İlgili bildiri özeti aşağıda dikkatinize sunulmuştur. Bildiri özetini ilgili linkler aracılığı ile yazdırabilir, pdf doküman olarak kaydedebilir yada kabul yazısı alabilirsiniz.

PDF Kaydet Yazdır
Kongre Program

Tark 2022

S-084

LAPAROSKOPİK KOLESİSTEKTOMİDE FARKLI İNSÜFLASYON AKIŞLARIYLA OLUŞTURULAN PNÖMOPERİTONEUM BASINCININ NEDEN OLDUĞU HEMODİNAMİK DEĞİŞİKLİKLERİN SEREBRAL OKSİJENİZASYON ÜZERİNE ETKİLERİ

ERGÜN GÖKÇEN, KIVANÇ ÖNCÜ, SEDAT SAYLAN

SİNOP ATATÜRK DEVLET HASTANESİ


Giriş:
Çalışmamızda pnömoperitoneumun düşük akış (10 L/dk) ve yüksek akış (40 L/dk) ile oluşturulduğu iki farklı hasta grubunda, hemodinamik değişiklikler ile serebral oksijenizasyon arasındaki ilişkiyi, serebral oksimetre kullanarak kıyaslamayı amaçladık.

Gereç ve Yöntem:
Çalışma, ters Trendelenburg’da, elektif şartlarda, laparoskopik kolesistektomi operasyonu gerçekleştirilen, 18-65 yaş aralığında, ASA I, II, III sınıflamasına dahil toplam 69 hastada, prospektif randomize olarak gerçekleştirildi. Çalışma sonunda 61 hastanın verileri değerlendirildi. Hastalar, insüflasyon akış hızlarına göre düşük akış (DAK, 10 L/dk) ve yüksek akış (YAK, 40 L/dk) olarak randomize iki gruba ayrıldı. Anestezi süresince hastaların hepsinde %50/%50 oranında oksijen/hava karışımıyla birlikte %2 oranında sevofluran kullanıldı. Operasyon boyunca remifentanil infüzyonu ile analjezi sağlandı. Hastaların kalp hızı, periferik oksijen saturasyonu, sistolik ,diyastolik ve ortalama arter basıncı, BIS değeri, end-tidal karbondioksit değeri, sağ ve sol serebral oksijen saturasyonu (rSO₂) değerleri indüksiyon öncesinde, indüksiyon sonrasında, pnömoperitoneum başlangıcında, pnömoperitoneum oluşturulduktan sonra 1,3,5, 10, 15, 30, 60,90. dakikalarda, cerrahi işlem sonunda ve anestezi uygulaması sonunda kaydedildi.

Bulgular:
Gruplar arasında; yaş, cinsiyet, boy, vücut ağırlığı, vücut kitle indeksi ortalamaları, ASA sınıflamaları, kronik hastalık varlığı ve sigara içme öyküsü arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı. Gruplar arasında hemodinamik parametreler kıyaslandığında, anlamlı fark tespit edilmedi. DAK ve YAK gruplarında; tüm ölçüm zamanlarındaki sol rSO₂ değerlerinin pnömoperitoneum başlangıcı değerlerine göre değişim durumları kıyaslandığında, pnömoperitoneum sonrası 3. dakika dışında istatistiksel olarak anlamlı fark yoktur. Pnömoperitoneum sonrası 3. dakikada, pnömoperitoneum başlangıcına göre %20 ve daha fazla azalma olan hastaların tamamı YAK grubunda yer almaktadır (p=0,044). YAK grubunda, pnömoperitoneum süresince toplam 4 hastada serebral oksijen satürasyonunda bazale göre %20 üzerinde düşüş olduğu tespit edildi.

Tartışma ve Sonuç:
Grupların hemodinamik parametreleri kıyaslandığında, gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark tespit edilmedi. Buna rağmen, serebral oksijen satürasyon değerleri bazale göre kıyaslandığında, gruplar arasındaki farkların istatistiksel olarak anlamlı olduğu saptanmıştır. Serebral oksijenizasyonun; düşük akış grubunda, yüksek akış grubuna göre daha iyi korunduğunu düşünmekteyiz.