Cerrahi
girişim geçirecek
pediyatrik hastalarda
perioperatif dönemde zaman zaman
kan ve
kan ürünü
transfüzyonu
gerekebilir.
Pediyatrik
anestezist
perioperatif
kan kaybının
iyi yönetimi
için protokoller
ve kılavuzlar
geliştirilmesine ihtiyaç duyar.
Her ne
kadar kan
transfüzyonunun
endikasyonları ve
kontrendikasyonları
erişkindekine benzer ise
de, erişkinlerin
küçük bir
kopyası olmayan
çocuklar için
bazı hassas
farklılıklar mevcuttur.
1.
ERİŞKİN VE
ÇOCUK
ARASINDAKİ HEMATOLOJİK
FARKLILIKLAR
Çocuklarda
metabolik
hız
ve oksijen
tüketimi yüksek
olup kalp
debisinin
dolaşan
kan volümüne
oranı erişkine
oranla
daha
fazladır.
Yenidoğanın
hemoglobin (Hb)
düzeyi (normal
aralık:
14-‐20
g/dL)
umbilikal kordun
klemplenme zamanından çok etkilenir.
Bu düzey
yaşamın yaklaşık
ilk 2-‐3
ayında
stabil
kalır.
Hemoglobin
düzeyi term
bebeklerde <9
g/dL, preterm
bebeklerde <7
g/dL olursa, nedeni araştırılmalı
ve preoperative
dönemde
transfüzyon
ve
adjuvan
tedavi ile
düzeltilmelidir.
Fötal
Hb (HbF)
term yenidoğanın
total Hb’ninin
yaklaşık %70’ini,
preterm bebekte
ise %97’ini
oluşturur.
HbF
oksijene
yüksek
afinite
gösterir bu
yüzden
oksiHb
disosiasyon
eğrisi sola
kaymıştır ve
sonuç olarak
dokulara oksijen
sunumu azalmıştır.
2. ERİTROSİT
TRANSFÜZYONU
Normal
term yenidoğanlarda hemoglobin değerleri
(14-‐20
g/dL) yaşamın
ilk
birkaç
ayında giderek
düşer
ve
en düşük
değerine
2-‐3
ayda
ulaşır.
Pediyatrik
hastada anemi
tanısı yaş
grubuna uygun
olması
gerekenin
altında
Hb
değerine
sahip
olunduğunda konulmalıdır.
Preoperatif
değerlendirme ve
hazırlık
Bir
yaşından küçük
her bebekte
preoperatif
dönemde
total
kan sayımı
yapılmalı, Hb,
hematocrit (Htk)
ve retikülosit sayısı belirlenmelidir.
Değerlendirme yapılırken
yaşa uygun
normal aralıkların
bilinmesi önemlidir
(Tablo 1).
Tablo
1.
Prematür,
term ve
küçük bebeklerde yaşa göre
normal Hb
değerleri
|
Term (g/dL)
|
Prematür (g/dL)
|
Doğum |
19.3 |
Termden biraz
düşük |
15 gün |
16.6 |
15.4 |
Hb’nin
en düşük
olduğu
yaş |
9-‐12
hafta |
6-‐10
hafta |
Ortalama en
düşük Hb
düzeyi |
11.2 |
9.4 |
4 ay |
12.2 |
11.7 |
6 ay |
12.5 |
12.4 |
Term
yenidoğanda 9
g/dL’nin, pretermlerde 7 g/dL’nin
altında olan
Hb değerlerinin nedeni
araştırılmalı ve
elektif ameliyat
ertelenmelidir. Prematür
bebekler yaşıtı
olan term
bebeklere göre daha
yüksek
oranda
fötal Hb’e
(HbF)
(%97’e %70)
sahiptirler ve
eritropoietin üretimleri de daha
düşüktür. Bu
yüzden anemi
kolay gelişir.
HbF
içeren eritrositin yaşam süresi
de daha
kısadır ve
oksijene afinitesi yüksektir
(P50 erişkinde
26 mmHg
iken yenidoğanlarda
19 mmHg).
Küçük
bebekler daha
yüksek oranda
HbF’e sahip
oldukları için
oksijen sunum
kapasiteleri
de
daha
düşüktür.
