İlgili bildiri özeti aşağıda dikkatinize sunulmuştur. Bildiri özetini ilgili linkler aracılığı ile yazdırabilir, pdf doküman olarak kaydedebilir yada kabul yazısı alabilirsiniz.

PDF Kaydet Yazdır
Kongre Program

Tark 2020

P-071

Postoperatif Uyanma Odasında Desatürasyonun Nadir Bir Nedeni: Pulmoner Emboli

Taner Abdullah, Semih Çelik, Funda Gümüş Özcan



Giriş ve Amaç: Postoperatif uyanma odasında solunum sistemi komplikasyonları ve periferik oksijen satürasyonunda (SpO2) düşme, hipoksi en sık karşılaşılan sorunlardır. Bu durumun sebepleri hastaya, anesteziye, operasyona ait faktörlerle birlikte sıklıkla atelektazi, bronkospazm ve rezüdüel nöromusküler blokaj olarak gösterilmiştir. Pulmoner emboli, bu tablonun nadir sebeplerinden olup, özellikle riskli hastalarda her zaman akılda bulundurulması gereken bir ayırıcı tanıdır. Bu sunumda, postoperatif uyanma odasında periferik oksijen satürasyonu düşen olguya yaklaşım değerlendirildi.

Olgu: 76 yaşında, evre 4 mide malignitesi dışında bilinen hastalığı olmayan erkek olgu palyatif amaçlı beslenme jejunostomisi açılması için ameliyathaneye alındı. Olguya yatış süresince profilaksi dozunda enoksaparin uygulanmış ve tromboemboli çorabı giydirilerek ameliyathaneye gönderilmişti. Spontan solunumda SpO2 %96, hemodinamik parametreler stabil olan olgu rutin monitörizasyon sonrası entübe edilerek, yakın hemodinamik takip amacıyla sağ radial arter kanüle edilerek invaziv basınç takibi sağlandı. %40 oksijen fraksiyonuyla ventile edildi, SpO2 değerleri %97-98 stabil seyretti. Cerrahi işlem sonrası ekstübe edilerek uyanma odasında 4lt/dk maske oksijen ile SpO2 %97 olarak takip edildi. 15 dakika içinde oksijen ihtiyacı tedricen artarak, 8lt/dk oksijen ile SpO2 %82 olan olgunun solunum sesleri bilateral, ekspiryumda yaygın ince ronküsler şeklinde ve arter kan gazında oksijen basıncı 48mmHg idi. Ön planda bronkospazm olarak değerlendirilerek bronkodilatatör tedavi uygulandı, 4lt oksijenle SpO2 %92 oldu. Ayırıcı tanıda ayrıca atelaktazi, covid-19 ihtimali ve pulmoner emboli düşünülerek, kontrastlı toraks-BT-anjiyografi çekildi. BT-anjiyografide parankim doğal, ancak subsegmental emboli ile uyumlu olarak değerlendirildi. Olgu, pulmoner emboli ve Tip1 solunum yetersizliği tanılarıyla yoğun bakım ünitesine transfer edilerek 2x1mg/kg enoksaparin başlandı. SpO2>%92 olacak şekilde maske ve aralıklı non-invaziv solunum desteği yapıldı. Tedavinin üçüncü gününde şifa ile servise gönderildi.

Tartışma: Pulmoner emboli, uyanma odasında meydana gelen düşük SpO2 ve hipoksinin nadir bir nedenidir. Ancak venöz tromboemboli riski yüksek olan hastalarda ayırıcı tanıda mutlaka hatırlanmalıdır. Bu noktada ileri yaş, malignite varlığı ve immobilizasyon en önemli risk faktörleri olarak öne çıkmaktadır.