İlgili bildiri özeti aşağıda dikkatinize sunulmuştur. Bildiri özetini ilgili linkler aracılığı ile yazdırabilir, pdf doküman olarak kaydedebilir yada kabul yazısı alabilirsiniz.

PDF Kaydet Yazdır
Kongre Program

Tark 2020

P-066

KORONER ARTER BYPASS CERRAHİSİ ÖNCESİNDE YAPILAN SOLUNUM FONKSİYON TESTİ PARAMETRELERİNİN İNTRAOPERATİF KAN GAZI DEĞERLERİ VE POSTOPERATİF EKSTÜBASYON SÜRESİ ÜZERİNE ETKİLERİNİN ARAŞTIRILMASI

Nezahat Bagatarhan, Mesut Erbaş



Giriş/Amaç: Çalışmamızda; koroner arter baypass greft operasyonu geçirecek hastalarda preoperatif olarak bakılan solunum fonksiyon testlerinin ve kan gazı değerlerinin postoperatif entübe halde takip ve yoğun bakımdan çıkma sürelerine etkilerini araştırmayı amaçladık.

Gereç ve Yöntem: Çalışma, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Hastanesinde Ocak 2019-Nisan 2020 yılları arasında KABG ameliyatı yapılan 80 hastayı içerecek şekilde retrospektif olarak yapıldı. Çalışma kriterlerine uygun seçilen 80 hastanın preoperatif SFT parametreleri, entübe halde takip ve yoğun bakım yatış süresi ve kan gazı değerleri bilgisayar kayıtlarından ve hasta dosyalarından toplandı. Veriler SPSS Paket Program 20.0 sürümü ile analiz edildi.

Bulgular: FEV1 ile entübe halde takip süresi arasında negatif yönlü orta düzeyli anlamlı korelasyon saptandı (r:-0,267, p:0,017). FEV1 ile yoğun bakım yatış süresi arasında istatistiksel olarak anlamlı korelasyon saptanmadı (p>0,05). Diğer solunum fonksiyonu parametreleri ile entübe halde takip ve yoğun bakımdan çıkma süreleri arasında anlamlı bir bulguya rastlanılmadı. Preoperatif, intraoperatif ve postoperatif kan gazı laktat değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptandı (p=0,0001). Preoperatif kan gazı laktat düzeyleri intraoperatif ve postoperatif kan gazı laktatına göre daha düşük bulundu.

Tartışma/Sonuç: KABG cerrahisi geçirecek hastalara preoperatif dönemde solunum fonksiyon testleri bakılarak riskli hastalar önceden belirlenebilir. SFT değerlerinin düşük olması muhtemel postoperatif sorunlara yol açabileceği ve hastanın mortalite ve morbiditesine etki edeceği unutulmamalıdır. Bu hastalar preoperatif dönemde iyi değerlendirilip gerekli medikal tedavi ve rehabilitasyonun ardından cerrahiye hazırlanmalıdır.