PREMATÜR YENİDOĞANDA YAŞAMLA BAĞDAŞMAYA RESPİTATUAR ASİDOZ OLGUSU
Mustafa Günay, Nizamettin Bucak,
Bezmialem Vakıf Üniversitesi İstanbul
Respiratuar asidoz, arteriyel kanda parsiyel karbondioksit basıncının yükselmesi sonucu oluşur. Akut respiratuar asidoz, solunum yolu, parankim, plevral, göğüs duvarı veya nöromuskuler ani solunum yetmezliği ile ortaya çıkar. Normal hücresel metabolizma ve fonksiyonlarının devam edilebilmesi için pH’ın 7,35-7,45 gibi dar bir aralıkta tutulması gerekir. Ciddi respiratuar asidoz durumlarında pH’ın düşmesi ile orantılı olarak hastaların mortalite oranları da artmaktadır. 1600 gr ağırlığında, 2 haftalık kız bebek dış merkezde yenidoğan yoğun bakım ünitesinde takip edilirken solunum sıkıntısı gelişmesi üzerine trakeal stenoz ön tanısı ile tarafımızca kabul edildi. Bronkoskopi ve trakeal dilatasyon yapılması amaçlandı. 32. hafta prematüre doğum ve düşük doğum ağırlığı hikayesi bulunan hastaya adrenalin ve noradrenalin infüzyonu devam etmekteydi. Dış yoğun bakım ünitesinde alınan son topuk kanından çalışılan kan gazında pH:6.63, pCO2:198 mmHg, HCO3 20 mmol/L, BE:-19 mmol/L, Na:124.9 mmol/L, K:5.74 mmol/L, ca:1.52 mmol/L olan hastanın işlem öncesi alınan arteriyel kan gazında pH:6.63 SpO2:%81, PaCO2 ölçülemedi olarak tespit edildi. 3 mg/kg propofol ve 0,5 mg/kg rokuronyum ile anestezi indüksiyonu yapıldı. İnhaler anestezik ajan olarak sevofluran kullanıldı. 1 saat süren bronkoskopi ile hava yolunun açılması ve dilatasyon işlemi tamamlandıktan sonra hastadan alınan kan gazında pH:7.108 PaCO2:41.2 mmHg SaO2:%89 olarak ölçüldü. İşlem sonrası iç çapı 3 mm entübasyon tüpü ile tekrar orotrakeal entübe edilen hastanın uzman pediatri hekimi eşliğinde dış yoğun bakım ünitesine transferi yapıldı. Ağır asidoz tablosu respiratuar nedenlere bağlı ise yerinde ve zamanında tedavi ile dramatik cevaplar alınabilir. Bu tedavilere yenidoğan ve çocukların cevabı daha hızlı ve etkili olabilmektedir. Ciddi respiratuar asidozu olan yenidoğan ve çocukların tolerasyonunun daha fazla olabileceği düşünülerek tedavi planlaması yapılmalıdır. pH değişikliğinin mortalite üzerine etkisi yenidoğan ve çocuklarda yetişkinlere göre daha düşük olabileceği kapsamlı çalışmalar ile araştırılmalıdır.
|