Rinoplasti ve septoplasti cerrahisi sırasında uygulanan kontrollü hipotansiyon düzeyinin postoperatif kognitif disfonksiyon ve deliryum insidansı ile bağlantısının değerlendirilmesi
Murat KAYKAÇ, Selçuk KAYIR, Güvenç DOĞAN, Meryem Ecem BEBEK, Muhammed Talha KIRATLI, Özgür YAĞAN
Hitit Üniversitesi
Giriş: Kontrollü hipotansiyon uygulaması, özellikle doku kanlanmasının zengin olduğu bölgelerde yapılan cerrahi işlemler sırasında kanama miktarının azaltılması, cerrahi alan görüşünün artırılması ve olası komplikasyonların azaltılması amacıyla sıklıkla tercih edilen bir anestezi uygulamasıdır. Daha önce yapılan çalışmalarda bilişsel bozukluklar açısından yakın dönem etkilere odaklanılmış olup uzun dönemdeki etkilerle ilgili bir çalışma bulunmamaktadır. Kontrollü hipotansiyon uygulamasının özellikle beyin kan akımını nasıl etkilediğini ve operasyon sonrası dönemde kısa/orta/uzun vadeli bilişsel bozukluk veya deliryum gelişimi üzerine olası etkileri araştırıldı.
Gereç ve Yöntem: Çalışma etik kurul onayı alındıktan sonra prospektif, randomize, çift kör olarak planlandı. Rinoplasti veya septoplasti cerrahisi planlanan 70 hasta çalışmaya dahil edildi. Hastalar eşit sayıda iki gruba(n=35) ayrıldı. A grubunda ortalama arter basıncının 50-57 mmHg aralığında, B grubunda ise ortalama arter basıncının 58-65 mmHg aralığında tutulması hedeflendi. Peroperatif dönemde kan basıncı, kalp atım hızı, oksijen satürasyonu, rSO2 değeri, entropi değeri ve kan laktat seviyesi takip edildi. Hastaların preoperatif ve postoperatif dönemde MMT skoru ve DRS-R-98 skoru karşılaştırıldı.
Bulgular: Postoperatif deliryum değerlendirmesinde, A grubundaki hastaların her iki ölçüm zamanında daha yüksek DRS-R-98 skorlarına sahip olduğu saptandı. Deliryum tanısı alan hasta sayısının derlenme ünitesinde A grubunda, B grubundan fazla olduğu saptandı. Operasyon süresi ile deliryum arasında korelasyon saptandı. Postoperatif kognitif disfonksiyon gelişimi açısından gruplar arasında anlamlı fark izlenmedi.
Tartışma ve Sonuç: Çalışmamızda, 50-57 mmHg aralığında tutulan ortalama arter basıncının, postoperatif deliryum insidansını artırdığı saptanmıştır. A grubu hastalarının derlenme ünitesinde daha yüksek deliryum oranlarına sahip olduğu, ancak 24. saat kontrolünde iki grup arasında deliryum açısından anlamlı bir fark olmadığı gözlemlenmiştir. Bu sonuçlar, özellikle cerrahi sonrası erken dönemde deliryum riskinin varlığını ortaya koymakla birlikte, bu riskin uzun dönem takiplerinde kaybolduğunu göstermektedir. . Mini Mental Test (MMT) skorları 24 saat, 7 gün ve 90 gün sonrasında her iki grupta da benzer bulunmuş, bu da kontrollü hipotansiyonun kognitif işlevler üzerinde uzun vadede kalıcı bir bozukluk oluşturmadığını düşündürmektedir.
|