İlgili bildiri özeti aşağıda dikkatinize sunulmuştur. Bildiri özetini ilgili linkler aracılığı ile yazdırabilir, pdf doküman olarak kaydedebilir yada kabul yazısı alabilirsiniz.

PDF Kaydet Yazdır
Kongre Program

Tark 2020

P-110

Bupivakain-Lidokain Karışımına bağlı gelişen Lokal anestezik Toksisitesi

Fatime Zehra Genç, Merve İkbal Göncü, Zeynep Baysal Yıldırım



  Periferik sinir blokları tekniklerinde morbidite ve mortaliteye en sık neden olan komplikasyon lokal anestezik (LA) toksisitesidir (1) LA toksisitesinde; kulak çınlaması, görme bozukluğu, tremor ve baş dönmesi gibi hafif bulguların yanı sıra, konvülsiyonlar ve kardiyak aritmiler (brakardi ya da taşiaritmi) apne, koma, kardiyak arrest ve ölüm gibi ciddi sonuçlar gelişebilmektedir(2)

Ev kazası nedeniyle sağ el Flexor Pollicis Longus(FPL) kesisi oluşan 19 yaşında 55 kg ağırlığında  ASA I  bayan hasta cerrahi için planlandı. Hastanın preoperatif değerlendirmesinde laboratuar değerleri normal ve özgeçmişinde  nörolojik, kardiyak  hastalık öyküsü ve bilinen bir alerjisi yoktu. Operasyon için USG ve periferik sinir stimulatörü eşliğinde  aksiller yaklaşımla brakial plexus bloğu yapılması planlandı. Hastaya bilgi verilerek yazılı onam alındı. Supin pozisyonda standart anestezi monitorizasyonu  yapıldı. EKG sinüs ritmi  nabız 82/dk periferik oksijen saturasyon % 99, kan basıncı 122/84 mmHg idi. Diğer koldan  22 G kanül ile damar yolu açılarak 0.9 NaCl infüzyonuna başlandı. Blok uygulama öncesi sedoanaljezi amacıyla 1mg intravenöz midazolam ve 50 mcg intravenöz fentanyl verildi.. Blok için 14 ml bupivakain ve 6 ml lidokain karışımı toplam 20 ml solüsyon hazırlandı. Hastaya  total olarak 1,27mg/kg bupivakain ve 2,1 mg/kg lidokain uygulandı. USG eşliğinde herhangi bir intravenöz enjeksiyon tespit edilmeden axiller blok yapıldı. İşlem tamamlandıktan 15 dk sonra cerrahiye başlanıldı. Cerrahi başladıktan hemen sonra  hasta tüm vücutta uyuşukluk, dilde ağırlaşma ve çift görme şeklinde belirtiler tarif etti. Ardından kulakta çınlama şikayeti ve giderek artan anksiyetesi  gelişti. Lokal anestezik toksisitesi tanısıyla   2mg iv dormicum yapıldı ,bu sırada nabız 146/dk  SpO2 98 tansiyon 135/85mm/Hg olarak ölçüldü, maske ile 3lt/dk %100 oksijen uygulandı. 50mg ranitidin ve 50mg prednol yapıldı. Devamında hastaya %10 luk lipid emülsiyonundan toplam 300ml(oliclınomel® N4 sadece lipid bölümü kullanıldı) uygulandı. Gerekli hidrasyon sağlandı Ek bir anesteziğe gerek kalmadan hasta stabilleşti; operasyon sorunsuz tamamlandı.Postoperatif dönemde yoğun bakıma alınan hasta bilinç açık, vital bulguları ve laboratuar değerleri 24 saat boyunca stabil seyretti.  Sonuç olarak; kliniklerde lokal anestezik toksisitesine karşı tedavide etkinliği gösterilen lipid solüsyonlarının acil müdahale ilaçlaı arasında bulundurulması gerektiğini düşünüyoruz.