Üreter obstrüksiyonu oluşturulan ratlarda ibuprofenin oluşturduğu böbrek hasarına karşı seryum oksitin etkileri
Salih Toruk, Avni Babacan, Mustafa Arslan, Volkan Şıvgın, Şaban Cem Sezen, Hakan Boyunağa
Gazi Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Anesteziyoloji ve Reaminasyon Anabilim Dalı, Ankara
Giriş:
Ağrı tedavisinde nonsteroid antiinflamatuvar ilaç(NSAİİ)’lar vazgeçilmez ajanlardır. Bu durum tamamen böbrekler yoluyla vücuttan uzaklaştırılan ve renal toksisitesi bilinen NSAİİ’lerin böbrek hastalıklarında kullanımı ile ilgili sınırlılıklar oluşmasına neden olmaktadır. Antioksidan özelliği de bulunan seryum oksit (CeO2)’in kullanımının böbrek hastalıkları bulunanlarda NSAİİ kullanımına bağlı oluşabilecek böbrek toksisitesini azaltabileceği amacıyla çalışmamızda tek taraflı üreter obstrüksiyonu ile böbrek yetmezliği oluşturulan ratlarda ibuprofeni takiben CeO2’in böbrek dokusu üzerine etkilerinin incelenmesi planlanmıştır.
Gereç ve Yöntem:
Etik kurul onayı alındıktan sonra, 30 adet rat her grupta 6 tane olmak üzere, rastgele 5 gruba ayrıldı (GrupK)Kontrol, (GrupÜO)Üreter Obstrüksiyonu, (GrupÜOİ)Üreter Obstrüksiyonu-İbuprofen, (GrupÜOİSO)Üreter Obstrüksiyonu–İbuprofen-Seryum Oksit, (GrupÜOSO)Üreter Obstrüksiyonu-Seryum Oksit). Anestezi uygulanmasının ardından düşük abdominal insizyonla kontrol grubuna sham operasyon, diğer gruplara üreter obstrüksiyonu uygulandı ve 21.günde tek doz 0.5 mg/kg CeO2 ve tek doz 30 mg/kg ibuprofen intraperitoneal uygulandıktan 24 saat sonra böbrek dokuları bütünlük bozulmayacak ve travmatize edilmeyecek şekilde alındı. Böbrek dokularında histopatolojik inceleme ve serumda kreatinin, üre malondialdehit(MDA), ve nitrik oksit(NO) ölçümü yapıldı.
Bulgular:
Işık mikroskopisinde obstrüksiyon oluşturmadığımız sağ taraftaki böbrek dokusunda ÜOSO grubunda ÜOİ grubuna oranla glomerüler vakuolizasyon(GV), tübüler hyalin silindirler(THS) ve tübüler hücre dökülmesi(THD) değişiklikleri anlamlı olarak daha az izlendi(Tablo1). Obstrüksiyon uyguladığımız sol böbrek dokusunda histopatolojik olarak ÜOSO grubunda ÜOİ grubuna oranla GV, vasküler vakuolizasyon ve hipertrofi(VVH) ve THS anlamlı olarak daha az tespit edildi. ÜO, ÜOİ ve ÜOİSO’de kontrol grubuna oranla tübüler dilatasyon(TD), bowman space dilatasyon(BSD), THD ve tübüler hücre dejenerasyonu ve nekroz(THDN) daha fazla görüldü(Tablo2,Resim1-5). MDA düzeyinin ÜOSO grubunda ÜOİ grubuna oranla daha düşük iken NO enzim aktivitesinin ÜOİ grubunda artmış olduğu tespit edildi(Tablo3). Kreatinin ve üre düzeyinin tüm gruplarda kontrol grubuna göre artmış olduğu tespit edildi(Tablo4).
Tartışma ve Sonuç:
Çalışmamız NSAİİ grubunda bulunan ibuprofen ile oluşabilecek böbrek hasarına karşı CeO2’in etkisini araştıran ilk deneysel çalışma olması nedeniyle önemlidir. Deney gruplarının yaş, cinsiyet ve NSAİİ’in tekrarlayan maruziyet ile oksidatif hasarın biyokimyasal parametrelerinin bakılması açısından farklılandırılmasıyla yapılacak yeni CeO2 çalışmalara ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz.
|