi
Günümüzde,
ASA I-II
grubu hastalar
dışında, ASAIII-IV
hastalara da
günübirlik işlem
uygulanabilmektedir. Bu
nedenle, ASA
III-IV grubu
hastalarda, risk
faktörü olan yandaş
hastalıklar değerlendirmelidir. Son yıllarda,
yapılan çalışmalar,
ASA III-IV grubu hastalarda postoperatif
dönemde görülen
komplikasyonlar ile,
ASAI-II arasındaki grup
ile fark
bulunmadığı gösterilmiştir. ].
Aktif
ÜSYE
olan, hastalarda,
desatürasyon riski yüksektir.
Bu yüzden,
aktif ÜSYE olan
elektif olguların, işlemlerinin, ertelenmesi
uygundur.
Hipertansiyonu,
DM, bulantı-kusma eğilimi, gastroözefajial
reflüsü olan
hastalar günübirlik cerrahi
girişim öncesi
belirlenmelidir.
ASA
I-II
grubu
hastalar, genelde
cerrahi günübirlik işlemlere daha
uygun görünse
de, ASA
III-IV grubu
hastalarda günümüzde
anestezi verilebilmektedir.
Morbid obezite (BMI≥40 kg/m2),
obstrüktif sleep –apne
sendromu (OSA)
olan, geriatrik,
kortikostroid kullanımı
bulunan vs.
yandaş hastalıkları
olan hastalara
da günübirlik anestezi
uygulanabilir.
OSA’lı
hastalarda günübirlik işlemler, üst
hava yolu
girişimleri dışında,
laparoskopik üst abdominal cerrahilerde,
(eğer nonopioid analjezi kullanılabiliyorsa),
güvenle
uygulanabilir. OSA’lı
hastalarda, komorbiditeleri
optimize edilirse
ve postoperatif CPAP (CPAP <12
altında
ise) kullanmaya
uygun iseler,
günübirlik cerrahi uygulanabilir.
Perioperatif dönemde, OSA
önlemleri; ters trendelenburg
pozisyonunda ekstübasyon, mümkünse
genel anesteziden
ve uzun
etkili narkotiklerden kaçınmayı kapsamaktadır.
SAMBA, OSA’lı
hastalarda postoperatif dönemde; ortaya
çıkan, ağrı, lokal
veya rejyonal
analjezi, asetaminofen
veya NSAİİ
gibi nonopioid
ilaçlarla giderilemiyorsa günübirlik anestezi önermemektedir.
Günübirlik
cerrahi olacak
Obstrüktif Uyku
Apnesi Hastalarda cerrahi işlem
sırasında ortaya
çıkabilecek sorunlar:
İntraoperatif
Zor/başarısız
maske ventilasyonu/veya trakeal entübasyon
Yeterli O2
saturasyonunu
muhafaza etmede
zorluk
Yakın
postoperatif
Geçikmiş
ekstübasyon Ekstübasyon sonrası
•
Obstrüksiyon
ve/veya desatürasyon
•
Postopstrüktif
akciğer ödemi
•
Yeniden entübasyon ihtiyacı
•
Yandaş kalp hastalıklarının
şiddetlenmesi: Hipertansiyon, aritmi,
Ml, pulmoner
hipertansiyon, kalp
yetmezliği
•
Serebrovasküler
bozukluklar (örnğ; inme)
•
PABÜ’ de uzamış
takip, eve
geç taburculuk
•
Beklenmedik
hastaneye yatış
Taburculuk
Sonrası
Yeniden
hastaneye yatış. Hipoksik beyin ölümü
ve ölüm.
Postoperatif
dönemde sürekli,
pulse oksimetre ve noninvaziv
pozitif hava
yolu basıncı faydalı
olabilir. Hastaların,
kendi cihazlarını, operasyon günü,
beraberinde getirmeleri önerilmektedir.
SAMBA, OSA’lı
hastaların günübirlik cerrahi çerçevesinde
değerlendirilmesi ile
ilgili sınırlı
çalışmalar olduğunu
onaylamaktadır.
Prematür
bebekler
de postoperatif
dönemde apne
episotları yönünden
yüksek risk taşıdıkları
için ayaktan
cerrahi girişimler
için uygun
değillerdir. Postkonsepsiyonel yaşları
(gestasyon+postnatal yaş)
44-46 haftadan
az olanlara
genel anesteziden
sonra 12-24 saat
apne monitorizasyonu önerilmektedir.
Genellikle,
1-4 yaş
arası çocukların, ailelerinden ayrılmaları,
anksiyetenin en önemli nedenidir.
Bu yaş grubu çocuklarda,
günübirlik girişimler, anksiyeteyi
minimuma indirdiği için,
en uygun
yöntemlerdir.
Hasta
seçimi;
1.
Cerrahın,
hastanın genel
durumu ve
ameliyat yapma
kararı.
2.
Organizasyon
ve tedavi
şekli ile
ilgili önerilen
seçenekler konusunda yeterince
aydınlatılan hastanın tam
rızası.
3.
Anestezistin
uygun anestezi
seçimi.
4.
Cerrah
ve anestezistin
fikirlerine göre ve
gerektiğinde, seçilen veya
gerekli olan görüntüleme
ve laboratuar testleri
5.
İşlem
tarihi belirleme
6.
İşlemin
gerçekleşmesi
7.
Postoperatif
dönem
8.
Denetleme
ve postoperatif değerlendirme
Anestezi
açısından değerlendirme, planlanan anesteziden
önce, anesteziyi
verecek anestezi uzmanı
tarafından, mutlaka
yapılmalıdır. Değerlendirme, standart
belgelere dayanmalıdır.
Anestezi
açısından değerlendirmede; preoperatif açlık,
gerektiği şekilde
sağlanmalıdır. Belgelenmiş tıbbi
geçmişi olan
hastalara elektif
cerrahi girişimler
uygulanır. ASA I
ve II hastalarda tam kan
sayımı ile
gerekli ise
kanama pıhtılaşma zamanı istenir.
40 yaş üstü
EKG analizi istenebilir.
60
yaş üstü
ASA II
hastalarında bu
testlere açlık
kan glikoz
seviyesi ilavesi
yeterli iken, klinik
olarak stabil
ASA III
ve IV
hastalarda, EKG ile
sodyum, potasyum
ve kreatinin düzeyleri
ek olarak
istenir.
