İlgili bildiri özeti aşağıda dikkatinize sunulmuştur. Bildiri özetini ilgili linkler aracılığı ile yazdırabilir, pdf doküman olarak kaydedebilir yada kabul yazısı alabilirsiniz.

PDF Kaydet Yazdır
Kongre Program

Tark 2022

P-099

Rotoskolyozlu Hastada Havayolu Yönetimimiz: Olgu Sunumu

Okan Araman, Senem Urfalı, Onur Koyuncu

Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi


Giriş:
Skolyoz omurganın lateral eğriliği ve rotasyonu ile birlikte görülen ve zaman içerisinde göğüs kafesinde anatomik malformasyona neden olan ciddi bir yapısal bozukluktur. Toplumda %1-3 oranında görülür. Rotasyonun da eşlik etmesi halinde Rotoskolyoz olarak anılır ve yaşla birlikte progresif seyreden bir hastalıktır.

Olgu:
19 yaşında, 150cm, 54kg kadın hasta bel ve sırt bölgesinde ağrı hareket kısıtlılığı ve şekil bozukluğu ile ortopedi polikliniğine başvurmuş. Hastaya İdiopatik skolyoz tanısı konmuş. Cobb açısı>40° olan hastaya operasyon planlandı. Hastanın anamnezinde 7 yıl önce dış merkezde skolyoz nedeniyle opere olacakken entübe edilemeyip uyandırıldığı öğrenildi. Fizik muayenede hasta Mallampati sınıf IV olarak değerlendirildi. Sol akciğer alt ve üst lobta ronküsleri vardı. Tomografisinde göğüs ön arka çapının arttığı sol akciğer alt ve üst lobta bant atelektazileri saptandı. Hasta ASA-III olarak değerlendirildi. Hastaya anestezi yönetimi ve oluşabilecek riskler konusunda bilgi verildi ve hastanın onamı alındı.Zor entübasyon olasılığı açısından zor entübasyon seti hazırlandı, trakeotomi açılabilmesi için gereken hazırlık yapıldı. Hastaya rutin monitörizasyon yapıldı. İndüksiyon sonrası hastanın ventilasyonunun zor olduğu görüldü ancak oksijen satürasyon değerlerinde herhangi bir düşme olmadı. Video laringoskop ile vokal kordlar çok net göründüğü halde endotrakeal tüp ilerletilemedi, stile ile de entübe edilemeyen hasta fiberoptik bronkoskop ile tekrar entübe edilmeye çalışıldı ancak başarısız olundu. Hastaya trakeotomi açılması düşünüldü. Kulak burun boğaz ekibi, hastanın elektif bir cerrahi geçirecek olması ve anormal larengeal ve trakeal anatomiye sahip olması nedeniyle trakeotomi açmayı uygun görmedi. Hasta interdisipliner alınan kararla uyandırıldı ve ameliyatı iptal edildi.

Tartışma ve Sonuç:
Spinal anormallikleri olan hastalar, olası ventilasyon ve entübasyon güçlüğü nedeniyle anestezi açısından önemli derecede risk taşımaktadır. Bizim olgumuzda da zor entübasyon olasılığı öngörüldü ve gerekli tüm hazırlık yapıldığı halde entübe edilemedi. Bu durumlarda uygun hastalarda trakeotomi açılması veya operasyon bölgesi uygunsa rejyonel anestezi iyi bir alternatif olduğunu düşünmekteyiz.