İlgili bildiri özeti aşağıda dikkatinize sunulmuştur. Bildiri özetini ilgili linkler aracılığı ile yazdırabilir, pdf doküman olarak kaydedebilir yada kabul yazısı alabilirsiniz.

PDF Kaydet Yazdır
Kongre Program

Tark 2023

P-020

Subklavien Kateterizasyon Sonrası Nadir Görülen Komplikasyon:Hıçkırık

Özlem Kurkal, Prof Dr. Koray Erbüyün

Manisa Celal Bayar Üniversitesi Hafsa Sultan Hastanesi


Giriş:
Kemoterapi tedavisi için santral venöz kataterizasyon yaygın kullanılan bir yöntemdir. Yaygın görülen komplikasyonları pnömotoraks, venöz tromboz, katater enfeksiyonu, nadir görülen komplikasyonu ise hıçkırıktır. (1) Olgumuzda subclavian ven kataterizasyonu sonrası gelişen hıçkırık komplikasyonunu açıklamaya çalıştık.

Olgu:
58 yaşında santral sinir sistemi tutulumlu KML tanısı olan hasta KML krizi ile hematoloji servisine yatırıldı. Hastaya kemoterapi planlanması üzerine santral venöz katater takılması için hematoloji tarafından kliniğimize konsülte edildİ. Bilinen diabetes mellitus, hipertansiyon tanıları mevcuttu. SSS tutulumu açısından dural metastaz ve yaygın perinöral invazyonları mevcuttu. Bilinç açık, oryante koopere 4 ekstremite hareketli ve kas gücü tamdı. Ense sertliği mevcut değildi. Kardiyak değerlendirmede EF:%60 kapak patolojisi yok. Akciğer sesleri bilateral eşit,ek ses yok. Labaratuar değerlerinde Hb:9,9 g/dl Hct:%30 Plt:142.000 idİ. Hastaya ameliyathane koşullarında USG eşliğinde subclavian katater takılması planlandı. Hastaya mevcut damar yolundan iv mayi başlandı, monitörize edildi. Vitalleri olağandı. USG ile sol subclavian ven vizüelize edilince steril koşullarda sol subclavian venden tek ponksiyonla, Seldinger yöntemiyle 3 yollu 7Frx20cm santral venöz katater takıldı. Herhangi bir komplikasyon yaşanmadı. PAAG ile kataterin yeri doğrulandı hemo-pnömotoraks gözlenmedi. Katater takılmasından 5 gün sonra hasta geçmeyen hıçkırık sebebiyle kliniğimize danışıldı. Hıçkırığın kataterin takılmasından hemen sonra başladığı öğrenildi. Etyolojiye yönelik hastanın nöroloji ve psikiyatri kliniklerince değerlendirildiği , nörolojik açıdan hıçkırığı açıklayabilecek herhangi bir patoloji saptanmadığı, psikiyatri önerisiyle başlanan largactil tedavisine rağmen hastanın hıçkırığında gerileme olmadığı öğrenildi. Subclavian ven komşuluğunda phrenic sinir irritasyonu olmuş olabileceğini düşünerek katater yerini değiştirmeyi planladık. Mevcut subclavian katater çekidi. Ameliyathane koşullarında lokal anestezi uygulanarak USG eşliğinde sağ juguler venden Seldinger yöntemiyle yeni 3 yollu 7 Fr’lik SVK takıldı. Hasta ameliyathanede bir süre gözlem altında tutuldu. Hıçkırığının kesildiği görüldü. Kataterizasyon sonrası PAAG görüldü ve katater yeri doğrulandı. Hastanın servis takiplerinde de hıçkırığının tekrarlamadığı öğrenildi.

Tartışma ve Sonuç:
Bu olgumuzda n. phrenicus ile subclavian venin anatomik komşuluğu nedeniyle kataterin giriş yolunda bulunan sinir temasına bağlı ortaya çıkabilecek nadir komplikasyonlardan olan hıçkırıkla karşılaşılaşılabileceğini deneyimledik.