Beraberinde
konjenital
kalp
veya
akciğer
hastalığı
olan
bebeklerin
oksijenasyon
yetenekleri
de kısıtlıdır. Tüm bu
nedenlerden dolayı
yenidoğanlarda eritrosit transfüzyonu
için eşik
değer daha
yüksektir.
Daha
yüksek Hb
değerlerinde oksijen taşıma
kapasitesi artacak
ve özellikle prematür
bebeklerde postanestezik
apne
riski
düşecektir. Transfüzyon
eşiği
belirlenirken hastanın
yaşı kadar
mevcut sistemik
hastalık öyküsü
çok önemlidir (Tablo
2).
Tablo
2.
Bebek
ve çocuklarda
kan transfüzyonuna
başlamak için
önerilen Hb
değerleri.
Yenidoğan
ve
hayatın
ilk
4 ayı |
Çocukluk ve
adölesan dönemi |
Hb<13 g/dL;
ciddi pulmoner
veya
kardiyak hastalık
Hb<10 g/dL;
orta derecede
pulmoner hastalık
Hb<10 g/dL; major
cerrahi
Hb<8 g/dL; semptomatik kronik anemi |
>%25 olan
akut volüm
kayıpları Hb<8 g/dL;
perioperatif dönem Hb<13
g/dL; ciddi
kardiyopulmoner hastalık
Hb<8 g/dL; semptomatik kronik anemi
Hb<8 g/dL;
kemik iliği
yetersizliği |
Yaş
gruplarına
göre
eritrosit
transfüzyonu
endikasyonlarına biraz
daha
ayrıntılı
bakacak
olursak;
<4
ay
bebeklerde
eritrosit
transfüzyonu
endikasyonları;
•
İlk
24 saatin
içinde
Hb<12
g/dL
•
Htk <%20 ve
retikülosit sayısı düşük
anemi bulguları
var
•
Htk <%30 ve
FiO2
>%35
ile
CPAP
uygulanan
veya
apne,
bradikardi,
taşikardi var
ve kilo alması
düşük
•
Htk >%35 ve
hook ile
O2 alan
veya MAP
> 6
cmH2O ile
IMV uygulanan
•
Htk >%45
ve
siyanotik
kalp hastalığı
olan
•
Kan kaybı total
kan hacminin
%10’dan fazla
olan
>4
ay
bebeklerde
eritrosit
transfüzyonu
endikasyonları;
•
Tahmini kan volümünün
>%15’ini geçen akut
kanama
•
Diğer tedavilere yanıt
vermeyen hipovolemi
•
Postoperatif
anemi (Hb
<10
g/dL)
•
Ciddi kardiyopulmoner
hastalığı olanlarda
preoperative Hb
<12 g/dL
•
Hb <7 g/dL
olan
ciddi
kronik
hastalığı
olan
hastalar
Perioperatif dönemde
eritrosit transfüzyonuna
ne zaman
başlanır? Öncelikle
hastanın
volüm
durumu
iyi
değerlendirilmelidir.
Bu
amaçla
vital bulgular,
oksijenasyon ve
perfüzyonun yeterliliği,
kanama
miktarı
ve
diğer fizyolojik
parametreler
takip edilmelidir.
Kardiyovasküler
sistemi
monitörize ederken
hastanın yaşa
göre normal
değerlerinin iyi
bilinmesi gereklidir.
Kabul
edilebilir minimum
Hkt değeri
göz önüne
alınarak aşağıdaki
formülle transfüzyon öncesi
maksimum izin
verilecek kan
miktarı (MABV)
belirlenebilir.
MABV
= EBV
X (Ho-‐H1)
/ Ho
EBV:
Tahmini kan
volümü Ho:
Başlangıç
Hkt
H1:
En
düşük
kabul edilebilir
Hkt
İntraoperatif
dönemde
transfüzyon ihtiyacı belirlenirken,
kaybedilen
kan volümünün
miktarı, kaybedilme
hızı, hastanın
total kan
volümü (Tablo
3), preoperatif
Hkt değeri,
kardiyak veya
akciğer hastalığının
olup olmaması, cerrahinin
özelliği, transfüzyon sonucu elde
edilecek
yarar:zarar
oranı
göz
önünde bulundurulması gereken faktörlerdir.