Günübirlik
Anestezide Açlık
Süresi:
Günübirlik
anestezi uygulamalarında,
işlem öncesi,
açlık süresi,
belirlenmelidir.
Berrak
sıvılar 2
saat, anne
sütü 4
saat, mama/inek sütü 6
saat, hafif
yiyecekler 6 saat, kontrast
madde 1
saattir. Risk
faktörü olmayan
hastalar 1
saat öncesine
kadar 150
ml berrak sıvı
(kahve dahil)
alabilirler.
Günübirlik
Anestezide Premedikasyon
Premedikasyon
için farmakolojik
ve nonfarmakolojik
yöntemler seçilebilir. Non-farmakolojik
yöntemler, özellikle
pediyatrik hastalarda (müzik
dinleme, oyun oynama)
etkin bir
yoldur. Bazı
merkezlerde, özel
odalarda hipnoz,
sohbet vs
gibi yöntemler erişkin
hastalara uygulansa
da, bu
teknikler zaman
ve personel
gereksinimi
nedeniyle günlük
rutinde uygulanması
zor tekniklerdir.
Genellikle,
pediyatrik yaş
grubunda, anksiyeteyi gidermek için
benzodiazepinler, özellikle
midazolam gibi
kısa etkili
olan ajanlar
seçilmektedir. Berrak bir
meyva suyu (vişne
veya elma suyu)
ile midazolam
0.25 mg/kg
oral yoldan
verilebilir, erişkinlerde 1-2 mg
midazolam i.v
yoldan uygulanır.
Geriatrik
hastalarda, yine,
1 mg midazolam i.v
verileblir. Bu hasta
grubunda, düşük doz midazolamın,
derlenmeyi geciktirici etkisi
yoktur.
İntraoperatif
dönemde, anestezik ilaç seçiminde
kısa etkili,
derlenmeyi kolaylaştırıcı, bulantı
ve kusma
etkisi yaratmayan
ilaçlar seçilmelidir.
Genel
anestezik ajanlar,
indüksiyonda, erişkinlerde propofol, çocuklarda
sevoflurandır. İdamede ise
sevofluran, desfluran, isofluran
veya TİVA
tercih edilebilir.
Günübirlik
anestezi uygulamalarında ketamin (psikomimetik, bulantı kusma
etkileri), tiyopental (fizikomotor etki uzun),
etomidat (bulantı-kusma)
çok sık
tercih edilmeyen
ilaçlardır. Etomidat,
kardiyovasküler yönden
anstabil hastalarda
tercih edilebilir.
Günübirlik
uygulamalarda,
kısa-orta
etkili kas
gevşeticiler sıklıkla rokuronyum,
vekuronyum, mivakuryum seçilebilir.
Son yıllarda,
rokunyum ve
kısmen vekuronyum etkisinin,
sugammadeks ile
(2mg/kg) gerekli
olgularda geri
çevrilebileceği belirtilmektedir.
Opioid olarak
ise, remifentanil,
fentanil, alfentanil seçilebilir. Kısa
etkili olması,
nedeniyle son yıllarda
remifentanil en sık
kullanılan ajan olmuştur.
Bu ajanlara postoperatif dönemde bulantı-kusma
açından dikkat
edilmelidir.
Anestezi
tekniği olarak
halen en
sık genel
anestezi kullanılmaktadır.
Aspirasyon riski olmayan hastalarda genelde LMA
tercih edilir.
LMA ile
entübasyon, hava
yolu kontrolü kolaydır.
Ayrıca sistoskopi,
küretaj, sünnet
gibi vakalarda
maske ile ventilasyon
ile genel
anestezi uygulanabilir.
Rejyonal anestezi
yöntemleri santral (spinal,
epidural, kombine),
periferik sinir blokları,
rejyonal intravenöz
blok (RİVA) uygulamaları
günübirlik girişimlerde ucuz,
kolay olması,
postoperatif analjezi açısından tercih
edilmelidir.
Rejyonal
anestezi (yani
periferik sinir
blokları (PSB)
ve nöroaksiyel teknikler) özellikle ortopedik
girişimler için genel
anesteziye (özellikle inhalasyon
ajanları ile olan) göre hem
hasta bakımı
hem de
maliyet açısından
daha avantajlıdır.
Rejyonal
anestezinin avantajları içinde;
daha iyi
perioperatif analjezi,
postoperatif bulantı ve
kusma (PONV)
insidansında azalma (özellikle
multimodal PONV profilaksisi ile
desteklendiğinde), planlanmamış hastane yatışı ve
daha hızlı
taburculuk zamanı bulunur. Rejyonal
anestezinin birçok avantajına
rağmen, cerrahiye özgü ve hastaya
özgü rejyonal
anestezi kullanımını
sınırlayan engeller bulunur.
Cerrahiye özgü
engeller
arasında; cerrahlar tarafından
tam anlaşılamamış
olması (örneğin:“hastamın uyumasını
istiyorum”) ve
cerrahi işletmenin
yapısal kısıtlılıkları (yani
rejyonal anestezi
indüksiyonu için
ayrılmış ‘blok odası’
bulunmaması) bulunur.
Hastaya
özgü engeller
arasında,
spesifik bir
nöroaksiyel anestezi
tekniğin uygulanmasının kontrendike
olması (ör:
lumbar vertebra
enstrümentasyonu), ya
da obstrüktif sleep
apnesi olan
hastada rejyonal
anestezinin başarısız
olmasına bağlı intraoperatif zorluklar yer
alır.
Rejyonal
anestezinin günübirlik anestezide, gelişmesi
ve popülarite
kazanması, rejyonal anesteziye özel teknolojilerin,
periferik sinir stimulasyonu
ve
özellikle
ultrason kullanımının günlük rutine
girmesiyle olmuştur. Ultrason
eşliğinde yapılan rejyonal
anestezi, blok
uygulayan birçok anestezistin,
konfor seviyesini
arttırmıştır.
