İlgili bildiri özeti aşağıda dikkatinize sunulmuştur. Bildiri özetini ilgili linkler aracılığı ile yazdırabilir, pdf doküman olarak kaydedebilir yada kabul yazısı alabilirsiniz.

PDF Kaydet Yazdır
Kongre Program

Tark 2020

P-065

İntrakraniyal anevrizmalı yüksek riskli hastada video destekli torakoskopik tümör cerrahisinde preoperatif uygulanan ultrason eşliğinde erektor spina plan bloğunun hemodinamik parametreler, analjezik ve anestezik gereksinimi üzerine etkisi; Olgu sunumu

Hakan Aygün



GİRİŞ/AMAÇ:

Ultrason eşliğinde Erektör spina plan bloğu (ESPB) oldukça güncel bir rejyonal anestezi tekniğidir. Yüksek riskli hastalarda peri-operatif anestezik/opioid gereksinimi azaltmak için kullanımıyla ilgili literatürde örnekleri mevcuttur [1]. Biz burada akciğer malign neoplazm nedeniyle video destekli cerrahiye giden intrakranial anevrizmalı hastada ‘perioperatif hemodinamik stabilite sağlamak’ ve anestezik ajan/opioid kullanımını azaltmak için cerrahi öncesi ESPB uygulamamız ve klinik gözlemlerimizi sunmayı amaçlıyoruz.

 

OLGU:

Özgeçmişinde intrakranial anevrizma, hipertansiyon ve sjögren sendromu olan 68 yaşında (80 kg, kadın) ASA III olan hastaya sağ video destekli torakoskopik cerrahi (sağ üst lobektomi + mediastinal lenf nodu diseksiyonu) planlandı. Rutin anestezi planına ek olarak, cerrahi stres ilişkili hemodinamik değişiklikleri minimize etmek için preoperatif T4 seviyesinden sağ ESPB planlandı. Rutin monitorizasyon altında 2 mg midazolam ve 50 mcg fentanil uygulaması sonrası sol lateral pozisyonda, steril şartlarda USG ile T4 vertebra transvers prosesi ve erektor spina kasları belirlendikten sonra interfasyal planda 30 mL bupivakain/lidokain karışımı uygulandı. İnvaziv arter monitorizasyonunu takiben 2 mg/kg propofol, 2 mcg/kg fentanil ve 0,6 mg/kg rokuronyum ile indüksiyon yapıldı ve 35 Fr sol disposibl Robert-Shaw çift lümenli tüpü ile entübe edildi. İdamesinde total intravenöz anestezi (TİVA) planlandı. 5 mg/kg/sa propofol ve 0,3 mcg/kg/dk remifentanil infüzyonu ile TİVA başlatıldı. Hastanın cerrahiye hemodinamik yanıta göre TİVA dozları azaltıldı ve prosedürün 15. dakikasından itibaren propofol dozu 1 mg/kg/sa’e, remifentanil infüzyonu ise 0.05 mcg/kg/dk’ya kadar azaltıldı. Hemodinamik takipte prosedür süresince bazal değerlerin %10’undan fazla bir değişim gözlenmedi. Operasyon komplikasyonsuz olarak 180 dakika’da tamamlandı ve hasta ektübe edilerek postanestezik yoğun bakıma interne edildi. Hastanın 24. Saate kadar NRS<4/10 idi. Rutin analjezi planımıza ek kurtarma analjeziği gereksinimi olmadı.

 

TARTIŞMA/SONUÇ:

Yüksek riskli hastalarda perioperatif hemodinamik stabilite ve opioid kullanımının minimize edilmesi önemlidir. ESPB başlangıçta nöropatik ağrı için tanımlanmışsa da, artık anestezi planının ve postoperatif analjezi planının bir parçası olarak sıklıkla kullanılmaktadır. Olgumuzda oldukça düşük dozlarda propofol ve remifentanil ile TİVA uygulanmış, hemodinamik açıdan herhangi bir problem yaşanmamış ve hastamızın cerrahisi komplikasyonsuz tamamlanmıştır.