POSTPARTUM KARDİYAK ARREST SONRASI ASPİRASYONA BAĞLI DERİN HİPOKSİ GELİŞEN OLGUDA BAŞARILI VV-ECMO UYGULAMASI
Nagehan Karahan, Murat Aksun, Mensure Çakırgöz, Börteçin Eygi, Nurdan Süzen, Elif Gözde Doktaş, Ahmet Arıkanoğlu, Gizem Baş,
Izmir Katip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Atatürk Eğitim Ve Araştırma Hastanesi Anesteziyoloji Ve Reanimasyon Anabilim Dalıİzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim Ve Araştırma Hastanesi Kalp Ve Damar Cerrahisi Kliniği
GİRİŞ Ekstra korporal membran oksijenizasyonu(ECMO) yaşamı tehtit eden kalp ve akciğer yetersizliğinde kardiyopulmoner destek sağlayan bir tedavi yöntemidir. Epileptik atak sonrası 30 dakika KPR uygulanmış postpartum gebede, pulmoner aspirasyona bağlı dirençli hipoksi sebebiyle uyguladığımız VV-ECMO deneyimimizi sunmayı hedefledik. OLGU SUNUMU 28 yaşında,14 yıldır epilepsi öyküsü olan 27 haftalık gebe, epileptik atak sebebiyle acil servise başvurmuş. Takibinde tekrarlayan epileptik atak sonrası 15 dakika süren kardiyak arrest sebebiyle sezeryan için acil operasyona alınmış. Operasyonun başlangıcında tekrar kardiyak arrest gelişen hastaya 15 dakika KPR uygulanmış. Hasta operasyon sonrası yoğun bakıma kabul edildiğinde; E1M1Ventübe, pupiller fix dilate, bilateral ışık refleksi yok, dinlemekle bilateral sekretuar ve krepitan ralleri, trakeal aspirasyonda bol köpüklü sekresyon mevcuttu. 20mcg/kg/dk Dopamin, 20mcg/kg/dk Dobutamin, 2mcg/kg/dk Norepinefrin desteğinde; arteriyel kan basıncı:60/30mmHg, kalp atım hızı:145 atım/dk, SpO2:%50, Arteriyal kan gazında (AKG); pH:7.133, PCO2:42,8, PO2:44.9 olan hastaya Swan-ganz katater takıldı. PCWB: 6 mmHg ölçülmesi üzerine 1500 cc %0,9 NaCl yüklemesi ardından PCWB:9 mmHg ve TA:80/40 olan hastaya 10mcg/kg/saat Terlipressin infüzyon başlandı. Kompliyans:55, PEEP:9 FiO2:%100 iken; PaO2/FiO2: 50 ve Murray skoru 3 olan hastanın OAB’ın 75 mmHg’ya yükselmesi sebebiyle VV-ECMO planlandı. ECMO cihazında %100 FiO2, 4lt/dk akım hızı ayarlandı. Mekanik ventilatör ayarları ASV modunda FiO2: %40, PEEP:8 %100 MV hedefi olacak şekilde azaltıldı. Klinik ve laboratuvar olarak stabil seyreden olguda ECMO tedavisi akım hızı ve FiO2 kademeli azaltılarak 5. gününde sonlandırıldı. ASV modunda FiO2:%40, PEEP:5, %80 MV desteği ile AKG’ında, pH:7,48, PaO2:209mmHg, PaCO2:41,8 mmHg olan hasta yatışının 6. gününde ekstübe edilerek nazal kanül yoluyla oksijen desteğinde izlendi. Bilinç açık koopere, oral alım başlanan hasta, yatışının 8. gününde nöroloji servisine nakil edildi. SONUÇ: Bu olgu sunumunda hastane içi kardiyak arrest gelişmiş olguda erken dönemde GKS düşük olmasına rağmen dirençli hipoksi sebebiyle uyguladığımız ECMO tedavisinin, vital organ fanksiyonları düzelene kadar sağladığı desteğin önemli olduğunu ve hızlı ve doğru bir zamanlama ile tedaviye başlanmasının hayat kurtarıcı olabileceğini düşünmekteyiz.
|