Günübirlik
anestezide, lokal
anesteziklerle yapılan
birçok PSB
bulunmaktadır. PSB endikasyonu konulan
ve uygulanan
hastalarda taburculuk sonrası,
düşme riski
(kalça cerrahisi sonrası
lumbar pleksus
bloğu, aynı
hastada femoral
ve siyatik
blok) ya
da başka riskler
(interskalen veya
omuz cerrahisi
için ilişkili
brakial pleksus
bloğu gibi sonrasında
evde solunum
sıkıntısı potansiyeli)
oluşturabilir.
Günübirlik
Nöroaksiyel Anestezi
Alt
abdominal, perineal
ve alt ekstremite cerrahisinde,
spinal anestezi
ve epidural anestezi
yararlıdır.
Spinal
ve epidural
anestezinin, genel anestezi
ile karşılaştırıldığında
ki
avantajları;
hızlı başlangıç, işlem sırasında
minimal hasta
rahatsızlığı ve
daha iyi postoperatif
analjezidir. Hızlı taburculuk
için, nöroaksiyel
anestezi için
seçilecek lokal anestezik;
2-klorprokain ya da
ultra düşük
doz bupivakain ile fentanil
ya da
lidokain (epidural anestezi için
) gibi
kısa etki
süreli olmalıdır.
Avantajlarına
rağmen, günübirlik cerrahide nöroaksiyel
anestezinin kısıtlılıkları bulunur.
Bunlardan biri lidokain,
mepivakain ve 2-klorprokain
gibi kısa
etkili lokal anestezikler ile yapılan
spinal anestezi
sonrası geçici
nörolojik semptom
sıklığıdır. İkincisi ise,
spinal anestezi
sonrası idrar
retansiyonudur. Son
yıllarda yapılan çalışmalar,
günübirlik hastalarda nöroaksiyal
blok sonrası,
idrar yapma
gerekliğini ortadan
kaldırmıştır.
İdrar yapma
WAKE Skorlama kriterlerine (Tablo
2-3) özellikle
eklenmemiştir.
Tablo
2:
Anestezi sonrası
bakım ünitesinin
devredışı (günübirlik cerrahi
için) edilmesi
ya da anestezi
sonrası bakım
ünitesinden taburculuk (yatan
ya da
günübirlik cerrahi) için
parametrelere göre
skorlanmış WAKE kriterleri
ve hızlı
takip edilebilme
amaçlarını
karşılamak için
seçilen anestezi
ilaçlarının tarif
edilen kriterler üzerine muhtemel
etkileri
Hareket
(AE: alt
ekstremite; ÜE:
üst ekstremite) |
Puan |
En
az 1AE
ve 1ÜE
de amaçlı
hareket |
2 |
En
az 1ÜE
de amaçlı
hareket(ve her iki
AE de
yok) |
1 |
Amaçlı
hareket yok |
0 |
Klinik
korelasyonu:
•
İzobarik
spinal ‘2’
puan elde
etme şansını
ipsilateral hiperbarik
spinal ile
karşılaştırıldığında
azaltır
•
İnhalasyon anestezikleri (±kas
gevşetici ilaçlar) ile
olan
GA’den
uyanmadaki uzama
‘1’ veya
‘2’
ile
karşılaştırıldığında
‘0’ puan
alma şansını
arttırır
•
Bir
gecelik
anestezi-analjezi sağlamak
amacıyla
yapılan
interskalen
blokta
hastalar
Aldrete
skorunda
2 elde
edemezler, çünkü
4 ekstremiteden
yalnız 3’ü
amaçlı hareket
edebilir |
Kan
basıncı (otururken ve supin
pozisyonda) |
Puan |
Ameliyat
öncesi bazal
değerin %20’si
içinde, ortostatik
değil |
2 |
Ameliyat
öncesi bazal
değerin %20-40’ı
içinde, ortostatik değil |
1 |
Ameliyat
öncesi bazal
değerin %40’ından
az, ve
/ve ya
ortostatik |
0 |
Klinik
korelasyonu:
•
İzobarik
bilateral
spinal, ipsilateral
hiperbarik
spinale
göre
büyük
olasılıkla
daha
fazla
sempatektomi
ve hipotansiyon
oluşturur
•
Propofol
sedasyonunun, inhalasyon anestetiklerine göre
eşit ya
da daha
hızlı vazodilatasyon
etkisi
yayılır
•
Düşük
doz
ketamin sedasyonu vazodilatasyona
ve sonrasında
hipotansiyona yol
açmaz |
Bilinç
düzeyi |
Puan |
Uyanık,
emirleri yerine getiriyor;
seslenildiğinde kolayca |
2 |
Devamlı
uyarı ile
uyanıyor, koruyucu refleksler, emirlere
uyuyor |
1 |
Donuk
yada devamlı somnolent;±koruyucu refleksler |
0 |
Klinik
korelasyonu:
•
Havayolu müdahalesinden,
mekanik
ventilasyondan, inhalasyon ajanlarından ve
sistemik
opiodlerde
kaçınma anesteziden uyanma
ve ‘2’puanla
uyumlu uyanıklık
seviyesine dönmenin daha
hızlı
olmasına neden
olur
•
Perphenazine,
ondansetron, ve deksamethasone
patent dışı
sedasyon
yapmayan
antiemetiklerdir |
Solunumsal efor |
Puan |
Öksürür ve
serbestçe ve
/ve ya
emirle derin
nefes |
2 |
Yalnızca istemsiz öksürme; desteksiz
havayolu |
1 |
Taşipne, dispne
ve apne,
ve/ve ya
havayolu desteği
gerekiyor |
0 |
Klinik korelasyonu:
•
Havayolu enstrümantasyonu,
mekanik
ventilasyon,
irritan
inhalasyon
ajanları
ve
kas
gevşeticilerden kaçınma
daha kısa
zamanda
‘2’ puan
almayı destekler |
Oksijen satürasyonu |
Puan |
%95% ya
da (preoperatif değer eksi
2) ek
O2’siz |
2 |
%95 ya
da (preoperatif değer eksi
2) ek
O2
ile |
1 |
<%95 ya
da (preoperatif
değer eksi
2)± ek
O2
ile |
0 |
Klinik korelasyonu:
•
Sistemik opioidler
ve nöromusküler
blokörler hipoventilasyona
bağlı desatürasyona yol açabilir;
ipsilateral hiperbarik spinal anestezi
ve/veya PSB
ise buna
büyük olasılıkla neden olamaz |
GA,
genel anestezi;
PSB, periferik
sinir bloğu.
