Missed abortus hastalarında ketafolün anksiyete ve depresyon üzerine etkisi
Müge Çakırca
Ankara Bilkent Şehir Hastanesi
Giriş:
Missed abortus, kanama olmadan fetüsün ölü halde uterin kavitede kaldığı abortus tipidir. Gebelik 12. haftasından küçükse uterus küretaj ile boşaltılır. İstemli gebeliklerin bu şekilde sonlanması hastaların anksiyete ve depresyona yatkınlığına neden olur. Ketamin antidepresan etkinliği olduğu belirtilmiş bir anestezik ajandır(1). Bu yazıda küretaj işleminde propofol ile ketamin kullanmanın antidepresan etkinliği araştırılmıştır.
Gereç ve Yöntem: Etik kurul onayı alındıktan sonra dilatasyon ve küretaj işlemi için anestezi alması planlanan 40 missed abotrus vakası çalışmaya dahil edildi ve rastgele iki gruba ayrıldı. Her hastaya standart monitörizasyonun ardından ameliyathanede 2 mg dormicum ve 50 ϻg fentanil intravenöz olarak uygulandı. Hastalara 4 lt/dk'dan oksijen maskesi ile oksijen takıldıktan sonra, solunumu deprese etmeyecek şekilde Grup 1’e propofol uygulanırken (maksimum 200mg), Grup 2‘ye propofol ve ketamin (sırasıyla maksimum 200mg ve 50 mg) ile hazırlanan ketafol uygulandı. Hastaların demografik verileri kaydedildi. Preoperatif, postoperatif 24.saat ve postoperatif 1. ay hastane anksiyete depresyon ölçeği (HAD) kullanılarak anksiyete (HAD-A) ve depresyon (HAD-D) ölçümleri yapıldı.
Bulgular: Demografik veriler arasında anlamlı fark yoktu. HAD’nin türkçe formunda kesme noktaları anksiyete için 10, depresyon için 7 olarak belirtilmiştir(2). Buna göre preoperatif tüm hastalar yüksek anksiyeteye sahipti, postoperatif anksiyete saptanmadı. Depresyon ölçeğinde tüm hastaların preoperatif ve ilk 24 saat yüksek skorlara sahip olduğu bulunurken postoperatif 1. ayda değerlerin normale gerilediği bulundu. HAD skorları tablo 1’de verildi. Grup içi HAD, HAD-A ve HAD-D değerlerinde zamanlar arasında istatistiksel fark yoktu.
Tartışma ve Sonuç: Sonuç olarak istenilen gebelik kaybı sonrası anne adaylarının küretaj anestezisinde kullanılan propofol ile ketaminin, anksiyete ve depresyon ölçümlerinde propofol ile karşılaştırıldığında bir farklılık oluşturmadığı bulundu. Ancak preoperatif ve erken postoperatif dönemdeki HAD-A ve HAD-D yükseklikleri nedeniyle hastaların psikolojik yönüyle de takipte tutulması gerektiği sonucuna varıldı.
|