İlgili bildiri özeti aşağıda dikkatinize sunulmuştur. Bildiri özetini ilgili linkler aracılığı ile yazdırabilir, pdf doküman olarak kaydedebilir yada kabul yazısı alabilirsiniz.

PDF Kaydet Yazdır
Kongre Program

Tark 2021

P-010

İntratekal Tedavi Yapılan Spinal Muskuler Atrofili Çocuk Hastalarda Perioperatif Anestezi Uygulamalarımızın Değerlendirilmesi

Feyza Sever, Sengül Özmert, Nefise Arıbaş Öz

Ankara Şehir Hastanesi, Çocuk Hastanesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Kliniği


Giriş:

Spinal musküler atrofi (SMA), spinal kordun ön boynuz hücrelerinin dejenerasyonu sonucu oluşan proksimal kaslarda progresif simetrik güçsüzlük ve atrofi ile kendini gösteren nöromüsküler bir hastalıktır. Hastalık SMA I,SMA II ve SMA III olmak üzere klasik olarak üç grup olarak bilinse de daha sonra SMA 0 ve SMA IV bu hastalık grubuna eklenmiştir [1].Bu hasta gruplarında genel anesteziden rejyonal anesteziye kadar her türlü anestezi tekniği kullanılabilmekte olup standart bir anestezi yöntemi bulunmamaktadır. SMA’nın türleri arasında anestezik riskler de farklılıklar göstermektedir. Riskler arasında; değişik evrelerde görülebilen solunum yetmezliği, zor havayolu yönetimi, gastroözofageal reflü, postoperatif yoğun bakım ihtiyacı ve nöromusküler bloker kullanımındaki kısıtlamalar gibi çeşitli problemleri içermektedir [2]. Bu çalışmada intratekal tedavi (İTT) yapılan ve bu işlem için sedasyon uygulanan SMA hastalarında anestezi yönetimi ve deneyimlerimizi paylaşmayı amaçladık.



Gereç ve Yöntem:

Hastanemizde son 3 yılda sedasyon eşliğinde İTT uygulanan hastaların dosyaları geriye dönük olarak incelendi. Hastaların demografik verileri ile kullanılan ilaçlar ve dozları, anestezi süreleri, skolyozu olup olmadığı ve varsa derecesi, İTT işlem esnasında kullanılan spinal iğne numarası, işlemi kim tarafından ve kaçıncı denemede yapıldığı gibi bilgiler kaydedildi.



Bulgular:

Mükerrer kez İT tedavilerinin planlanması nedeniyle birden fazla sedasyon uygulanan14 hastanın ( 6’sı erkek, 8’i kız) kayıtlarına ulaşıldı. Beş hastada SMA III, 8’inde SMA II, 1 hastada ise SMA I tanısı mevcuttu. Dokuz hastanın skolyozu vardı. SMA I hastasında işlem lokal anestezi ile yapılmışken, diğer hastalarda farklı kombinasyonlarda propofol, midazolam, ketamin, fentanil ve remifentanil kullanılmıştı. Hastaların anestezi süreleri İTT işlemin kaçıncı denemede yapıldığına bağlı olarak farklılık göstermekteydi.



Tartışma ve Sonuç:

Çocuk SMA hastalarında İTT gibi invaziv işlemler sedasyon uygulaması gerektirmektedir. Bu hastalarda anestezistler özellikle havayolu ve respiratuar problemlerden kaynaklanan anestezik riskler nedeniyle endişe duyabilmektedir. Çalışmamızda SMA tip II ve III hastalarında küçük dozlarda farklı anestezik ajanların kombinasyonları ile güvenli sedasyon uygulamaları yapılabildiği sonucuna ulaştık. Kullanılan anestezik ajanların yavaş ve titre edilerek verilmesinin bu hastalarda güvenli anestezi uygulaması adına önemli olduğunu düşünüyoruz.