Porhomayon
J, Leissner
KB,
El-Solh
AA,
Nader
ND.
Strategies in postoperative
analgesia in
the obese obstructive
sleep apnea
patient. Clin
J Pain
2013;29 den
izin ile
modifiye edilmiştir.
8 ve
daha yüksek
bir puan
ve birlikteliğinde
Sıfır Tolerans
Kriterlerini karşılama
(Tablo 3), günübirlik cerrahi sonrası
PABÜ’nun atlanması
için, ya
da cerrahi
sonrası hastane
içi monitörize olmayan
bir yatağa
transfer olmak
için
Fast-track
PABÜ
taburculuğu
için yeterlidir. Obstrüktif uyku apne
(OSA) teşhisi
olan hastalar
için 9 puan ile
birlikte aynı
Sıfır Tolerans Kriterleri (Tablo 3),
ve 30-60
dk sonra
PABÜ ortamının
stimulasyonu dışında uyarı
verilmeden tanık
olunan apne
dönemi olmaması
önerilmektedir.
OSA hastaları
eğer OSA’ya
özgü
WAKE
kriterleri
karşılanmıyorsa postoperatif monitörize yatağa (Ör:
kapnografla birlikte ya
da değil
devamlı pulsoksimetri) gönderilir.
Tablo
3:
WAKE
skoru, anestezi
sonrası bakım
ünitesi devre
dışı (ayaktan
cerrahi) veya
fast- track
faz 1 anestezi sonrası
bakım ünitesi
taburculuğu (yatan
ya da
ayaktan cerrahi)
için ‘SıfırTolerans
Kriterleri’
1.
Hastanın
cerrahi sahasındaki
giriş
ağrı
skorlarına
(hareket
ile)
göre
uygun olarak
ayarlanmış ağrı |
Klinik
korelasyon: |
•
Multimodal
analjezi rutin olarak
uygulanmakta, asetominofen, tip
2 siklooksijenaz
inhibitörleri ve /veya
antiinflamatuvar ilaçlar ve
N-metil-D- aspartat antagonistleri
(düşük doz intravenöz ketamin
ve /veya
oral dekstrometorfan
ve /veya
intravenöz magnezyum) gibi sedatif
olmayan analjezikler vurgulanarak
•
Postoperatif
analjezik için
sistemik opiodlerdense
preoperatif PSB’lar hastaları
bu kriterleri karşılamaya daha
hazır hale
getirir.
•
Yüksek
preoperatif ağrı
skorunu değerlendirmek
için sınırlı
sayıda mevcut
olan analog
skaladan seçileceği
düşünülürse, eğer bir hasta preoperatif bazal ağrı skorunda
hareket ile 10 üzerinden 8
puan alıyorsa,
PSB yokluğunda, hasta diğer
tüm parametrelerde
PABÜ bypass/taburculuk
kriterlerini karşılar ve
başarılı şekilde
postoperatif ağrı
skoru 10 üzerinden
10 ile taburcu edilir.
Bununla birlikte ilişkili sinir dağılımlarını kapsayan
PSB’ları varlığında (ör:
total diz
protezinde femoral ve siyatik)
bu daha
az olasılıklıdır.
•
PSB’na
eklenen buprenorphine, sistemik uygulanan
eşit doz
morfin ya
da diğer opioidden daha
uzun süreli
analjezi sağlayacaktır.
•
Propofol
ile sağlanan
anestezi idamesi ile
inhalasyon anestetiklerin hiperaljezik etkilerinden
kaçınılmış olunacaktır.
•
İnhalasyon
anestezikleri ve kısa
etkili opiodlerle
yapılan anesteziye göre spinal/rejyonal
anestezi daha
az hiperaljeziktir. |
2.
PONV
‘evet-hayır’ değerlendirmesine
göre |
Klinik
korelasyon: |
•
Preoperatif
oral perfenazin,
intraoperatif proklorperazine göre
daha az
sedasyon yapar
ve ondansetron ve deksametazona
benzer şekilde
sedasyon yapmaz.
•
Sistemik
klonidinin (ör. Sinir
bloğuna adjuvan
olarak) antiemetik yararı olabilir
•
İnhalasyon
ajanları ve sistemik
opiodler emetojeniktir. |
3.
Titreme, kaşınma, ve
/veya ortostatik
semptomlar (bayılma hissi ve/
ve ya oturur
pozisyonda hipotansiyon) |
Klinik
korelasyon: |
*Blanshard
HJ, Chung
F. Postanesthesia
care unit assessment
and discharge. Problems in
Anesthesia by Lippincot
Williams,
Wilkins, Inc.,
Philadelphia.1999;11:
110-8’den alınmıştır.
Günübirlik
girişimlerde üst ekstremite
blokları
Ultrason
eşliğinde rejyonal
anestezi ile
(UGRA), brakiyal
pleksustan çıkan
ve üst ekstremite
bloklarında kullanılan birçok
sinire, blok
uygulanır. Üst
ekstremite, rejyonal
anestezi işlemleri
arasında, tek
doz ilaç
uygulaması ya da
kateter aracılığı
ile sürekli ilaç
kullanılması bulunur. Omuz
cerrahisi işlemleri,
hemiartroplasti ve
total artroplasti, artroskopi,
subakromiyal dekompresyon, rotator kaf
instabilitesi ve ya donmuş
omuz için
yapılan işlemleri içerir. Omuz
cerrahisi sonrası, postoperatif
ağrı çok şiddetli
olabilir ve
rehabilitasyon ile artabilir.
Omuz cerrahisi
için sıklıkla kullanılan
teknikler interskalen
blok (ISB),
servikal paravertebral
blok, supraskapular sinir
bloğu, supraklavikular
sinir bloğu
(SCB), içerir,
El cerrahisi
için, işaret
noktaları, uyarı ve/
veya UGRA
kullanarak rejyonal
anestezi ile
bloke edilecek
sinir tam
olarak hedeflenebilir.
Median, ulnar
ya da
radiyal sinir
bloke edilerek,
biseps ve
trisepsin istenmeyen motor
blokları engellenebilir.
Buda, günübirlik
cerrahiden taburculuk
süresini ve
ekstremitenin daha
iyi fonksiyon görmesini sağlar.
