İlgili bildiri özeti aşağıda dikkatinize sunulmuştur. Bildiri özetini ilgili linkler aracılığı ile yazdırabilir, pdf doküman olarak kaydedebilir yada kabul yazısı alabilirsiniz.

PDF Kaydet Yazdır
Kongre Program

Tark 2020

S-043

Laparaskopk Kolesistektomi Yapılan Hastada İntraoperatif Myokard İnfarktüsü Ve Yönetimi

İpek ÜÇKAN, Sibel YÜCEL



LAPARASKOPİK KOLESİSTEKTOMİ YAPILAN HASTADA İNTRAOPERATİF MYOKARD İNFARKTÜSÜ VE YÖNETİMİ

GİRİŞ: Nonkardiyak orta veya yüksek cerrahi riskli operasyon geçiren ve preoperatif kardiyak riski olan hastalarda intraoperatif myokard infarktüsü (IPEMI), postoperatif myokard infarktüsü (POMI) ve özellikle koroner arter hastalığı olan hastalarda stent trombozu gelişme olasılığı olumsuz risk faktörüdür. Bu risk, perioperatif kanama riskini arttırması nedeniyle ameliyat öncesi antikoagülan tedavi değişikliğine bağlı olarak daha çok artar (1). Perioperatif AMI'lerin çoğunda anormal Q dalgası görülmediği için elektrokardiyografik değişiklikler spesifik değildir. Bu nedenle intraoperatif AMI hasta erken tespiti, yönetimi, daha fazla miyokardiyal hasarı önlenmesi ve böylece morbidite ve mortalite engellenmesi önem kazanmaktadır. Biz olgumuzda öncesinde koroner arter hastalığı öyküsü olan, elektif laparoskopik kolesistektomi operasyonu geçiren hastada intraoperatif MI gelişmesi ve yönetimini sizlerle paylaşmak istedik.

OLGU: 63 yaşında bilinen hipertansiyon ve koroner arter hastalığı olan ve plavix, dilatrend, corasprin, diltizem kullanan erkek hasta preoperatif kardiyoloji kliniği önerisince plavix kesilerek coraspirin tedavisi altında operasyon salonuna alındı. EKG normal sinüs ritmi ve preoperatif laboratuvar değerleri normaldi. Standart ASA monitorizasyonu ve periferik ven yolu sağlandıktan sonra anestezi indüksiyonu uygulandı. İntraoperatif laparoskopi için intraabdominal basınçlar 12-14 arasında tutularak cerrahi uygulandı. Kolesistektomi tamamlandıktan sonra kanama kontrolü uygulanırken hastada ani bradikardi ve hipotansiyon gelişmesi üzerine cerrahi ekip durduruldu. Hastada normal tansiyon değerleri elde edildikten sonra cerrahi tamamlanıp, EKG çekilerek kardiyoloji kliniğine danışıldı. Kardiyoloji kliniği tarafından anterior MI ve kardiyojenik şok ön tanıları ile acil olarak koroner anjiografiye alınan hastaya LAD PCI yapıldı.Koroner yoğun bakım servisinde bir gün takibinden sonra vitalleri stabil seyreden hasta kardiyoloji ve genel cerrahi kliniği önerileriyle postoperatif ikinci gün taburcu edildi.

TARTIŞMA:  İPMI'yi tanımlamak genellikle zordur çünkü çoğu zaman, anestezi uygulanmış veya sedasyonlu hastalarda semptom görülmeden gelişebilir.İPMI’de daha fazla miyokardiyal hasar veya hasta ölümünü önlemek için hızlı ve doğru yönetim gerekir. Anestezi uzmanı, intraoperatif komplikasyonların erken tespiti için her zaman tetikte olmalı ve hemodinamik değişiklikleri takip edebilecek yeterlilikte olmalıdır. Bu hastalarda oksijenasyon, optimal hemodinami sağlamak, kardiyak yüklenmeyi en aza indirmek, aritmileri tedavi etmek anestezist olarak tedavi planı olmalıdır.