Total Abdominal Histerektomi ve Bilateral Salpingooferektomi Operasyonu Sırasında Pleth Variability İndeks Kılavuzlu Hedefe Yönelik Sıvı Yönetiminin Konvansiyonel Sıvı Yönetimi ile Kıyaslanması
Ummahan Dalkılınç Hökenek, Kemal Tolga Saraçoğlu, Ahmet Kale, Harika Köşlük Gürler, Nihat Müjdat Hökenek, Ayten Saraçoğlu
Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Kartal Dr. Lütfi Kırdar Şehir Hastanesi, Anesteziyoloji ve Reanimasyon Kliniği
Giriş:
İntraoperatif sıvı yönetimi perioperatif dönemde organ perfüzyonun korunması ve volüm ilişkili komplikasyonların önlenmesi mortalite ve morbiditenin azaltılması açısından oldukça önemlidir. Bu çalışmanın amacı elektif total abdominal histerektomi ve bilateral salpingooferektomi operasyonu(TAH+BSO) sırasında konvansiyonel sıvı yönetimi(CFM) ile sıvı resüsitasyonu yapılan hastalarla, Pleth Variability İndeks(PVI) kılavuzlu hedefe yönelik sıvı yönetimi (GDFM) uygulanan hastaların hemodinamik verilerinin ve postoperatif hasta sonuçlarının karşılaştırılmasıdır.
Gereç ve Yöntem: Tek merkezli, prospektif, randomize kontrollü olan çalışmamıza etik kurul onayı (IRB:2020/514/172/4,ClinicalTrialidentifier:NCT04775576) ve hasta yazılı onamları alındıktan sonra 80 hasta dahil edildi. Hastalar anestezi indüksiyonu sırasında 250 ml kristalloid infüzyonu sonrası 8-10 ml/kg/saat sıvı tedavisi yapılan kontrol grubu(Grup CFM), PVI monitörizasyonu eşliğinde 2-3 ml/kg/saatten idame sıvı tedavisi verilen grup(Grup GDFM) olarak iki gruba ayrıldı. GDFM grubunda ortalama arteryal basınç(OAB)≤65mmHg ve/veya OAB %20’den fazla bir azalma saptandığında, PVI>%13 olduğunda 250 ml kolloid bolus verildi. Tekrarlayan kolloid bolusa rağmen yanıt alınamadığında vazoaktif ilaç uygulandı. Her iki grupta sürekli ortalama arteryel basınç, kalp atım hızı, oksijen satürasyonu, arteryal kan gazında baz açığı(BE) ile laktat, preoperatif ve postoperatif 24 saat sonra hemoglobin(Hb), hematokrit, elektrolit değerleri, hastanede kalış süreleri, intraoperatif kullanılan kristalloid ve kan ürünü miktarı, postoperatif komplikasyonlar ve sıklığı değerlendirildi.
Bulgular: Olguların yaşları ortalama 48.78±5.76 yıl olup, gruplar arasında demografik veriler, idrar çıkışı, kanama miktarı, hastanede yatış süresi, kan ürünü kullanımı ve komplikasyon gelişimi bakımından istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmamıştır(p>0.05). GDFM grubunda operasyon süresinin ve kullanılan total kristalloid miktarının daha düşük olduğu saptandı(p=0.033,p<0.001). GDFM grubunda preopa göre postop BE değerlerinde gözlenen değişimin CFM grubundan istatistiksel olarak anlamlı düzeyde düşük olduğu saptanmıştır(p<0.001). Gruplar arasında preop ve postop Hb, Hct, üre, kreatinin, Na, K, Cl, HCO3, Laktat, SpO2, PO2, PCO2 değerlerinde gözlenen değişim bakımından istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmamıştır(p>0.05).
Tartışma ve Sonuç: GDFM ile hastaların intraoperatif volüm ihtiyaçları ve BE değişimi daha düşük saptanmıştır. TAH+BSO operasyonlarında PVI kılavuzluğunda GDFM intraoperatif sıvı yönetiminde CFM’ye göre üstün bulunmuştur.
|