Alt ekstremite blokları
ve bunların
yararlı olduğu
cerrahiler
Üst ekstremite
sinir bloklarından
farklı olarak,
nöroaksiyel teknikler
kullanılarak da anestezi
sağlanabileceği için alt
ekstremite sinir blokları
üst ekstremite
sinir blokları gibi,
yaygın kullanılmamaktadır.
Kalça cerrahisi; sık yapılan
alt ekstremite
ortopedik işlemleri
arasındadır, ama postoperatif
ağrılı olabilir.
Analjezik tedavi
için sinir blokları, perioperatif ağrıyı
ve opoid
kullanımını azalttıkları ve
taburculuğu kolaylaştırdıkları
için, sık
kullanılan bir
seçenektir. Lumbar
pleksus blokları
nöroaksiyel anestezi
ya da
genel anestezi
ile birlikte
kalça artroplastisi
için sıklıkla yapılır.
Lokal anesteziklerle
yapılan lumbar
pleksus bloğu
sonrasında femoral
ve obturatuar sinir
fonksiyon kaybı
hastanın yürümesini aşırı derecede
zorlaştırır (her iki kalça
ve dizin
fleksiyon ve
ekstansiyonun kaybı,
kalça adduksiyonun kaybı, propriosepsiyonun
kaybı ve
düşme riski).
Cerrahi turnike
kullanılmıyorsa, siyatik ve
safen sinir
blokları, dizin distali
için yeterli anesteziyi
sağlar. PNB,
ayak bileğine
odaklı olabilir
ya da
her parmağın
dijital sinirin bloke
edilmesi şeklinde
olabilir.
Sistemik opioid
ve intraoperatif
anesteziyi azaltma etkileri
dışında, sinir
blokları derin ama
kısa etkili
postoperatif analjezi de
sağlar. Bu
özellikle, hastanın
perinöral analjeziden sistemik/oral multimodal analjeziye
geçtiği (asetominofen, NSAİİ’ler, COX-2 inhibitörleri,
dekstromethorfan ve /veya
gerekli oldukça
opioidler) günübirlik
işlemlerde yararlıdır.
Günübirlik
cerrahide üst ve
alt ekstremite
bloklarının komplikasyonları ve
kısıtlılıkları
Günübirlik
cerrahi işlemlerde rejyonal anestezi
uygulanacaksa, hasta talimatları
anlamalı, tek
başına yürüyebilmeli, kateter takılmışsa,
bu katateri
koruyabilmeli, taburculuktan
sonra kateter
ile ilgili,
komplikasyonların belirtilerini anlayabilmelidir. Günübirlik
işlemlerde uygulanan, sürekli kataterlerin
komplikasyonları; katater yerinin değişmesi,
ikincil blok
başarısızlığı ve
enfeksiyondur. Ayrıca,
kaza ile hematom
veya kateter
delinmesi olabilir.
Paravertebral
Sinir Bloğu
Paravertebral
sinir bloğu
(PVB) birçok
cerrahide, travmayla ilişkili
ağrı ve
kronik ağrı sendromlarında
kullanılmaktadır. Tek enjeksiyon
yada kalıcı
kataterle gerçekleştirilebilir.
Santral nöroaksiyel tekniklere göre
avantajları bulunmaktadır. Bu
yöntem meme
cerrahisinde, fıtık tamirinde,
göğüs duvarı,
ve karın
duvarı cerrahilerinde, endovasküler abdominal aort
anevrizmasında ve üst
ekstremite ortopedi cerrahilerinde
yararlıdır
Transversus
abdominus plane, ilioinguinal,
iliohipogastrik ve rektus
kılıf blokları:
Transversus
abdominus plane
(TAP), ilioinguinal-iliohipogastrik
(IL/IH), rektus
kılıf blokları (RSB)
UGRA’nin kullanılmasıyla, birlikte daha
popüler olmuşlardır.
TAP internal oblik
ve transvers
abdominal kasların
arasındaki sinirleri uyuşturur.
Bu bloklar düşük
yan etki
profiline ve
basit tekniğe
sahiptirler. TAP bloğu
ile birçok abdominal girişimde vizüel
ağrı skorunda
azalma gösterilmiştir.
Postoperatif ağrı için, TAP
uygulanabilir.
IL/IH
sinir blokları,
umbilikus altı
işlemlerde tercih edilmektedir.
RSB’nin laparoskopik cerrahiler sonrasında, mükemmel
bir analjezi
sağladığı ve
azalmış ağrı skoruyla birlikte
düşük opioid
tüketimine neden
olduğu gösterilmiştir.
Ayrıca, RSB perioperatif
ağrı kontrolünde pediatrik hastalarda
da efektiftir.
Yukarıda bahsedildiği gibi,
gövde blokları,
özellikle multimodal
bir teknikle
birleştirildiğinde effektif
bir analjezi sağlar. Blok
yaparken ultrason
kullanımı, bloğun
etkinliği ve
güvenliğini arttırmaktadır.
Günübirlik
anestezi uygulamalarında
en sık
görülen
komplikasyonlar;
Hipotansiyon,
hipertansiyon, bulantı-kusma,
bronkospazm, baş
dönmesi, uyku
hali, aspirasyondur.
Postoperatif dönemde
bulantı-kusma, ağrı,
baş dönmesi
en sık rastlanan
semptomlardır.
Bulantı-kusma antiemetik ilaçlar (riskli
hastalarda 5-HT3 antagonistleri
ondansetron, dolasetron, granisetron),
glukokortikoidler steroidlerin (4-8 mg deksametazon)
kullanımı ile önlenebilir.
Ağrı için
hızlı ve
etkin tedavi yapılmalıdır.
