Plasenta Perkreata ve Masif Peripartum Kanama: Anestezi Yönetimi
Arzu Karaveli, Esra Kaya, Ayşe Gök Ceyhan, Ali Sait Kavaklı, Sadık Özmen
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Anesteziyoloji ve Reanimasyon Kliniği, Antalya, Türkiye
Giriş:
Plasenta perkreata, desidua bazalisin bozukluğu nedeniyle plasentanın uterus serozasına veya diğer pelvik organlara anormal invazyonudur. Bu hastalar şiddetli peripartum kanama, masif kan transfüzyonu ve kötü fetal sonuç ile ilişkilidir. Dahası, maternal mortalite ve morbiditenin dahil olduğu ciddi obstetrik komplikasyon riski altındadırlar. Ultrasonografi ve MR faydalı olsa da, tanı sıklıkla intraoperatif dönemde konmaktadır. Bu olgu sunumunda, plasenta previa ön tanısıyla acil olarak doğuma alınan hastada masif peripartum kanama nedeniyle masif kan transfüzyonu ve anestezi yönetimimizin paylaşılması amaçlanmıştır. Hastadan yazılı ve sözlü onam alınmıştır.
Olgu: Otuz yaşında, otuz altı haftalık, plasenta previa ön tanısı olan, mükerrer sezaryan öyküsü bulunan multipar gebe hasta acil olarak operasyona alındı. Genel anestezi indüksiyonu sonrası, yenidoğanın doğumunu takiben, plasentanın mesaneye invaze olduğu (plasenta perkreata) ve uterin atoni geliştiği tespit edildi. Oksitosin tedavisine yanıt alınamayan hastaya metilergonovin başlandı. İnvaziv arteriyal ve santral kateterizasyon ve monitorizasyon uygulandı. İntraoperatif dönemde masif peripartum kanamanın yönetimi sırasında yeterli sıvı tedavisinin yanı sıra 24Ü ES, 18Ü TDP ve 2Ü aferez trombosit replasmanı, traneksamik asit ve fibrinojen konsantresi kullanıldı. Manuel uterin eksplorasyon ve B-lynch sütür uygulamasıyla kanama kontrolü sağlanamayan hastaya histerektomi uygulandı. Mesane yaralanması Üroloji kliniği tarafından primer onarıldı. Kanama kontrolü ve hemodinamik stabilite sonrası yoğun bakım ünitesine devredilen hasta yatışının 1. gününde sorunsuz bir şekilde servise transfer edildi.
Tartışma ve Sonuç: Peripartum kanamalar, maternal mortalite ve morbiditenin en önemli nedenlerindendir. Başta anestezistler olmak üzere multidisipliner bir ekip tarafından yönetilmelidir. Obstetrik kanaması olan hastaların tedavisinde, her ne kadar kanama miktarı ve/veya spesifik etyoloji dikkate alınsa da, basamak tedavisinin uygulanması önerilmektedir. Başlangıçta non-invaziv yöntemler uygulanmalı, ancak bu yöntemlere yanıt alınamayan hastalarda invaziv yöntemlere geçilmelidir. Resüsitasyonda amaç, yeterli doku perfüzyonunun sağlanmasıdır. Bu hastalarda her ne kadar masif kan transfüzyonunun, koagülopatinin de dahil olduğu, bilinen pek çok komplikasyonu olsa da peripartum kanaması olan hastada iyi bir anestezi ve kanama yönetimi bu hastalardaki morbidite ve mortalitenin azalmasına katkıda bulunacaktır.
|