Türkiye’de Rejyonal Anestezi Uygulamalarının Kullanımı ve Yaygınlığı ile Deneyimlerin ve Eğitim Koşullarının Değerlendirilmesi: Anket Çalışması
Mehmet Zincirci, Emine Aysu Şalvız, Kemalettin Koltka
GİRİŞ: Rejyonal anestezi/analjezi (RA) yöntemleri, son yıllarda hastalar ve cerrahlar tarafından daha fazla talep edilmektedir. RA eğitimlerinin artması, ultrasonun (US) klinik uygulamalara katılması ve yan etki/ komplikasyon oranlarının azalması, RA uygulama oranlarını arttırmıştır (1-4). Bizim çalışmamızın amacı, ülkemizdeki farklı kıdemlerdeki anestezilerin RA uygulama sıklıklarını, deneyimlerini ve eğitim koşullarını değerlendirip karşılaştırmaktır.
GEREÇ ve YÖNTEM: Bu 32 soru içeren ve 4 bölümden oluşan anket çalışması, İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Etik Kurul onayı (2019/176) alındıktan sonra Mart-Haziran 2019 tarihleri arasında, üniversite veya eğitim araştırma hastanelerinde çalışan ülkemiz anestezi doktorlarına derneğimiz aracılığı ve e-mail yolu ile ulaşılarak tamamlanmıştır. Bölümlerin içerikleri şu şekilde idi: 1)Demografik veriler ile anestezistin kıdem ve RA ilgisi, 2)Nöroaksiyel blok uygulama sıklığı ve deneyimler, 3)Periferik sinir blok uygulama sıklığı ve deneyimler, 4)Anestezist eğitimci ise; RA eğitimi ile ilgili düşünceleri ve eğitim verme şekli.
BULGULAR: Çalışmamıza 646 anestezist katıldı, 447’si tüm soruları yanıtladı. Katılanların %40.5’i 30-40 yaş aralığında, %55.6’sı kadın, %42.5’i 0-5 ve %18.9’u 5-10 yıllık kıdeme sahipti. Ayrıca,%69’u üniversite hastanesi mensubu, %46.8’i uzman doktor ve %66,6’sı eğitimciydi. Katılımcıların %42’si nöroaksiyel (NAB) ve %46.2’si periferik sinir bloklarını (PSB) daha iyi uygulayabilmek için yurtiçinde ve/veya yurtdışında eğitim aldığını belirtti. %17.2 oranında >1 eğitime katılım mevcuttu. NAB uygulamaları konusunda, PSB uygulamalarına göre daha erken ve iyi eğitim alındığı göze çarptı. NAB ve PSB tekniklerinin eğitim ve uygulama verileri Tablo 1&2’de gösterildi. RA uygulamayanlarda en sık sebeplerin deneyimsizlik (%51.7), zaman kısıtlılığı, hasta ve cerrah isteksizliği olduğu görüldü. 429 eğitim verdiğini belirten katılımcıdan 385’i son 2 eğitim sorusunu yanıtladı (Tablo 3&4).
SONUÇ: Ülkemizdeki eğitim kurumlarında RA uygulamalarının yaygınlığı, genç eğitimcilerin eğitim alma ve verme konusundaki hevesliliği, US’nin özellikle PSB’ler için ulaşılabilirliği ve sık tercih edilirliği yüz güldürücüdür. RA eğitimcileri; ülkemizdeki özellikle son yıllardaki büyük ve yaygın RA eğitim adımlarına rağmen, verilen eğitimlerin ve eğitim verebilme imkanlarının daha fazlasını talep etmektedir.
|