Bulantı
Kusmayı etkileyen
faktörler
Hasta ile
ilişkili
faktörler
Yaş<50
Cinsiyet
Eşlik eden
hastalıklar Bulantı kusma
anemnezi Sigara içimi
Anksiyete
seviyesi
Eklenen
hastalık (viral,
pankreas hastalığı)
Anestezi ile
ilişkili
faktörler
Premedikasyon
Opioid
analjezikler
Anestezi
indüksiyonu ve
idamesi Antagonist ilaçlar
Gastrik
distansiyon Uygunsuz hidrasyon
Rezidual sempatoktemi
Cerrahi ile
ilişkili
faktörler
Cerrahi girişim
Operasyon
süresi >60dk Gastrointestinal
kanalda kan Oral
alımının zorlanması Opioid
analjezikler
Erken
taburculuk Ağrı
Postoperatif
ağrı yönetimi
ve analjezi
Ağrının
hipoksemi, hiperkapni ve dolu
mesaneden olup,
olmadığı kontrol
edilmelidir. Parasetamol,
NSAİİ ajanlar
ile ya da opioid
analjezikler ile yapılabilir.
Son yıllarda, multimodal
analjezi ağrı
yöntemlerinde
kullanılmaktadır.
Multi Modal
Perinöral Analjezi (MMPNA)
günübirlik ortamlarda önemli
analjezik bakım stratejisi olarak
ortaya çıkmaktadır.
Multimodal oral/sistemik analjeziklerle kombine
edildiğinde, MMPNA tek
enjeksiyon sinir blokları
(buprenorfin, klonidin ve düşük
doz deksametazonun, ≤%0,25 bupivakain
konsantrasyonu ile kombine edilmesi)
40 saatlik
etki süresine
ulaşabilir ve
diabetik hastalarda daha düşük
lokal anestezik konsantrasyonla
benzer MMPNA
blok uzunluğu
oluşabilir.
Günübirlik Anestezi
Sonrası
Taburculuk Kriterleri:
Günübirlik
anestezide derlenmeevreleri; Erken Derlenme
(Faz I);
Koruyucu refleks
ve motor tonusun
kazanılması, Ara Derlenme
(Faz II)
Klinik derlenme,
eve gitmeye
hazır olma, Geç
Derlenme (Faz
III) Tam
derlenme, fizyolojik derlenme
şeklindedir.
Hastanın
operasyon salonundan doğrudan
günübirlik cerrahi ünitesine
geçirilmesi (PABÜ bypass)
fast tracking
derlenme olarak
adlandırılır. Fast tracking
Skorlaması Tablo
6 da gösterilmiştir.
Tablo.6
Fast-track
Skorlama
Sistemi
Postoperatif
dönemde taburculuk
genelde derlenme
ünitelerinde; Modifiye
Aldrete Skorlama (Tablo
5) sistemine
göre yapılmalıdır.
Kan basıncı,
kalp atım
hızı, solunum sayısı
ve ısıyı
içeren vital
bulgular, derlenme
ve mental
durum, ağrı,
bulantı-kusma, sıvı alımı
ve çıkımı
yönünden hastalar,
kontrol edilerek
taburculuk işlemleri
başlatılmalıdır. Skor, 9-10
oduğunda hasta
taburcu edilebilir. Rejyonal anestezi
uygulanmış, hastaların
taburcu edilme
kriterlerinde WAKE
Skor kriterleri
kullanılmaktadır. Ameliyat
salonundan çıktıktan sonra,
uyanma skoru
WAKE skor
kriterlerinin karşılanması ile derlenme
ünitelerinin devre dışı
kalması, hastane
giderlerini azaltmaktadır. Klinik gözlemler
ve yapılan
çalışmalar, belirli hastalar
dışında, taburculuk öncesi oral
sıvı alımını
ve ürinasyonu
beklemenin, taburculuk sonrası
problem riskini
azaltmadan, taburculuk
zamanını uzattığını
saptamışlardır.
Düşük riskli
hastalar idrar
yapmadan taburcu
edilebilir. Hastalar,
taburculuk sonrası 6
- 8
saat içinde
idrar yapamazlarsa,
hastaneye başvurmaları
konusunda yazılı
olarak bilgilendirilmelidir.
Yüksek riskli
hastalar eve
gönderilmeden önce idrar
yapmalı ve US
ile yapılan
muayenede, rezidüel volüm
<150 ml
olmalıdır. Eğer
mesane volümü >400
ml ise
eve gönderilmeden
önce sonda
takılmalıdır.
Spinal
anestezi sonrası
ambulasyon öncesi
motor, duyusal
ve sempatik
bloğun gerilediğinden emin
olmak önemlidir (Perianal duyunun
normal olması
(S4-5),ayağın plantar fleksiyonu, başparmağın propriyosepsiyonu
gibi.) Uzun
etkili lokal
anestezik kullanımı, gecikmiş
derlenme, yavaş
ambulasyon ve üriner
retansiyona neden olabilir. Uzun
etkili lokal
anestezik kullanılmışsa, hastalar taburcu
olmadan önce,
idrar yapmalıdır. Kısa
etkili lokal
anestezik (epinefrinsiz) kullanılmış ise,
hastalar idrar yapmadan,
taburcu edilebilir. Ancak 4-6
saat içinde
idrar çıkışı
olmazsa hastaneye
başvurması konusunda yazılı olarak
bilgilendirilmelidir. Periferik
blok sonrası
motor ve duyusal
blok tam
gerilemeden hastaları
taburcu etmek
güvenlidir.
Periferik
blok sonrası;Hastalar
taburcu olmadan
önce,
üü
Bacaklar
hissisken araba
kullanılmamalıdır.
üü
Uyuşuk
ekstremiteye sıcak
uygulanmamalıdır.
üü
İlk
24 saat
ekstremite mümkün olduğunca
yukarıda tutulmalıdır.
üü
Ayaklar
uyuşukken destekle yürümelidir.
üü
Uyuşukluk
kaybolmaya başladığında
mümkün olan
en kısa
sürede analjezik alması yönünde yazılı
olarak bilgilendirilmelidir.
WAKE skor kriterleri, rejyonal
anestezi ile
günübirlik cerrahi
geçirecek hastalar
yanı sıra genel
anestezi ve
monitörize anestezi
bakımı hastalarında
da bypass/taburculuk
skorlama sistemi olarak
çok yararlı
görünmektedir. Özellikle WAKE
skor kriterlerini karşılayacak anestezi bakım
planlarını tasarlarken inhalasyon
ajanlarının hiperaljezik ve
bulantı yapıcı etkisi
ve kısa
etkili opioidlerden
uzak durarak
doğrudan multimodal
analjeziye, antihiperaljeziye
ve antiemezise
dikkat etmeyi
gerektirir.
