İlgili bildiri özeti aşağıda dikkatinize sunulmuştur. Bildiri özetini ilgili linkler aracılığı ile yazdırabilir, pdf doküman olarak kaydedebilir yada kabul yazısı alabilirsiniz.

PDF Kaydet Yazdır
Kongre Program

Tark 2022

P-077

Transfüzyona Dirençli Yüksek Hemoglobin S Oranı Olan Orak Hücre Anemi Tanılı Pediyatrik Hastada Perioperatif Rejyonel Serebral Oksijen Satürasyonu Monitörizasyonu: Olgu Sunumu

Levent Özdemir, Aslınur Sagün, Merve Kök, Handan Birbiçer

Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi, Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı


Giriş:
Orak hücre anemi (OHA) tanılı olguların, optimal hemoglobin S (HbS) oranlarına ulaşıldıktan sonra elektif cerrahiye alınmaları önerilmektedir (1). Hedeflenen HbS değeri olarak kabul edilen ≤%30 değerine ulaşmak için hastalara kan transfüzyonu ve gerekirse exchange transfüzyon uygulanmaktadır (2). Yüksek HbS oranı serebrovasküler olay, ağrılı kriz ve akut göğüs sendromu gibi komplikasyonlar ile ilişkilidir (2). Bu olguda, tekrarlanan exchange transfüzyona rağmen yüksek HbS oranı ile elektif kolesistektomi ve splenektomi planlanan OHA tanılı hastada, near-infrared spektroskopik (NIRS) yöntem ile bölgesel serebral oksijen satürasyonu (rSO2) monitörizasyonun sunulması amaçlanmıştır.

Olgu:
Orak hücreli anemi tanısı olan 9 yaşında, 38 kg olan kadın hastaya çocuk cerrahisi tarafından elektif şartlarda kolesistektomi ve splenektomi planlandı. Hastanın bilinen orak hücreli anemi ve beta talasemi taşıyıcılığı öyküsü mevcuttu. Düzenli medikasyon olarak hidroksiüre ve folik asit preparatı kullanan hastanın preoperatif HbS oranı %62.1 olması nedeniyle hastaya exchange kan transfüzyonu yapıldı. Kontrol HbS değerinin %55 olması üzerine tekrar exchane transfüzyon yapılan hastanın preoperatif Hb değeri 6.8 gr/dL olup eritrosit transfüzyonu da sağlandı. Kontrol edilen HbS oranı %30.7 olan hasta operasyon odasına alındıktan sonra kalp hızı, arteriyel oksijen satürasyonu (SpO2) monitörizasyonu, noninvaziv kan basıncı monitorizasyonu yapıldı. Hastaya bilateral NIRS probları yerleştirildikten sonra anestezi indüksiyonu tiyopental 200 mg, 25 mcg fentanyl ve 20 mg roküronyum ile sağlandı. Hastanın operasyon boyunca 15 dakikalık periyotlarla tüm vital bulguları ve bilateral rSO2 değerleri kaydedildi (Tablo 1). Sol radiyal arter kanülasyonunu takiben invazif arter monitörizasyonuna başlandı. İntraoperatif olarak hastaya 15-20 mL/kg/sa hızında 1/3 miks mayi infüze edildi. İntraoperatif olarak yaklaşık 0.5ml/kg/saat idrar çıkışı sağlandı. İntraoperatif dönemde hasta ısıtıcı blanket ile ısıtıldı. İntraoperatif dönemde sorunla karşılaşılmayan hasta operasyon sonunda ekstübe edildi. Takibinde herhangi komplikasyon tespit edilmedi.

Tartışma ve Sonuç:
OHA’lı hastalarda preoperatif hedeflenen HbS düzeyine ulaşmak her zaman mümkün olmasa da, bölgesel serebral oksijenizasyon monitörizasyonu ile OHA’lı hastaların serebral oksijenizasyonu hakkında fikir verebileceğini düşünmekteyiz.