Tablo
3.
Bebeklerde
tahmini dolaşan
kan volümü
Yaş |
Kan volümü
(mL/kg) |
Prematür yenidoğan |
90-‐100 |
Term yenidoğan |
80-‐90 |
3
ay-‐
1
yaş |
75-‐80 |
3-‐6
yaş |
70-‐75 |
>6
yaş |
65-‐70 |
Amerikan
Anestezi Derneği
(ASA) kan
ve kan
ürünlerinin transfüzyonu ile ilgili
1996 yılında
bir kılavuz
yayınlamıştır. Erişkinler için
hazırlanan kılavuz çocuk hastalara
da uygulanmaktadır.
Bu kılavuza
göre;
-‐
Transfüzyon
Hb düzeyi 10
g/dL’nin
üzerinde
ise
nadiren
gerekli
iken, 6
g/dL’nin altında,
özellikle anemi
akut gelişti
ise nerdeyse
her zaman
gereklidir.
-‐
Hb
düzeyi
6-‐10
g/dL
arasında ise
transfüzyon yetersiz
oksijenizasyona
bağlı komplikasyon riski göz
önüne alınarak
yapılmalıdır.
-‐
Oksijenasyonu
etkileyen
tüm
önemli fizyolojik
ve cerrahi
faktörleri dikkate
almayan tek
bir Hb
değerinin kullanılması ve diğer yaklaşımların tüm hastalara
aynı şekilde
uygulanmamalıdır.
-‐
Eğer uygunsa,
preoperatif ve
intraoperative kan toplanması
ve tekrar infüzyon,
akut normovolemik
hemodilüsyon ve kanama
azaltıcı yöntemler (kontrollü hipotansiyon gibi)
uygulanabilir.
-‐
Otolog kan kullanımında
allojenik kana göre daha
liberal yaklaşım tercih
edilebilir.
Transfüze
edilecek kan
volümü
hesaplanırken
hedef
Hkt’i
elde etmeye
odaklanılmalıdır. Bunu
elde etmek
için ne
kadar kan
verilmesi gerektiğinin
hesaplanılmasını sağlayan çeşitli
formüller vardır:
=
Tahmini kan
volümü X
(İdeal Hkt
–
Mevcut
Hkt)
/Transfüze
edilecek
kanın
Hkt
Ör: 3
Yaş,
20
kg
bir
çocuk
için;
Tahmini
kan volümü=
20 X 70; mevcut
Hkt 20,
ideal Hkt
35 1 Ü
eritrosit
süspansiyonunun
Hkt=
60-‐70
Transfüze
edilecek volüm=
(20X70) X
(35-‐20) / 70 1400
X 15
/70
300
mL eritrosit
süspansiyonu transfüze edilmelidir.
Ortalama
olarak 1
mL/kg eritrosit süspansiyonu
hematokriti
yaklaşık
%1.5
artırır.
Transfüzyona
başlayana
kadar
olacak
kayıplar
için
kaybın
3 katı kristaloid veya
kayıpla aynı
miktarda kolloidler kullanılabilir.
3.
TROMBOSİT
TRANSFÜZYONU
Trombosit
transfüzyonu akut
kanama
olduğunda
veya
trombosit
sayısı
<50.000/mm3
ve
invaziv
cerrahi
planlandığında
yapılır.
Eğer
tahmini kan
kaybı dolaşan
kan hacminin
%40’ından fazla
ise trombosit ve
pıhtılaşma faktörlerinin verilmesi
yararlı olacaktır.
Trombosit
transfüzyonu yaparken
mümkün olduğunca
grup uyumu
olmalıdır. Önerilen
doz
10-‐15 mL/kg’dır.