Hastalar
,(erişkin ve
pediyatrik) refekatçi eşliğinde taburcu
edilmeli, 24 saat
araba kullanmalarına izin
verilmemelidir (Tablo
6). Pediyatrik
hastaların, taburculuk işlemlerinde çift
ebeveyn olmalıdır. Ebeveynlerden biri
araba kullanıyorsa,
diğeri arka
koltukta pediyatrik
hastanın yanında
olmalıdır. Refakatçinin,
mental ve
fiziksel yönden
yeterli olması
gerekmektedir. Hastaya taburcu
olurken, bir
kitapçık verilerek
ağrı, baş
dönmesi, bulantı- kusma
yönünden bilgilendirilmelidir.
Hastalara, non-opioid analjezik
verilmeli, erken dolaşma ve
günlük aktivitelerine
başlamayı teşvik etmelidir.
Son
zamanlarda, uygun derlenme
kriterlerinin oluşması, günübirlik
cerrahide, rejyonal anestezinin yararlarını arttırmıştır. Artan
sağlık giderleri
ve daha
hızlı iyileşme
beklentisi, anestezistleri, anestezi
sonrası derlenme
ünitesini atlayan
ve hastaneleri
erken taburculuğa odaklı
anestezi planları
yapmaya zorlamaktadır.
Rutin
rejyonal anestezi
kullanımı, multimodal bulantı ve
kusma profilaksisi,
multimodal sedasyon-hipnoz ve
multimodal analjezi ile
inhalasyon ajanlarından kaçınılması
ve kısa-etki süreli
opoidlerle birlikte, uygun derlenme
kriterleri kullanılması, hem
rutin olarak
anestezi sonrası bakım
ünitesinin atlanmasını hem
de aynı
gün taburculuğu
sağlar.
Tablo
5.
Postanestezik
Aldrete Derlenme Skorlaması
Orijinal
kriterler |
Modifiye
kriterler |
Puan
değeri |
RENK |
OKSİJENASYON |
2 |
Pembe |
Oda
havasında SpO2 >
%92 |
Solukluk
veya koyuluk |
Oksijen
destekli SpO2 >
%90 |
1 |
Siyanotik |
Oksijen
destekli SpO2 <
%90 |
0 |
SOLUNUM |
Derin
nefes alıyor
ve serbestçe öksürüyor |
2 |
Derin
nefes alabiliyor
ve öksürebiliyor |
Yüzeyel
fakat yeterli
değişim |
Dispneik,
yüzeyel veya
sınırlı solunum |
1 |
Apne
ve tıkanıklık |
Apne |
0 |
DOLAŞIM |
Kan
basıncı normalin ± 20
mmHg |
2 |
Kan
basıncı normalin % 20’si
içinde |
Kan
basıncı normalin % 20-50’si
içinde |
Kan
basıncı normalin
± 20-50
mmHg |
1 |
Kan
basıncı normalden
> %
50 |
Kan
basıncı normalin
± 50
mmHg |
0 |
BİLİNÇ |
Tam
uyanmış |
2 |
Uyanık,
alert ve
oryante |
Uyandırılabiliyor
fakat hızla
tekrar uyuyor |
Sözel
uyarılarla uyandırılabiliyor |
1 |
Tepkisiz |
Yanıtsız |
0 |
*Blanshard HJ, Chung
F. Postanesthesia
care unit
assessment and discharge.
Problems in
Anesthesia
by
Lippincot Williams, Wilkins, Inc.,
Philadelphia. 1999; 11:110-8’den
alınmıştır.
Tablo
6:
Taburculuk
kriterleri
1.Hastalar,
tamamen uyanık
ve oryante
olmalıdır.
2.
Bebekler ve
mental durumu
başlangıçta bozuk
olan hastaların, ilk durumlarına
dönmeleri beklenmelidir.
3.
Vital bulgular stabil
ve kabul
edilebilir sınırlar içerisinde
olmalıdır.
4.
Antagonist ilaç
(flumazenil, nalokson) verilen
hastalarda yeniden sedasyon
gelişmeyeceğinden emin
olmak için,
yeterli süre
(2 saate
kadar) beklenmelidir.
5.
Kantitatif sedasyon
skorunun kullanılması
hastanın taburcu
edilebilmesine yardımcı
olabilir.
6.
Günübirlik hastalar
taburcu edilirken,
yanlarında sorumlu
bir erişkin
bulunmalıdır.
7.
Hastaya girişim
sonrası uygulanması
gereken diyet,
ilaç ve aktivite ile
ilgili (varsa) yazılı
bilgi verilmelidir.
Kaynaklar
1.
Paul F.White. Past,
present, future
in Ambulatory anesthesia and
surgery.In: Paul F. White
(ed), Ambulatory
anesthesia and surgery.WB
Saunders, Great
Britian;1997.p.3-35.
2.
Urman RD, Deai
SP: History
of anesthesia
for ambulatory
surgery. Curr
Opin Anaesthesiol.
2012;25(6):641-7.
3.
American Society of
Anaesthesiologist (ASA) Standarts
for basic
anesthetic monitoring.2005.htpp://www.asahq.org/publications
and services/standart/02.pdf
4.
Türk Anesteziyoloji ve
Reanimasyon Derneği Günübirlik
Anestezi Kılavuzu,
2005
5.
American Society of
Anesthesiologists Task Force
on Preanesthesia
Evaluation. Practice
advisory for
preanesthesia evaluation. An updated
report by
the ASA Task Force
on preanesthesia
evaluation. Anesthesiology
2012;116:1–17.
6.
Metzner J, Kent
CD. Ambulatory
surgery: is
the liability risk
lower? Curr
Opin Anaesthesiol. 2012,
;25(6):654-8.
7.
Majholm B, Engbaek
J, Bartholdy
J, et
al. Is
day surgery
safe? A
Danish multicenter study of
morbidity after
57 709
day surgery
procedures. Acta
Anaesthesiol Scand 2012;
56:323–331.
8.
Association of
Anaesthetists of
Great Britain
and Ireland;
British Association
of Day Surgery.
Day case
and short
stay surgery:
2. Anaesthesia.2011;66(5):417-34.
9.
Raeder J: Clinical
ambulatory anesthesia. Cambrige
University Press 2010.
