LAPAROSKOPİK MAJOR ABDOMİNAL ONKOLOJİK CERRAHİ UYGULANAN HASTALARDA TRENDELENBURG POZİSYONUNUN VE PNOMOPERİTONYUMUN SEREBRAL DOKU OKSİJEN SATURASYONU VE ERKEN DÖNEM POSTOPERATİF KOGNİTİF DİSFONKSİYON ÜZERİNE ETKİLERİ
Hazal Özkaya Hız, Dilek Kalaycı, Seher Altınel, Süheyla Ünver
Amaç: Laparoskopik cerrahiler açık cerrahi tekniklere alternatif oluştururlar ve major abdominal onkolojik cerrahilerde artan sıklıkta kullanılmaktadırlar. Trendelenburg pozisyonu ve pnomoperitonyum cerrahi görüşün iyileştirilmesi için sıklıkla tercih edilmektedir ve kardiyovasküler, serebrovasküler, metabolik ve respiratuar değişikliklere neden olmaktadırlar. Bu çalışmanın amacı laparoskopik major abdominal onkolojik cerrahi planlanan hastalarda uygulanan trendelenburg pozisyonunun ve pnomoperitonyum’un serebral doku oksijen saturasyonuna ve erken dönem postoperatif kognitif fonksiyon (POKD) üzerine potansiyel etkilerini değerlendirmektir.
Gereç Yöntem: Çalışma için Dr. Abdurrahman Yurtaslan Ankara Onkoloji Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi (SUAM) Etik Kurul onayı alındı. Genel anestezi altında laparoskopik majör abdominal kanser cerrahisi planlanan 55 hasta çalışmaya dahil edildi. Hastalara preoperatif Mini-Mental Test (MMT) uygulandıktan sonra ASA (American Society of Anesthesiologist) fiziksel skorları, komorbiditeleri, demografik verileri, anestezide kullanılan ilaçlar, pnömoperitonyum basınçları ve süresi, trendelenburg pozisyonunun açısı, operasyon süresince NIRS (Near-Infrared Spektroskopi) ile serebral doku oksijen saturasyonu ölçümleri yapıldı ve hemodinamik parametreleri kaydedildi. Tüm vakalara postoperatif 1. haftada MMT tekrar uygulandı.
Bulgular: Bu çalışmada laparoskopik major abdominal kanser cerrahisi geçiren hastaların NIRS ölçümlerinde %20 den fazla desaturasyon tespit edilip, preoperatif bazal MMT (M0) değeriyle postoperatif 1. Hafta MMTpost değerleri arasında anlamlı düşme sonucu POKD gelişme oranı %11,3 olarak bulundu.1 hastada ise %13 desatürasyon sonrası POKD tespit edildi. Yapılan önceki çalışmalarla benzer olarak ASA skoru, yaş ve komorbiditelerin fazlalığı POKD da risk faktörü olarak saptanmıştır.
Sonuç: Laparoskopik cerrahilerde kullanılan pozisyonlar ve pnömoperitonyuma sekonder gelişebilecek hemodinamik ve respiratuar değişiklikler serebral hipoksiye neden olabilir. Hipoksinin erken tanınması ve müdahale edilmesi ile ilerleyici kognitif problemler oluşmasını önlemenin, postoperatif morbiditede azalma sağlamak için oldukça önemli olduğu görüldü.
|