İlgili bildiri özeti aşağıda dikkatinize sunulmuştur. Bildiri özetini ilgili linkler aracılığı ile yazdırabilir, pdf doküman olarak kaydedebilir yada kabul yazısı alabilirsiniz.

PDF Kaydet Yazdır
Kongre Program

Tark 2021

P-055

Spinal anestezi sonrasında gelişen nörolojik komplikasyonlar ile tanı konulan Spina Bifida olgusu

GAMZE YILMAZ OKUMUŞ, ÖZGE PEKŞEN, TİBET KAÇIRA, ONUR PALABIYIK

SAKARYA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ANESTEZİYOLOJİ VE REANİMASYON ANABİLİM DALI


Giriş:

Spina bifida (SB), bir spinoz çıkıntı yokluğundan, birçok vertebra anomalilerinin veya medulla spinalis ve sinir köklerinin eşlik edebildiği çok değişik patolojileri içerir. Spinal anestezi sonrası gelişen nörolojik komplikasyonlar nedeniyle yapılan incelemeler sonucu SB tanısı alan hastayı irdeledik.



Olgu:

ASA I, 29 yaş erkek olguya hemoroidektomi için L3-L4 seviyesinden tek doz spinal anestezi uygulandı ve cerrahi sorunsuz şekilde tamamlandı. Postoperatif sol bacakta uyuşukluk, güçsüzlük, yürüyememe ve glob vezikale saptandı. Nöroşirürji konsültasyonunda istenen lomber MR (Resim 1) raporu Tablo 1’ dedir. Gabapentin tedavisi başlanan, postoperatif 15. günde anestezi polikliniğine başvuran olguda; ilk başlayan glob vezikale ve yürüyememe şikayetinin gerilediği, sol bacak medialinde çekilme hissi ve minimal uyuşukluk tariflediği saptandı. Olgunun bebeklik döneminde lomber bölgeden lipom eksizyonu uygulandığı, bu durumu preoperatif anestezi değerlendirmesinde belirtmediği öğrenildi. Hastaya tedavinin devamı ve poliklinik kontrolü önerildi.



Tartışma ve Sonuç:

Bazı SB olguları herhangi bir semptoma yol açmazlar ve çoğunlukla tesadüfi radyolojik vertebra görüntülemesi metodlarıyla saptanmaktadırlar (1). Olguların bir kısmında dermoid tümör, lipom ve dural bant gibi bazı konjenital anomaliler eşlik edebilmektedir (2). Tethered kordlu olgularda medulla spinalis doğumdaki vertebral sonlanma seviyesi olan L3 vertebra hizasında olabilir (1). Lomber bölgede orta hatta gamze şeklinde çukurluk, aşırı kıllanma, ciltte şarap renginde leke veya lipom dokusu gibi patolojilerin saptanması gizli veya semptomsuz SB olgularından şüphelenmede uyarıcıdır (1). Bu olgularda hiçbir nörolojik ve fizik bulgu olmasa dahi erken tanı bakımından nöroradyolojik inceleme önerilmelidir. Anormal anatomi nedeniyle yetersiz tutulum görülebilir veya medulla spinalis yaralanması gibi nörolojik komplikasyon riskiyle karşılaşılabilir. Nöraksiyel bloğun mümkün olduğunca lezyon bölgesinden uzakta yapılması önerilir (3). Sonuçta, lomber bölgede çocukluk çağında minör cerrahi öyküsü, ciltte leke ve lipom varlığı preoperatif değerlendirme sırasında semptomsuz SB olgusunu tanımada akılda tutulmalıdır. SB olgularında preoperatif radyolojik görüntüleme nöraksiyel uygulamalar açısından önem arz etmektedir. Gözden kaçan SB olgularında nöraksiyel bloklar uygun ve doğru şekilde yapılsa bile sonrasında nörolojik komplikasyonlarla karşılaşılabileceği unutulmamalıdır.