10.
Urman
RD, Punwani
N, Shapiro
FE. Patient
safety and
office-based anesthesia.
Curr Opin
Anaesthesiol. 2012;25(6):648-53.
11.
Recommendations for
the Perioperative
Care of
Patients Selected
for Day
Care Surgery PS-15
Australian and New
Zealand College
of Anaesthetists, 2010.
www.anzca.edu.au/search?
Searchable Text=day-+care +surgery, dostep:
28.353- 367.
12.
Kurrek MM,
Twersky RS.
Office-based anesthesia. Can J
Anaesth.2010 ; 57(3):256-72.
13.
Bian J,
Morrisey MA.
Free-standing ambulatory surgery centers
and hospital surgery
volume. Inquiry.
2007;44(2):200-10.
14.
Joshi
GP, Ankichetty
SP,Gan TJ,
Chung F.
Society for
Ambulatory Anesthesia
consensus statement
on preoperative
selection of
adult patients
with obstructive sleep
apnea scheduled
for ambulatory
surgery. Anesth
Analg.2012;115(5):1060-8.
15.
Burden N.Outpatient
Surgery.A view Through
history.J.Perianesth Nurs
2005:20:435-7.
16.
Mercanoğlu E.
Günübirlik cerrahide anestezi.
Keçik Y
(ed), Temel Anestezi,Güneş
Kitapevi. Ankara;
2012.p.951-60.
17.
Gabrielle B.Which
muscle relaxants
should be
used in
day surgery
and when.
Current Op Anaesth.
2006;19:600-5.
18.
Karaoglan LL,
Erdost HA,
Kuzgun O
(2015) Sugammadex: Safe for
Ambulatory Surgery in Patients
with ALS?
Enliven: J
Anesthesiol Crit
Care Med
2(4): 2015.
19.
Liu SS,
Strodtbeck WM, Richman
JM, Wu
CI.A comparison
of regional
versus general anesthesia for
ambulatory anesthesia. Ameta-analysis
of randomized controlled
trials.Anesth Analg.
2005;101:1634-42.
20.
Rasmussen LS,
Steinmetz J.Ambulatory
anaesthesia and
cognitive dysfunction Curr Opin Anaesthesiol
2015;28(6):631-5.
21.
Gan TJ,
Dieumunish P, Habib
AS, et
al. Consensus
guidlines for the
management of postoperative
nausea and
vomiting. Anesth
Analg 2014;118:85-113.
22.
Benarroch-Gampel J,
Sheffield KM,
Duncan CB,
et al.
Preoperative laboratory
testing in patients
undergoing elective, low-risk
ambulatory surgery. Ann
Surg 2012; 256:518–528.
23.
Phillips MB,
Bendel RE,
Crook JE,
Diehl NN.
Global health
implications of
preanesthesia medical
examination for
ophthalmic surgery. Anesthesiology
2013; 118:1–8.
24.
Van Gelder
FE, de
Fraaff JC,
Van Wolfswinkel L, Van
Klei VA.
Preoperative testing in
noncardiac surgery patients.
A survey
amongst European
anaesthesiologists. Eur
J Anaesthesiol
2012; 29:465–470.
25.
Chung F,
Yuan H,
Yin L,
et al.
Elimination of preoperative
testing in
ambulatory surgery. Anesth
Analg 2009;
108:467–475.
26.
Hughes S,
Leary A,
Zweizig S,
Cain J.
Surgery in
elderly people:
preoperative, operative and
postoperative care to
assist healing.
Best Pract
Res ClinObstet Gynaecol
2013; 27:753–765.
27.
Schiefermueller J,
Myerson S,
Handa A.
Preoperative assessment and perioperative management
of cardiovascular
risk. Angiology
2013; 64:
146–150.
28.
Apfel CC,
Heidrich FM,
Jukar-Rao S,
et al.
Evidence-based analysis
of risk factors for postoperative
nausea and
vomiting. Br
J Anaesth 2012;
109:742–753
29.
Apfel CC,
Philip BK,
Cakmakkaya OS,
et al.
Who is
at risk
for post
discharge nausea and
vomiting after
ambulatory surgery?
Anesthesiology 2012;117:
475– 486.
30.
Chen CC,
Siddiqui FJ,
Chen TL,
et al.
Dexamethasone for
prevention of postoperative nausea and
vomiting in
patients undergoing thyroidectomy: meta-
analysis of randomized controlled
trials.World J Surg
2012; 36:61–68.
31.
Chung F,
Subramanyam R, Liao
P, et
al. High
STOP-Bang score indicates
a high probability
of obstructive sleep apnea.
Br J
Anaesth 2012;
108:768–775.
32.
Weingarten TN,
Kor DJ,
Gali B,
Sprung J.
Predicting postoperative pulmonary complications
in high-risk
populations. Curr
Opin Anaesthesiol
2013; 26:
116– 125.
33.
Karakoc O,
Akcam T,
Gerek M,
et al.
The upper
airway evaluation
of habitual snorers
and obstructive sleep apnea
patients. ORL J
Otorhinolaryngol Relat Spec 2012;
74:136–140.
34.
Gasa M,
Salord N,
Fortuna AM,
et al.
Optimizing screening of severe
obstructive sleep apnea
in patients
undergoing bariatric surgery.
Surg Obes
Relat Dis
2013; 9:539–546.
35.
Friedman M,
Hamilton C,
Samuelson CG,
et al.
Diagnostic value
of the
Friedman tongue position
and Mallampati
classification for
obstructive sleep
apnea: a
meta- analysis. Otolaryngol Head
Neck Surg
2013; 148:
540–547.
36.
Porhomayon J,
Leissner KB,
El-Solh AA,
Nader ND.
Strategies in
postoperative analgesia in
the obese obstructive
sleep apnea
patient. Clin
J Pain 2013;29
37.
Mehta V,
Subramanyam R, Shapiro
CM, Chung
F. Health
effects of
identifying patients with
undiagnosed obstructive sleep apnea
in the
preoperative clinic: a follow-up
study. Can
J Anaesth
2012; 59:
544–555.
38.
Practiceguidelines for
postanesthetic care,an updated
report by
the American Society of
Anesthesiologists task force
on Postanesthetic
Care,Anesthesiology, 2013