Kanamış Kavernom Nedeniyle Kraniyotomi Geçirecek olan Brugada Sendromlu Hastada Anestezik Yaklaşım
Ezgi Aytaç, Büşra Nizam, Hatice Türe
Yeditepe Üniversitesi
Giriş: Brugada sendromu (BS); SCNSA geninde mutasyonla karakterize kalıtsal bir hastalıktır. Elektrokardiyografide (EKG) yalancı sağ dal bloğu, ST segment elevasyonu; ventriküler taşikardi-fibrilasyon atakları, tekrarlayan senkop ve ani kardiyak ölümle karakterize bir sendromdur. Anestezik ajanlar fatal aritmileri tetikleyebilir. Bu sunumda, kanamış pons kavernomu nedeniyle opere edilecek olan ve preoperatif hazırlık sırasında Brugada sendromu tanısı alan hastada anestezik yaklaşımımız sunulmuştur.
Olgu: Kanamış pons kavernomu nedeniyle kraniotomi planlanan; 34 yaşında, 80 kg, kardiyak yakınması ve aile öyküsü olmayan erkek hastanın EKG’sinde V1-V2 derivasyonlarında belirlenen ST segment yüksekliği nedeniyle kardiyoloji konsültasyonu istendi. Elektrofizyolojik çalışmayla Brugada tip-1 sendromu tanısı kondu. Kraniyotomi operasyonu için standart anestezi monitorizasyonu yanında; elektroensefalografi (EEG) spektogram ile anestezi derinliği takibi, invaziv arter kanülasyonu ve santral ven kateterizasyonu yapıldı. Tiyopental-sodyum ve fentanil ile anestezi indüksiyonu sonrası rokuronyumla kas gevşekliği sağlanarak endotrakeal entübe edilen hastada, anestezi idamesi sevofluran ve fentanille sağlandı. İntravenöz furosemid uygulandı. Dura açıldığında, beyinin relakse olmadığı görülünce tiyopental-sodyum infüzyonu eklendi, EEG spektogram klavuzluğunda anestezik ajanlar titre edildi. Cerrahi süresince duyusal ve motor uyarılmış potansiyeller monitorize edildi. Eksternal defibrilatör odada bulunduruldu. Sorunsuz geçen cerrahiden sonra yoğun bakıma alınmış ve servis takipleri sonrası problemsiz bir şekilde taburcu edilmiştir.
Tartışma ve Sonuç: Perioperatif dönemde sıklıkla kullanılan birçok ajan, Brugada sendromlu hastanın hayatını tehdit eden aritmilere neden olabilir. İntrakraniyal dinamiklerin stabilizasyonu açısından nöroanestezide sıklıkla kullanılan propofol infüzyonunun da bu hastalarda kullanılması önerilmemektedir. Bu olguda; kanamış kavernom nedeniyle kraniyotomi sırasında dura açıldığında, cerrah tarafından furosemide rağmen beynin relakse olmadığı bildirilmiştir. Brugada sendromu tanısı nedeniyle propofol uygulanamadığı için tiyopental sodyum infüzyonu kullanılmış ve intrakraniyal dinamikler açısından etkin olmuştur.Perioperatif dönemde Brugada sendromu tanısı olan hastalarda; sıvı elektrolit dengesi sağlanmalı, etkin ağrı kontrolü yapılmalı ve olası kardiyak komplikasyonlar açısından gerekli önlemler alınmalıdır. Anestezik ajanlar da çok dikkatle seçilmelidir. Olgumuz; Brugada sendromunda tiyopental-sodyum infüzyonunun kullanıldığı ilk olgu sunumu olması açısından önem arzetmektedir. Ancak bu açıdan ileri çalışmalar yapılması gerekmektedir.
|