PERKÜTAN NEFROLİTOTOMİ YAPILAN HASTADA HİDROTORAKS GELİŞMESİ: VAKA SUNUMU
MURAT İZGİ, MEHMET KIRIKÖZ, FATMA SARICAOĞLU
HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ
Giriş: Üriner sistem taş hastalıklarının tedavisinde perkütan nefrolitotomi (PNL) minimal invaziv bir yöntem olup, günümüzde açık taş cerrahisinin yerini almıştır. Ancak her cerrahi işlem gibi PNL operasyonunda da çeşitli komplikasyonların gelişebileceği, hatta bunların hayatı tehdit edecek boyutlara ulaşabileceği unutulmamalıdır (1). Bu vakamızda PNL yapılan hastada gelişen hidrotoraks komplikasyonuna yaklaşımımızı sunmayı amaçlıyoruz.
Olgu: Üriner sistem taşı nedenli PNL uygulanması planlanan 68 yaş 85 kg kadın hastanın bilinen hipertansiyon ve 2022 yılında çekilen Toraks BT’sinde sağ akciğer orta lobda kitle saptanması sonucu lobektomi öyküsü vardı. Hastanın aralıklı sağ yan ağrısı olması üzerine sağ böbrek üst polde taş tespit edilmiş ve operasyon önerilmiş. Preoperatif değerlendirilmesinde baş-boyun hareketleri olağan, ağız açıklığı >3 cm ve Mallampati skoru II, ASA skoru II olarak saptandı. Hasta ameliyathane odasına gelince rutin ASA monitörizasyonu yapıldı ve intravenöz damaryolu açıldı. İntravenöz indüksiyonu takiben endotrakeal entübasyon yapıldı. İntraoperatif vital bulgularda, havayolu basınçlarında, SpO2 ve EtCO2 değerlerinde değişiklik olmayan hastanın, cerrahinin bitiminde cerrahi ekip tarafından subkostal perkütan girişim esnasında plevral bütünlüğe zarar verilmiş olabileceğinin bildirilmesi üzerine, her iki hemitoraksı oskülte edildi ve sağ hemitoraks bazalinde solunum seslerinin azaldığı tespit edildi. Bunun üzerine hasta ekstübe edilmeden önce akciğer grafisi (PAAG) çekildi ve sağ akciğerde plevral effüzyon saptandı. Göğüs Cerrahisine danışılan hastaya göğüs tüpü takıldı ve yaklaşık 1000 ml drenaj sağlandıktan sonra hasta ekstübe edildi. Hasta postoperatif gözlem ünitesinde 1 saatlik stabil izlem süreci sonrası servise gönderildi.
Tartışma ve Sonuç: Biz bu vaka sunumu ile akciğer lobektomi cerrahisi geçirmiş hastada dahi havayolu basınçlarında artış, SpO2 ve EtCO2 değerlerinde azalma gibi bulgular olmadan da masif hidrotoraks gelişebileceğini göstermek istedik. Cerrahi ekiple iletişim içinde olmak ve en ufak bir şüphe varsa hastayı ekstübe etmeden PAAG çektirerek tanının doğrulanması ve gerekli müdahalenin yapılması bu vakalarda hayati önem taşıyabilir. Böbrek üst pole erişim için subkostal veya interkostal yaklaşım uygulanan hastalarda ekstübasyon öncesi rutin PAAG çektirilmesi düşünülebilir (2).
|