Laparoskopik Cerrahilerde İntraoperatif Farklı Oksijen İnspirasyon Fraksiyonlarının Glikokaliks Hasarı Üzerine Etkisi
Sevda Guliyeva, Tuğçe Dinç, Kübra Vardar, Nükhet Sivrikoz, Özlem Turhan, Zerrin Sungur, Uğur Aksu, Mert Şentürk,
İstanbul Üniversitesi, İstanbul Tıp Fakültesiİstanbul Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü
Giriş-amaç: Endotelyal glikokaliks, endotel yüzeyini kaplayan koruyucu bir tabaka oluşturur. İskemi-reperfüzyon, sepsis, hipervolemi, zararlı ventilasyon gibi pek çok neden glikokaliks hasarına yol açabilir.(1) Öte yandan, yüksek oksijen fraksiyonları (FiO2) ile ventilasyonun, sakıncalı (absorbsiyon atelektazisi, mikrodolaşım bozukluğu gibi) ve yararlı (yara iyileşmesini hızlandırma gibi)etkileri bildirilmiştir.(2) Ancak damar yatağındaki hasarın ilk belirtisi olan endotelyal glikokaliks hasarı üzerine etkisi ile ilgili çalışmalar az sayıdadır ve farklılıklar göstermektedir. Bu randomize klinik çalışmanın “sıfır hipotezi” , “iki farklı FiO2 uygulamasında glikokaliks hasarı belirteçleri arasında fark yoktur” olarak belirlenmiştir. Gereç-yöntem: Etik kurul izni ve hasta onamı alındıktan sonra, laparoskopik alt batın cerrahisi geçirecek 80 hasta çalışmaya alındı (Sindekan düzeyinde 0.05 ng/mL artış anlamlı kabul edildiğinde, alfa=0.05;beta=0.2 ile her grupta 31 hasta). Anestezi uygulaması, klinik rutinlere göre gerçekleştirildi. Hastalar, kapalı zarf yöntemine göre randomize edildi ve ameliyat sırasında yapay solunum için FiO2=0,35 (G1; n=40) veya 0,8 (G2; n=40) kullanıldı; ameliyat boyunca dengeli sevofluran anestezisi ve hacim kontrollü solunum uygulandı. İndüksiyon öncesi (T0) ve ameliyat bitiminde (T1) alınan kan örneklerinde, sindekan, sialik asit ve sürfaktan-protein-A düzeyleri ölçüldü. Demografik veriler ve hemodinamik bulgular kaydedildi. Bulgular: Dört hasta çeşitli nedenlerle çalışma dışı bırakıldı. İki grup arasında demografik veriler ve hemodinamik bulgular arasında anlamlı fark bulunmadı(p>0,05). İncelenen parametrelerin her üçünde de, G1 grubunda (FiO2: 0,35) T1’de anlamlı artış ve T1’de iki grup arasında da (G1>G2) anlamlı fark olduğu saptandı. (Şekil 1-2-3 ve tablo 1). Sonuç: Ameliyat sırasında yüksek FiO2’nin, düşük FiO2’ye göre glikokaliksi koruyucu etkisi olduğu görüldü. Yüksek oksijen düzeylerinin cerrahi travmaya bağlı ortaya çıkan yanıtı (“first hit”) önlediği düşünülebilir. “Sınırlama” olarak, glikokaliks hasarı ile inflamatuar yanıt arasında nasıl bir ilişki olduğu ve bu değişkenlerin klinik yansımaları bu çalışmada incelenmemiş olması gösterilebilir; ancak çalışmanın hipotezi bunu kapsamamaktadır.
|