Yenidoğan ve
hayatın ilk
4 ayı |
Çocukluk ve
adölesan dönemi |
<100000/mm3
ve kanama
varsa
<50000/mm3
ve invazif işlemler
<20000/mm3
ve klinik
stabil
<100000/mm3
ve klinik stabil
değilse |
<50000/mm3
ve
kanama
varsa
<50000/mm3
ve invazif
işlemler
<20000/mm3
ve kemik iliği
yetersizliği ile
kanamaya ait
risk faktörü varlığı Trombosit
sayısı normal
fakat işlev
bozukluğu olup kanama
varsa |
4. TAZE
DONMUŞ
PLAZMA
Taze
donmuş plazma
karaciğer cerahisi,
K vitamin
eksikliği, yaygın dama
içi koagülasyon (DIC),
massif
transfüzyona
bağlı
dilüsyonel
koagülopati,
von Willebrand hastalığı
veya hemofili A gibi koagülasyon faktörlerinin eksikliklerinde
kullanılır. TDP volüm
genişletici olarak kullanılmaz.
Önerilen
dozu
10-‐15
mL/kg’dır.
5.
KRİYOPRESİPİTAT
Kriyopresipitat
faktör VIII,
von Willebrand
faktör (vWF),
faktör
XIII, fibrinojen
ve
fibronektin
içerir.
Önerilen
dozu her
5-‐10
kg için
1 Ü’dir.
Aktif kanaması
olan veya
massif kan
transfüzyonu uygulanan
ve fibrinojen
düzeyi 10 mg/dL’nin
altında olan
hastalarda endikedir. Ayrıca
disfibrinogenemi veya afibrinogenemi
hastalarında da
endikedir.
6. MASİF KAN
TRANSFÜZYONUNUN
METABOLİK
SONUÇLARI
Masif
kan transfüzyonu toplam dolaşan
kan hacminden
daha fazla
kanın transfüze edilmesini ifade
etmektedir. Yüksek miktarda
kan transfüzyonuna bağlı
olarak gelişen metabolik
komplikasyonlar erişkinlere
oranla
daha hızlı
ve daha
yüksek oranda
görülmektedir.
Eritrosit
transfüzyonuna başlamaya karar vermek
için kanın
kayıp hızı, oksijenasyon
bozukluğu (kalp
veya akciğer
hastalığı varlığı)
olup olmaması, olası
metabolik ve
enfeksiyöz sonuçlar
gibi pekçok
faktör dikkate
alınmalıdır.
Hipokalsemi:
İyonize
kalsiyum koagülasyon
kaskadını başlatmak
için zaruridir. Depolanmış
kan ürünlerinde
yer alan
sitrat iyonize
kalsiyumu bağlar, kanın
torba içerisinde
pıhtılaşması önlenir,
ancak hipokalsemi görülür.
Hipokalseminin şiddeti
transfüzyonun hızına ve
karaciğer fonksiyonlarının
durumuna bağlıdır. Özellikle her
ünitesinde yer alan
sitrat miktarı daha yüksek
olduğu için
TDP transfüzyonunda
risk daha
yüksektir.
Yenidoğanların
kardiyak fonksiyonları
sarkoplazmik
retikulum
miktarlarının azlığı
nedeniyle iyonize
kalsiyuma daha
da bağımlıdırlar. Bu yüzden
yenidoğanlarda kan
ürünü
transfüzyonu yaparken
infüzyon
hızlarının
1 mL/kg/dk’nın
altında olmasına
özen gösterilmelidir,
kalsiyum düzeyi yakından
takip edilip
gerekiyorsa kalsiyum
infüzyonuna başlanmalıdır.
Hipokalsemi
tedavisinde 5-‐10
mg/kg iv
kalsiyum klorid
veya 15-‐30
mg/kg kalsiyum glukonat
kullanılır. Eğer kan
kaybı devam
ediyorsa, 10
mg/kg/saat kalsiyum klorid
infüzyonu kullanılabilir.
Hiperkalemi:
Yüksek
miktarlarda kan transfüzyonu,
ışınlanmış ve depo
kan (10-‐14
günden daha
uzun süre)
hiperkaleminin major nedenleridir
ve ciddi aritmilere
ve ölüme
neden olabilir.
Çocuklarda serum potasyum
düzeyinde yükselme
erişkinlere göre
daha hızlıdır.
