İlgili bildiri özeti aşağıda dikkatinize sunulmuştur. Bildiri özetini ilgili linkler aracılığı ile yazdırabilir, pdf doküman olarak kaydedebilir yada kabul yazısı alabilirsiniz.

PDF Kaydet Yazdır
Kongre Program

Tark 2020

P-035

PRONE POZİSYONDA GÖZ İÇİ BASINÇ DEĞİŞİKLİKLERİ VE ETKİLEYEN FAKTÖRLER

merve aslı yiğit, Kutlu Hakan Erkal, Yücel Yüce, Kenan Yiğit



         . Genellikle uzun süre yüzüstü pozisyonu gerektiren ve hipotansiyon riskinin arttığı spinal cerrahiler sonrası görülmekle beraber; yüzüstü pozisyonda alt ekstremite cerrahisi geçiren hastalarda da görülmesi prone pozisyona ait sebepleri de düşündürmekte, ayrıca lokal bir periorbital bası bulgusu olmadan bilateral ortaya çıkabiliyor olması artmış intraoküler basıncın önemli bir neden olabileceğini göstermektedir.

             Çalışmamızda öncelikli olarak prone pozisyonda kalış süresi ile göz içi basınçlar arasındaki ilişkiyi ve bunu etkileyen ek faktörleri değerlendirmeyi amaçladık. Hastanemizde prone pozisyonda elektif operasyon geçirecek; 18 yaş üzeri, fiziksel durumu ASA I veya ASA II olan, genel anestezi uygulanan ve prone pozisyonda bir ile üç saat arası kalan, her iki cinsten 60 hasta çalışmaya dahil edildi.

           Hastalara, ameliyathaneye alındıktan sonra standart monitörizasyon şartları ve BIS monitörizasyonu uygulandı. Sedasyon uygulanmadı. Anestezi indüksiyonu propofol 2,5 mg/kg, 2 mcg/kg fentanil, 0.6 mg/kg roküronyum kullanıldı. Oral endotrakeal entübasyon sonrasında anestezi idamesi %50 oksijen, %50 hava, % 4-6 desfluran, 0.25-1 mcg/kg/sa remifentanil infüzyonu ile sağlandı. Nöromusküler bloker gereksinimi 0.1- 0.15 mg/ kg rokuronyum bromid ile karşılandı. Anestezi idamesi BIS 40-60(cerrahi anestezi) olacak düzeyde ve ortalama arter basıncı  bazal değerinin %20 altına düşemeyecek şekilde sürdürüldü.

            Göz içi basınçların sistemik arter basınçlarıyla olan lineer regresyon eğrilerine göre preoperatif sistolik kan basıncı ile göz içi basınçlar doğru orantı gösterirken, diastolik kan basıncı ile ters orantı gösterdiği görülmüştür. İndüksiyon sonrasında hem sistolik hem diastolik kan basınçlarıyla göz içi basınç ters orantılı olarak görüldü. Pozisyonla bu ters orantı sistolik basınçlar için devam ederken, diastolik basınç eğrisinde plato saptanmıştır. 60. dk ölçümlerin karşılaştırılmasında bu plato etksi devam etmekte olup; 120.dk ölçümlerinde sistolik kan basınçları ile doğru orantı tespit edilmiş fakat diastolik basınçlar incelendiğinde ters orantı saptanmıştır.180.dk ölçümlerine gelindiğindeyse hem sistolik hem diastolik kan basıncıyla göz içi basınçlar arasında doğru orantı tespit edilmiştir.

                Çalışmada elde edilen sonuca göre göz içi basınç değerleri hemen prone pozisyona geçilmesi ile birlikte anestezi öncesi değerini yakalamakta ve 60. dk itibariyle bu değeri geçmekte ve doğrusal olarak süreyle yükselmektedir.