İlgili bildiri özeti aşağıda dikkatinize sunulmuştur. Bildiri özetini ilgili linkler aracılığı ile yazdırabilir, pdf doküman olarak kaydedebilir yada kabul yazısı alabilirsiniz.

PDF Kaydet Yazdır
Kongre Program

Tark 2022

S-064

Gastrointestinal Kanser Cerrahilerinde Preoperatif Prognostik Nütrisyonel İndeksin Postoperatif Deliryuma Etkisinin Değerlendirilmesi

Muhammet Aydın Akdoğan, Gonca Oğuz, Süheyla Ünver

Dr. Abdurrahman Yurtaslan Ankara Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi


Giriş:
Gastrointestinal kanser hastalarında sık görülen malnütrisyon, morbidite ve mortaliteyi etkilemektedir. Prognostik nütrisyonel indeks(PNİ), nütrisyonel ve immünolojik durumu ölçen inflamasyon temelli bir skorlama olup, prognoz belirleme ve postoperatif komplikasyonların öngörülmesinde kullanılmıştır. Postoperatif deliryum(POD), cerrahi ve anestezi sonrası oluşabilecek nörokognitif bir komplikasyonu tanımlar. PNİ ve POD ilişkisini inceleyen çalışmaların çoğu retrospektif olup prospektif geniş seri araştırma sayısı yetersizdir.Bu çalışmada, gastrointestinal kanser tanısıyla opere edilen hastalarda preoperatif PNİ ile postoperatif deliryum arasındaki ilişkiyi göstermeyi amaçladık.

Gereç ve Yöntem:
Çalışmaya ≥18 yaş, gastrointestinal kanser cerrahisi uygulanacak, gönüllü onamı verebilen,ASA 1-4 olan 134 hasta dahil edildi. Hastaların preoperatif anestezi değerlendirmesi yapılıp yaş, cinsiyet, ASA skoru, komorbid hastalıklar, eğitim düzeyi, sigara kullanımı, kanser tanısı, kemoterapi/radyoterapi öyküsü, uygulanan cerrahi, invazif girişimler, hemoglobin, albümin, lenfosit, karaciğer ve böbrek fonksiyon testleri kaydedildi. Preoperatif tetkiklere göre PNİ skoru hesaplandı. Nütrisyonel durum ölçülen PNİ değerlerine göre normal (PNİ≥50), hafif maltütrisyon (PNİ 45-50), orta-şiddetli malnütrisyon (PNİ 40-45) ve ciddi (PNİ<40) olarak tanımlandı. Hastalar postoperatif 3 gün Konfüzyon Değerlendirme Ölçeği kullanılarak deliryum varlığı açısından değerlendirildi.

Bulgular:
Çalışmaya alınan hastaların %14,2’sinde POD tespit edildi. POD olan ve olmayan hasta grupları arasında PNİ değerlerine göre istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık gösterilemedi. Bununla birlikte ciddi malnütrisyonu olan hastalarda POD sıklığı, normal olanlara göre daha yüksekti(p=0,045). Toplanan verilere göre yaş, lenfosit, glikoz düzeyi ve kan transfüzyonu varlığı POD olan ve olmayan gruplar arasında farklı bulunurken(p<0,05), araştırılan diğer parametreler arasında anlamlı farklılık yoktu. Kan transfüzyonu yapılmasının POD gelişimini 8,6 kat arttırarak en güçlü değişken olduğu saptandı. Deliryum sıklığı hepatobilier kanser olanlarda olmayanlara göre daha fazla bulundu(p=0,009).

Tartışma ve Sonuç:
Çalışmamızda gastrointestinal kanser cerrahisi uygulanan hastalarda PNİ skoru ve POD arasında anlamlı ilişki gösterilemedi. Bununla birlikte ciddi malnütrisyonu olan hastalarda POD oranının normal olanlara göre daha yüksek bulunması, preoperatif nütrisyon durumunun POD gelişiminde katkısı olabileceğini düşündürmektedir. Bu konuda daha geniş hasta popülasyonları ve değerlendirme özelliklerini içeren çalışmalara ihtiyaç bulunmaktadır.