VENTİLATÖR TEDAVİSİ UYGULANAN HASTALARDA ORAL ANTİSEPTİKLERİN SUBGLOTTİK BAKTERİ KOLONİZASYONUNA ETKİLERİ
M.ASLAN
1, D.AYDIN
1, G.OK
1, K.ERBÜYÜN
1, H.GAZİ
2, N.BİÇERÇİVİ
3
CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ANESTEZİYOLOJİ VE REANİMASYON AD 1 CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ TIBBI MIKROBIYOLOJI AD 2 İVRINDI DEVLET HASTANESI ANESTEZIYOLOJI VE REANIMASYON KLINIĞI 3
Yoğun bakım ünitelerinde endotrakeal entübasyon uygulanan hastaların ağız bakımı sırasında kullanılan
dezenfektanlar, subglottik sekresyonda bakteri kolonizasyonunu sınırlar, bu
yolla ventilatör ilişkili pnömoni gelişimini önleyebilir(1,2). Bu çalışmada
yoğun bakımda entübe izlenen olgularda “klorheksidin” ve “povidin iyot”
kullanılarak oral dekontaminasyon yapılıp, bu uygulamanın bakteri kolonizasyonuna etkileri araştırılmıştır.
18 yaş üzerinde, invazif mekanik ventilatör tedavisi uygulanan
30 hasta rasgele üç eşit gruba ayrıldı. Kontrol grubunda (K): 10 cc izotonik
sodyum klorür, klorheksidin glukonat
grubuna(KG): 10cc. %0.12 klorheksidin
glukonat + %0.15 benzidamin hidroklorür, povidon iyot grubu(Pİ): 10 cc. %7.5 povidon
iyot solüsyonu ağız boğaz boşluğuna döküldü ve birkaç dakika beklenip, dil ve
dişler özel spatula ile ovulup, orofarinks aspire edildi. Hemşireler orofarinks
bakımı öncesinde el yıkayıp steril eldiven giydiler. Olguların entübasyon
tüplerinin kaf basınçları 4 saat aralarla ölçüldü, güvenli aralıklarda tutuldu,
sürekli 30 ila 45 derece oturur pozisyonda izlendiler. Olgulardan yoğun bakıma
kabul sırasında (0. gün), 3. ve 5. günlerde; orofarinks bakımı yapılmadan hemen
önce, ağız içi sürüntü, subglottik sekresyon ve endotrakeal aspirasyon örneklerinden
kültür alındı, üreyen mikroorganizmalar kaydedildi.
Demografik veriler
karşılaştırıldığında, gruplar arasında istatistiksel fark saptanmadı. Tüm
olgular göz önüne alındığında 0. gün 12 (%40), 3. gün 17 (%56.6) (p=0.057), 5.
gün 11 olguda (%36.7) (p= 0.71) üreme
saptandı. KG ve Pİ grupları birlikte kontrol grubu ile değerlendirildiğinde; 5.
gün alınan örneklerde KG-Pİ gruplarında 3 (%15), kontrol grubunda ise 8 (%80)
olguda üreme saptandı, fark anlamlıydı (p=0.01). KG ve Pİ grupları birlikte
değerlendirildiğinde; 0. gün 7 (%35), 3. gün 10 (%50), 5. gün 3 (%15) olguda üreme görüldü, 0. gün
ile 5. gün ve 3. gün ile 5. günlerde alınan örneklerdeki üremeler, istatistiksel
anlamlı oranda düşük bulundu (p= 0.046,p=0.008). Tek tek gruplar incelendiğinde, KG grubunda 3. gün 5
(%50), 5. gün 1 (%10) olguda üreme görüldü,
fark istatistiksel anlamlıydı (p=0.046); Pİ grubunda ise 3. gün 5 (%50), 5. gün 2 (%10) olguda üreme saptandı, fark
istatistiksel anlamlı bulunmadı(p=0.08). Üremeler gram(+) ya da gram(-) olarak
değerlendirildiğinde, gruplar arasında istatistiksel anlamlı fark saptanmadı.
Klorheksidinle oral bakım yapılan hastalarda oral
mikrobiyal kolonizasyonun ve VİP’in gelişme oranının azaldığı yapılan
çalışmalarla gösterilmiştir (3,4). Maksillofasiyal cerrahi öncesi oral kavite
dekontaminasyonu yapılan hastalarda, özellikle kısa süreli operasyonlar için
povidon iyot solüsyonlarının uygun dezenfektan olduğu bildirilmiştir (5). Sonuçlarımız klorheksidin glukonat ve povidon iyot içeren
preparatlarla ağız bakımı yapılmasının orofarinks boşluğu, subglottik alan ve
endotrakeal aspirasyon materyallerinde bakteri kolonizasyonunu önlediğini
ortaya koymuştur. Bu çalışmanın en güçlü yanı, daha önce hiç
çalışılmamış olan ve VİP etyopatogenezinde inkâr edilemez önemi olan subglottik
sekresyonların analiz edilmesidir. Bu çalışmanın en güçsüz yanı ise, vaka
sayılarının azlığıdır. Daha fazla olgu ile yapılacak çalışmalar, bu ajanların
etkinliğini belirlemede daha aydınlatıcı sonuçlar verecektir.
|