EİSENMENGER SENDROMLU HASTANIN NONKARDİYAK CERRAHİ İŞLEMİNDE GÜVENLİ ANESTEZİ YÖNETİMİ
eda uysal aydın, Burak yakar, Nurcan Topçuoğlu, İrem Sarıtaş
ankara bilkent şehir hastanesi
Giriş: Eisenmenger sendromu, sağdan sola veya çift yönlü şant ve pulmoner hipertansiyon ile karakterize olup, perioperatif ölüm riskini artıran nadir ama ciddi bir durumdur. Bu sendromlu hastalar, hemodinamik değişkenlikler nedeniyle kalp dışı cerrahi sırasında ciddi komplikasyonlar geliştirebilir.
Olgu: 45 yaşında, Eisenmenger sendromu olan bir kadın hasta, karın ağrısı şikayetiyle acil servise başvurmuştur. Akut apandisit tanısı konularak acil apendektomi planlanmıştır. Hastada çocukluk döneminde ventriküler septal defekt (VSD) tespit edilmiş ve ilerleyen yıllarda pulmoner hipertansiyon gelişmiştir. Kardiyoloji ve göğüs hastalıkları konsültasyonları sonrasında, hasta orta riskle ameliyat edilmiştir. Operasyon spinal anestezi altında başarılı bir şekilde gerçekleştirilmiş ve hasta stabil bir şekilde takip edilmiştir.
Tartışma ve Sonuç: Eisenmenger sendromu, ventriküler veya atriyal septal defekt gibi konjenital kalp hastalıklarının bir komplikasyonu olarak gelişen nadir ama ciddi bir durumdur. Bu sendrom, sağdan sola şantın neden olduğu kronik hipoksemi ve pulmoner hipertansiyon ile ilişkilidir. Özellikle kalp dışı cerrahilerde perioperatif ölüm riski %19’a kadar çıkabilmektedir. Eisenmenger sendromu olan hastalarda ameliyat öncesi hazırlık kritik önemdedir. Bu hastalarda hemodinamik dengelerin bozulması ciddi komplikasyonlara yol açabileceğinden, genel anestezi sırasında kullanılan ajanlar dikkatle seçilmelidir. Lokal anestezi tercih edildiğinde, düşük dozda lokal anestezik kullanılarak ani periferik vazodilatasyonun önüne geçilmelidir. Bu tür bir blokaj, sistemik vasküler direncin düşmesine ve hemodinamik dengenin bozulmasına neden olabilir. Oksijen desteği ise sağdan sola şantı azaltarak oksijen satürasyonunu iyileştirebilir ve bu sayede hastanın klinik durumunda geçici düzelme sağlayabilir. Ayrıca, ameliyat sırasında hava embolisi riskine karşı tüm intravenöz hatlar dikkatlice filtrelenmeli ve hastanın sıvı kaybı minimize edilmelidir. Hem preoperatif hem de postoperatif dönemde tromboembolizmi önlemek için erken mobilizasyon sağlanmalı ve gerektiğinde heparin gibi antikoagülan tedaviler kullanılmalıdır. Eisenmenger sendromu olan hastalarda kan kaybı en aza indirilmeli ve optimal hematokrit seviyesi korunmalıdır. Sonuç olarak, Eisenmenger sendromlu hastaların perioperatif yönetimi son derece dikkatli planlanmalıdır. Preoperatif stabilizasyon, uygun anestezi seçimi ve ameliyat sonrası komplikasyonların hızlı yönetimi, bu hastalarda başarılı bir sonuç elde edilmesi için hayati önem taşır.
|