Laparoskopik Sleeve Gastrektomi Uygulanan Hastalarda İki Farklı Anestezi Yönteminin Gastrointestinal Motilite Üzerine Etkisi; Prospektif Randomize Tek Kör Çalışma
Halide Hande Şahinkaya, Ahmet Mücteba Öztürk, Çağlar Ayar, Hüseyin Özkarakaş, Bülent Çalık, Zeki Tuncel Tekgül
Sağlık Bilimleri Üniversitesi İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Kliniği
Giriş: Laparoskopik sleeve gastrektomi erken mobilizasyon, hastanede yatış süresinde kısalma avantajlarına sahip bariatrik bir cerrahidir (1). Cerrahi başarı uygun hasta seçimine, genel anesteziden erken derlenmeye (2, 3) ve gastrointestinal fonksiyonlarda hızlı geri dönüşe bağlıdır. Bu çalışmanın amacı iki farklı anestezi yönteminin birincil olarak intraoperatif gastrointestinal motilite, ikincil olarak ilk gaz çıkış süresi, postoperatif bulantı, kusma (PONV) ve cerrahi memnuniyet üzerine etkisini değerlendirmektir.
Gereç ve Yöntem: Prospektif randomize tek kör yapılan çalışmaya vücut kitle indeksi (VKİ) 35 kg/m2 üzerinde olan 18-60 yaş arası ASA II-III hastalar dahil edildi. Bilgisayar programıyla randomizasyon yapılarak hastalar iki gruba ayrıldı. Anestezi idamesi için Hasta Durum İndeksi (PSI) 25-50 arasında olacak şekilde tüm hastalara remifentanil infüzyonu başlanıp Grup 1’de %50-%50 oksijen-hava karışımıyla %4-6 desfluran, Grup 2’de propofol infüzyonu yapıldı. Gastrointestinal motilite cerrahi anastomoz öncesinde cerrah tarafından görsel olarak değerlendirildi ve 1 dakika içerisinde peristaltizm sayısı olarak not edildi. Postoperatif bulantı, kusma varlığı, antiemetik ihtiyacı ve ilk gaz çıkarma süreleri kaydedildi. Cerrahi memnuniyet 5 noktalı Likert Skalası ile değerlendirildi.
Bulgular: Çalışmaya 56 hasta (50 kadın, 6 erkek) dahil edildi. Demografik veriler, hemodinamik parametreler, anastamoz süreleri, cerrahi süreler açısından gruplar arasında istatistiksel olarak fark yoktu. Grup 2’de Grup 1’e göre istatistiksel olarak anlamlı derecede daha az peristaltizm görüldü (p=0.014). Cerrahi memnuniyetin Grup 2’de istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek olduğu bulundu (p=0.021). Postoperatif ilk gaz çıkarma sürelerinde, bulantı, kusma, antiemetik ihtiyacında gruplar arasında istatistiksel fark bulunmadı.
Tartışma ve Sonuç: Çalışmamızda propofol infüzyonu uygulanan hastalarda peristaltizmin daha az olduğu tespit edildi. Bu durumun anastomoz kolaylığı sağlayarak cerrahi memnuniyeti arttırdığı bulundu. Ancak postoperatif ilk gaz çıkarma süreleri ile bulantı ve kusma açısından farklılığa rastlanmadı. Akkurt ve ark. yaptıkları bir çalışmada bizim çalışmamızdan farklı olarak kolesistektomi yapılan hastalarda propofol ve alfentanil uygulananlarda PONV daha az görülürken desfluran uygulananlarda barsak hareketlerinde daha erken bir geri dönüş olduğunu bulmuşlardır (4). Sonuçta; propofolün peristaltizmde azalma sonucu anastomoz aşamasında konforlu bir cerrahi sağladığını düşünmekteyiz.
|