Özellikle yüksek
miktarda ve
hızlı eritrosit
süspansiyonu
sonrası risk
artar.
Bu
problemin görülmemesi için 7
günden daha
önce depolanmış
kan ürünlerinin infüzyon hızının
1 mL/kg/dakikadan
daha yavaş
olması önerilmektedir.
Aritmilere neden
olan
hiperpotasemi
tedavisinde 1 mmol/kg
sodyum bikarbonat,
20 mg/kg
kalsiyum klorid
veya 60
mg/kg kalsiyum glukonat
iv verilmelidir. İntravenöz
dekstroz,
insulin,
hiperventilasyon
ve
sempatomimetik kullanımı
da yararlıdır.
Hipomagnezemi:
Magnezyum normal
kardiyak elektrofizyolojik aktivite için zorunludur.
Hızlı kan
transfüzyonuna bağlı
hipomagnezemi ventriküler
taşikardi
veya
fibrilasyona
neden
olabilir.
Kalsiyum tedavisi
etkili değildir. Tedavide
25-‐50
mg/kg magnezyum
sülfat uygulanır.
Asit-‐baz
bozuklukları:
Hızlı
kan transfüzyonu
başlangıçta kombine solunumsal
ve metabolik
asizoda yol
açar. Ancak
daha sonra
karbondioksitin atılması ve laktik asitin
metabolize olması sonucunda
net etki
asit-‐baz dengesinin
önemli oranda
etkilenmemesi şeklindedir.
Hipotermi:
Çocuklar
vücut
yüzey
alanlarının
ağırlıklarına
oranlarının
yüksek
ve kafa
çaplarının geniş
olması nedeniyle hipotermiye
eğilimlidirler. İntraoperatif dönemde
ventilasyona ve cerrahi
insizyona
bağlı evoporatif
kayıplar, soğuk
irigasyon sıvılarının kullanımı, operasyon
odasının soğuk olması
gibi nedenlerle hipotermi açısından
risk altındadırlar.
Hipotermi
apneye, hipoglisemiye, ilaç metabolizmasının
azalmasına ve oksihemoglobin
disosiasyon eğrisinin sola
kaymasına yol
açar.
Hipotermi
sonucunda apne,
hipoglisemi, ilaç
metabolizmasında azalma,
koagülopati ve mortalitede artış
görülür.
Kan
ısıtıcı cihazların kullanılması,
operasyon odasının
sıcaklığının
ideal olmasının
sağlanması, ısıtıcı blanketler
kullanılması, kullanılacak sıvıların
ısıtılması ve hastanın kor
sıcaklığının yakın takibi
alınabilecek önlemler arasındadır.
7. ENFEKSİYON
HASTALIKLARININ GEÇİŞİ
Virüsler,
bakteriler,
parazitler
ve
prionlar
transfüzyon
yolu
ile
bulaşabilen
enfeksiyon ajanlarıdır. Günümüzde donörden
alınan kan
düzenli bir
şekilde HIV,
hepatit
B
ve
hepatit
C
ve Treponema
pallidum (Sifiliz)
için teste
tabi tutulmaktadır.
Transfüzyona bağlı
HIV insidansının
<1:1.900.000 olduğu, hepatit B
için 1:137
000 ve
hepatit C
için < 1:1
000 000
olduğu bildirilmiştir.
8. PERİOPERATİF KANAMAYI
MİNİMALİZE ETMEK İÇİN
KULLANILAN
YARDIMCI
YÖNTEMLER
Otolog
Transfüzyon: Bu
işlem özellikle
nadir kan
grubu olan
çocuklar ve yüksek insidansta
bulunan
antijenlere
karşı
antikoru
olan
çocuklar
için
önemlidir. Her bir
kan alma
işlemi için
total kan
volümünün %15’i
ve çocuğun hematokritinin
%30’un üzerinde
olması hedeflenmelidir.
Akut
normovolemik hemodilüsyon (ANH):
ANH
cerrahi sırasında
total kan volümünün %15’inden fazla
kaybedilmesi beklenen, spinal
füzyondan abdominal cerrahiye kadar
geniş bir
yelpazede ve
ayrıca kanser
cerrahisi geçirecek
çocuklarda kullanılmaktadır.
