İlgili bildiri özeti aşağıda dikkatinize sunulmuştur. Bildiri özetini ilgili linkler aracılığı ile yazdırabilir, pdf doküman olarak kaydedebilir yada kabul yazısı alabilirsiniz.

PDF Kaydet Yazdır
Kongre Program

Tark 2022

P-050

STICKLER SENDROMU HASTASINDA TRAKEA REZEKSİYONU VE STOMA REVİZYONU CERRAHİSİNİN ANESTEZİK YÖNETİMİ

Aysun Ankay Yılbaş, Hatice Hız, Bensu Karakoyak

Hacettepe Üniversitesi Hastanesi


Giriş:
Stickler sendromu oftalmoorofasyal anomaliler, mikrognati, yarık damak ve basık orta yüz ile karakterize bir bağ dokusu hastalığıdır. Olgumuzda ileri derece havayolu darlığı gözlenen Stickler Sendromlu bir hastanın anestezik yönetimini sunmayı amaçladık.

Olgu:
Hastamız düşük kulak, frontal bölgede yassılık, mikrognati, yarık damak özelliklerini gösteren Stickler sendromlu bir infant idi. Dış merkezde yoğun bakım ünitesinde uzamış entübasyon ve başarısız weaning denemeleri sonrası trakeotomi açılmış. Hastada desatürasyon epizotlarına sebep olan havayolu darlığı gelişmiş. Hastanemize sekresyonların aspirasyonuna dahi imkan vermeyen stoma darlığının revize edilmesi adına transfer edildi. Trakeotomi kanülü t-tüp ile bağlantılıydı, 4 lt/dk oksijen desteği ile SpO2 %94’tü. Standart monitörizasyon ve uygun preoksijenasyon sonrası trakeotomi kanülü aracılığıyla inhalasyonel anestezi uygulandı. EtCO2 havayolu darlığı kaynaklı belirgin düzeyde yüksekti (50-60 mmHg). Damaryolu açıldıktan hemen sonra iv rokuronyum ve metilprednizolon uyguladık. Arteryel kan gazı göstergeleri respiratuar asidozu işaret ediyordu ve hastayı standart ventilasyon modlarında ventile edebilmemiz mümkün değildi. Hasta uzman anestezist tarafından ekspirasyona imkan veren düşük tidal volümle manuel olarak havalandırıldı. Direkt laringoskopide glottik bölgenin granülasyon dokusuyla neredeyse tamamen kapandığı gözlendi, bu sebeple stoma revizyonu esnasında oral ETT yolu ile hastayı ventile edebilmek mümkün değildi. Trakeotomi kanülü (3,5 mm) dikkatle kafsız 3,5 numara ETT ile değiştirildi. Trakeotomi alanındaki bağ dokunun eksizyonu ve trakeanın çevre dokuya süturla fiksasyonu esnasında aralıklı apneik teknik kullanıldı. Stoma revizyonu sonrası 4 numara kafsız ETT’e geçildiğinde EtCO2 düzeyi normal aralığa geldi. Stomadan yapılan fiberoptik görüntülemede, trakeotominin distalinde obstrüksiyon fark edildi ve bir trakeal halka eksize edildi. Sonuçta hasta uyandırılarak mekanik ventilatörden ayrıldı ve kafsız 4,5 numara trakeotomi kanülü ile çocuk yoğun bakıma devredildi.

Tartışma ve Sonuç:
Aralıklı apneik teknik pediatrik hastalarda laringotrakeal cerrahilerde hala yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu cerrahilerde havayolunun ortak çalışma alanı olması nedeniyle cerrahların ve anestezistlerin uyum içinde çalışması ve farklı havayolu tekniklerinin bir arada kullanılması kritik önem taşır.