Aksiller Arter Onarımı Sırasında Revaskülarizasyon Yeterliliğinin Perfüzyon İndeksi ile Erken Öngörülmesi
Şenay Canikli Adıgüzel, Gamze Ertaş, Hatice Bahadır Altun,
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Samsun Eğitim Ve Araştırma Hastanesi, Anesteziyoloji Ve Reanimasyon Kliniği, Samsun
77 Yaşında erkek hasta, ASA 2 riskle elektif olarak sol omuz artroplastisi için genel anestezi le operasyona alındı. Operasyon sırasında protez yerleştirme aşamasında arter yaralanmasına bağlı abondan kanaması oldu. Kan ve sıvı replasmanı iyapıldı ve hemodinamik sorun yaşanmadı. Kalp ve Damar Cerrahisi ile konsülte edilen hasta damar hasarı tamir edildikten sonra uyandırıldı. Operasyon sonrası doppler ile akım şüpheli olan hastanın uyanma odasında kolu soğuk idi ve nabız alınamadığı gözlendi. Pulse oksimetre probu nabız algılayamıyordu. Acil olarak BT anjiografi yapıldı ve aksiller arter oklüzyonu tanısı ile tekrar operasyona alındı. Vital bulguları stabil olan hastaya rutin monitorizasyon dışında opere edilecek tarafa perfüzyon indeksi (PI) ölçümü yapabilmek için prob takıldı. Nabız alınamayan kolda indeks ölçümü yapılamıyordu. Cerrahi boyunca monitorizasyon devam ettirildi. Safen ven grefti alınarak aksiller artere anastomoz yapıldı. Düzenli olmayan nabız trasesi ve kısa süre görülen fakat devamı olmayan analizler yapılabildi ve cerrahi ekibin el doppleri ile nabız alınamadı. Aynı seansta 2 kere anostomoz revize edildi. Arter kan gazında hafif asidozu mevcut idi. PI probu 3. saatin sonuna doğru analiz yapmaya ve PI öçlmeye başladı, fakat doppler probu anlamlı nabız algılayamadı. Hasta extübe edilerek YBÜ' ne alındı. PI ölçümü devam ettirildi. Postoperatif ilk saatte PI değerleri yükselirken hala doppler ile bariz bir akım yoktu. 2 saat sonra doppler anlamlı akım saptadı ve palpasyon ile çok zayıf nabız alınıyordu. 6 saat sonra kol sıcak, ağrısız, nabız palpabl idi, PI=1,5 idi. PI; kapiller yataktaki nonpulsatil akımın pulsatil akıma oranı ile hesaplanır, normal ortalama değeri 1,42' dir. Periferik dolaşımın değerlendirilmesinde PI ölçümünün kullanılabileceği ve hatta hipovoleminin erken dönemde PI sayesinde tahmin edilebileceği söylenmektedir. Kardiyopulmoner bypass sonrasında periferal perfüzyonun yenilenmesinde, reimplantasyon başarısının belirlenmesinde ve travma hastalarının volüm durumunun tahmin edilebilmesinde önemli olabilir. Biz de olgumuzda periferal dolaşımı erken değerlendirebilmek ve greft başarısını tahmin edebilmek amacı ile noninvaziv bir yöntem olan PI ölçümünü kullanarak operasyon sırasında cerrahi planlamaya katkı sağladığımızı düşünmekteyiz.
|