İnfantlar hemodilüsyon
sırasında stroke volümü arttırarak oksijen
sunumunu sağlayamazlar,
bu yüzden
ANH uygulanmamalıdır.
Ayrıca 4-‐6
aydan önce
yüksek
HbF
nedeniyle
ANH
kontrendikedir.
Antitrombolizis:
Traneksamik
asit kranyosinostozis,
skolyoz ve
kardiyak cerrahi gibi
major pediyatrik cerrahi sonrası
kanamayı azaltmada
aprotinin
kadar etkindir.
Önerilen dozu
20 mg/kg iv
bolus ve
takiben 10
mg/kg/saat infüzyondur.
Desmopressin:
0.3 mg/kg
desmopressin factor
VIII ve
vWF düzeylerini yaklaşık
10 saat
kadar yüksek
tutabilmektedir. Ayrıca
plateletlerin adhesivitesini
de
artırır.
2 yaştan
küçük çocuklarda
özellikle hiponatremi
riski
açısından
dikkatli
olunmalıdır. Desmopressin
ayrıca
Tip I
konjenital veya
kazanılmış vW hastalığı
tedavisinde adjuvan olarak
kullanılabilir.
Recombinant
factor
VII:
Pediyatrik hastalarda
kullanımının güvenilirliği henüz
tam ortaya
konamamıştır.
Fibrinojen
konsantresi:
Konjenital
veya
kazanılmış
hipofibrinojenemisi
olan
kanama
diyatezli çocuklarda 30-‐50
mg/kg dozlarda
kullanılabilir.
Protrombin kompleksi:
Bu
kompleks Faktör
II, VII,
IX içerir.
TDP,
platelet
ve
kriyopresipitata dirençli
perioperative kanamaların tedavisinde kullanılmaktadır.
Pediyatrik hastalarda en
önemli avantajı
aşırı volüm insidansını
azaltmak ve
viral enfeksiyon geçişini en
aza indirmesidir.
Major
cerrahiye
giren pediyatrik
hastalarda
olası kan
kaybı miktarı
preoperatif dönemde
değerlendirilmelidir.
Preoperatif dönemde
mevcut anemiyi düzeltirken
hastanın yaşı,
plazma volüm
durumu, klinik
durumu ve eşlik
eden patolojileri dikkate alınmalıdır.
Maksimum izin
verilebilir kan kaybı
miktarı preoperatif
dönemde belirlenmeli ve
gerekebilecek miktarda
kan veya
kan ürünü
hazırlığı yapılmalı.
İntraoperatif
dönemde kan
kaybı takibi
yapılmalı, transfüze
edilecek kan
veya kan ürünü
miktarı hastanın
volüm ve
önceden belirlenmiş
olan transfüzyon eşiği göz önünde
bulundurularak belirlenmelidir.
Bu
kılavuzda
yer
alan
bilgiler
kan
transfüzyonu ile ilgili
tedavi algoritmaları
oluşturmak ve
hasta yönetimini kolaylaştırmak için
ön bilgilendirme amaçlıdır,
şüphesiz
transfüzyon kararı
hastanın
klinik
durumuna
göre verilmelidir.
Kaynaklar
1.
Bharadwaj A,
Khandelwal M,
Bhargava SK.
Perioperative neonatal
and pediatric blood
transfusion. Indian
Journal of
Anaesthesia 2014; 58: 652-‐657.
2.
Practice guidelines for
perioperative
blood
management: an updated
report by
the American
Society of
Anesthesiologists Task Force
on Perioperative Blood
Management. American Society
of Anesthesiologists
Task Force
on Perioperative
Blood
Management. Anesthesiology 2015
Feb;
122:241-‐75.
3.
Hartrey R. Transfusion
guidelines in children:
I. Anaesth
Intens
Care
2011;
13:20-‐23.
4.
Rachel
H.
Transfusion guidelines in
children: II.
Anaesth Intens
Care 2011;
13:24-‐27.
5.
Fasano R, Luban
NLC. Blood
component therapy.
Pediatr Clin
North
Am
2008; 55:421-‐425.