TRAKEAL RÜPTÜR GELİŞEN OLGUNUN ANESTEZİK YÖNETİMİNDE PERİOPERATİF POCUS VE FOB UYGULAMASI: OLGU SUNUMU
Pakize Yeşil, Mehmet Şirin Uludağ, Şeyda Ataş, Gaye Aydın
Sağlık Bilimleri Üniversitesi İzmir Tıp Fakültesi Tepecik EAH Anesteziyoloji ve Reanimasyon Kliniği
Giriş:
Trakeal rüptür entübasyonun nadir komplikasyonları arasında olup mortalitesi yüksektir. Çalışmalarda %0,005-%0,37 oranında olduğu bildirilmiştir(1,2,3). Olgu sunumumuz bu komplikasyonun hızlı tanınması, tanı konulması ve erken tedavi edilerek oluşabilecek morbidite/mortalitenin önlenmesi amacıyla yazılmıştır. Perioperatif POCUS (Point-of-care US) ve FOB kullanımının önemi irdelenmiştir.
Olgu: Özefagus malign neoplazmı nedeniyle VATS ile rezeksiyon planlanan, olgu sunumu için onam alınan 59 yaşında kadın hastamızın, hipertansiyon tanısı, 2 ay önce tümör bölgesine radyoterapi öyküsü mevcuttu. Hastaya postoperatif analjezi amaçlı epidural kateter uygulandı. Standart anestezi indüksiyonu sonrası hasta 35 Fr SÇLT’le entübe edilmeye çalışıldı. Dişlerin pozisyonu nedeniyle beklenmeyen zor entübasyondu. SÇLT yerleştirilemedi ve FOB’la yerleştirilmesi planlandı. FOB ameliyathaneye gelinceye kadar hasta spiralli 7,5 numaralı endotrakeal tüple videolaringoskop yardımıyla entübe edildikten sonra yeri teyit edilerek anestezi cihazına bağlandı(Şekil 1). Arter kanülasyonu, juguler santral venöz kataterizasyon yapıldıktan sonra hipotansiyon, hipoventilasyon bulguları gelişti(Şekil 2). Solunum sesleri sağ akciğerde derinden duyuldu. Ciltaltı amfizem bulgusu yoktu. Pnömotorakstan şüphelenilerek US ile kontrol edildi. US’da plevra kayma hareketi yoktu, bariz barkod görünümü gözlendi(Şekil 3). Hastaya göğüs cerrahisi tarafından toraks tüpü takıldı. Zor entübasyon olması, radyoterapi öyküsü olması üzerine trakeal rüptürden şüphelenilerek hastaya acil bronkoskopi planlandı ve yapıldı. FOB ile trakea distalinde sağ membranöz laserasyon izlendi(Şekil 4). Primer onarım planlandı, trakea onarımı yapıldı. Genel cerrahi ekibi tarafından beslenme jejunostomisi açılarak kontrollü olarak extübe edildi. Yoğun Bakımda ve sonra serviste takip ve tedavisine devam edilen hasta postoperatif 5. gününde taburcu oldu, 1 ay sonraya tümör rezeksiyonu amacıyla randevu verildi.
Tartışma ve Sonuç: Perioperatif POCUS sadece girişimsel olarak periferik sinir bloklarında değil tüm vücutta anestezistler tarafından uygulanarak hızlı teşhis ve tedavi sağlayan uygulama haline gelmiştir(4). FOB çift lümenli tüp yerleştirilmesi sonrası görsel doğrulamada genellikle altın standarttır(5). Sonuç olarak; nadir görülen, mortalitesi yüksek, trakeal rüptür olgularında erken teşhis ve tedavi amacıyla perioperatif POCUS ve FOB kullanımının hayati önemi olduğu ve asistan eğitiminde mutlaka öğretilmesi hedeflenen ana konular içinde yer alması gerektiği düşüncesindeyiz.
|