İlgili bildiri özeti aşağıda dikkatinize sunulmuştur. Bildiri özetini ilgili linkler aracılığı ile yazdırabilir, pdf doküman olarak kaydedebilir yada kabul yazısı alabilirsiniz.

PDF Kaydet Yazdır
Kongre Program

Tark 2022

P-008

Zor Havayolu Beklenen Maksillofasiyal Cerrahi Olgusunda Nadir Görülen ve Hayatı Tehdit Eden Kanama

Özlem Yakut Özdemir, Gözde Nur Ergen, Serhat Özcan, İlkben Günüşen

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı


Giriş:
Maksillofasiyal travma öyküsü olan hastalarda zor havayolu beklenen bir durum iken, masif kanama yaklaşık %1'lik insidansla nadir görülür. Zamanında ve uygun müdahale yapılmazsa hipovolemik şoka kadar ilerleyen hayatı tehdit eden hemodinamik bozukluklara neden olabilir. Travmaya bağlı temporomandibular eklem (TME) ankilozu gelişen, ağız açıklığı kısıtlı bir hastada zor hava yolu yönetimini ve intraoperatif gelişen masif kanama olgusunu sunmayı amaçladık.

Olgu:
On yıl önce trafik kazası sonucu maksillofasiyal travmaya bağlı TME ankilozu gelişen ve bu nedenle üç kere opere olan 25 yaşında, ASA 1, kadın hastaya gap artroplasti operasyonu planlandı. Preoperatif değerlendirmede, Mallampati IV, ağız açıklığı kısıtlı (<1cm), boyun hareketleri normaldi. Zor hava yolu için gerekli hazırlıklar yapılarak operasyon salonuna alınan hastaya, uyanık fiberoptik entübasyon yöntemi önceden açıklanmasına rağmen çok gergin ve ajite olması, bizimle iletişime açık olmaması, uyum sağlamaması nedeniyle anestezi altında entübasyon yapılmasına karar verildi. Preoksijenasyonu takiben 0,5 mg/kg atropin ve 2mg/kg propofol ile anestezi indüksiyonu yapıldı. Maske ile ventilasyonunda sorun yaşanmayan hastaya 0,6 mg/kg rokuronyum uygulandı. Fiberoptik bronkoskop yardımıyla 6,5 mm spiralli tüple hasta nazal olarak entübe edildi. Operasyonun 40-45. dakikasında ağız içinde aniden kanama başladı. Hemodinamisi bozulan hastada bütün çabalara rağmen kanama odağı belirlenemediği için ve kanama cerrahi olarak durdurulamadığından o bölge tamponize edilip sarılarak girişimsel radyoloji ünitesine entübe olarak transfer edildi. Bu arada alınan kan örneğinde Hb= 7,9, Htc: 24,6 olarak saptandı, 1 ünite eritrosit ve 1 ünite taze donmuş plazma verildi. Sağ internal maksiller arter distalinde travmatik pseudoanevrizma saptanan hastaya endovasküler coil embolizasyonu uygulandı. Kanama açısından bir gece anestezi yoğun bakım ünitesinde izlenen hasta ertesi gün yeniden operasyona alınarak cerrahisi tamamlandı. Operasyon sonunda ekstübe edilen hasta, vital bulguları stabil postoperatif bakım ünitesine devredildi.

Tartışma ve Sonuç:
Maksillofasiyal cerrahide zor hava yolu öngörülebilirken travmatik pseudoanevrizmalara bağlı masif kanama nadir görülen ve akılda tutulması gereken bir durumdur. Endovasküler embolizasyon ile başarılı bir şekilde gecikmeden yapılan etkin müdahale hayat kurtarıcıdır.