İlgili bildiri özeti aşağıda dikkatinize sunulmuştur. Bildiri özetini ilgili linkler aracılığı ile yazdırabilir, pdf doküman olarak kaydedebilir yada kabul yazısı alabilirsiniz.

PDF Kaydet Yazdır
Kongre Program

Tark 2008

P-GA-6

PREEMTİF UYGULANAN TRAMADOL VE LORNOKSİKAMIN POSTOPERATİF TRAMADOL TÜKETİMİNE ETKİLERİ

Z.KAZAK 1, H.SABUNCUOĞLU 1, S.ŞEKERCİ 1


UFUK ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 1

GİRİŞ ve AMAÇ:

Postoperatif ağrı kontrolünde, opioidler ve nonsteroid antiinflamatuar ajanlar preemptif olarak  sıklıkla kullanılmaktadır. Bu çalışma, preemptif olarak uygulanan tramadol veya lornoksikam kullanımının postoperatif tramadol tüketimi ve yan etki insidansını karşılaştırmak için planlanmıştır.

GEREÇ ve YÖNTEM:

Lomber diskektomi  planlanan, ASA I-II risk grubunda, yaşları 18-60 arasında değişen 60 hasta çalışmaya alındı. Etik kurul onayı alınarak, hastalara bilgilendirme formları onaylatıldı. İntraoperatif komplikasyonlar, gebelik, bilinen NSAID veya tramadol alerjisi olması, gastrik ülser, koagülopati,  kronik opiod bağımlılığı olan hastalar çalışma dışında bırakıldı. Hastalara operasyondan 1 saat önce premedikasyon amacıyla intramüsküler olarak 0.07 mg/kg midazolam ve 0.01 mg/kg atropin uygulandı. Hastalar, rastlantısal olarak iki gruba ayrıldı (n=30). İndüksiyondan 30dakika önce, Grup L’ye 8mg lornoksikam, Grup K’ya 100mg  tramadol intravenöz olarak verildi.

 Hastalara indüksiyon amacıyla  5-7mg/kg tiyopental sodyum ve 0.08- 0.1mg/kg vekuronyum sodyum uygulandı. İdamede sevofluran %3-4, NO2 %50 ve O2 %50 ile ETCO2  30-40 olacak şekilde ventile edildi. Hastaların postoperatif 30. dakika, 2.,6.,12., ve 24. saatlerde VAS skorları, Kan Basıncı (KB),Ortalama Arter Basıncı (OAB), bulantı, kusma, ortostatik hipotansiyon gibi yan etkiler  kaydedildi. Postoperatif analjezi için her iki grupta da standart olarak intravenöz tramadol ile hasta kontrollü analjezi (HKA)  uygulandı. HKA’de tüketilen tramadol miktarı kaydedildi

Bulgular:

Demografik veriler, cerrahi ve anestezi süreleri açısından  gruplar arasında fark yoktu. Her iki grupta postoperatif dönemde KB, OAB ve VAS  değerleri benzerdi. Gruplar arasında yan etki insidansında ve hasta memnuniyetinde istatiksel açıdan fark  bulunamamıştır. Postoperatif  HKA’de kullanılan tramadol miktarı Grup  K’da belirgin olarak az bulunmuştur. (p<0,04). 

Tartışma/Sonuç: Lomber disk operasyonu sonrasında her iki grupta yeterli analjezi sağlanırken, VAS ve yan etki insidansı benzerdi. Tramadol grubunda, hasta kontollü analjezide kullanılan tramadol tüketimi daha azdı. Bu çalışmanın sonucunda preemptif olarak tramadol verilen grupta belirli bir kan düzeyi oluştuğu için tramadol tüketiminin daha az  olabileceği kanatine varıldı.

 

 

 

 

GİRİŞ ve AMAÇ:

Postoperatif ağrı kontrolünde, opioidler ve nonsteroid antiinflamatuar ajanlar preemptif olarak  sıklıkla kullanılmaktadır. Bu çalışma, preemptif olarak uygulanan tramadol veya lornoksikam kullanımının postoperatif tramadol tüketimi ve yan etki insidansını karşılaştırmak için planlanmıştır.

GEREÇ ve YÖNTEM:

Lomber diskektomi  planlanan, ASA I-II risk grubunda, yaşları 18-60 arasında değişen 60 hasta çalışmaya alındı. Etik kurul onayı alınarak, hastalara bilgilendirme formları onaylatıldı. İntraoperatif komplikasyonlar, gebelik, bilinen NSAID veya tramadol alerjisi olması, gastrik ülser, koagülopati,  kronik opiod bağımlılığı olan hastalar çalışma dışında bırakıldı. Hastalara operasyondan 1 saat önce premedikasyon amacıyla intramüsküler olarak 0.07 mg/kg midazolam ve 0.01 mg/kg atropin uygulandı. Hastalar, rastlantısal olarak iki gruba ayrıldı (n=30). İndüksiyondan 30dakika önce, Grup L’ye 8mg lornoksikam, Grup K’ya 100mg  tramadol intravenöz olarak verildi.

 Hastalara indüksiyon amacıyla  5-7mg/kg tiyopental sodyum ve 0.08- 0.1mg/kg vekuronyum sodyum uygulandı. İdamede sevofluran %3-4, NO2 %50 ve O2 %50 ile ETCO2  30-40 olacak şekilde ventile edildi. Hastaların postoperatif 30. dakika, 2.,6.,12., ve 24. saatlerde VAS skorları, Kan Basıncı (KB),Ortalama Arter Basıncı (OAB), bulantı, kusma, ortostatik hipotansiyon gibi yan etkiler  kaydedildi. Postoperatif analjezi için her iki grupta da standart olarak intravenöz tramadol ile hasta kontrollü analjezi (HKA)  uygulandı. HKA’de tüketilen tramadol miktarı kaydedildi

Bulgular:

Demografik veriler, cerrahi ve anestezi süreleri açısından  gruplar arasında fark yoktu. Her iki grupta postoperatif dönemde KB, OAB ve VAS  değerleri benzerdi. Gruplar arasında yan etki insidansında ve hasta memnuniyetinde istatiksel açıdan fark  bulunamamıştır. Postoperatif  HKA’de kullanılan tramadol miktarı Grup  K’da belirgin olarak az bulunmuştur. (p<0,04). 

Tartışma/Sonuç: Lomber disk operasyonu sonrasında her iki grupta yeterli analjezi sağlanırken, VAS ve yan etki insidansı benzerdi. Tramadol grubunda, hasta kontollü analjezide kullanılan tramadol tüketimi daha azdı. Bu çalışmanın sonucunda preemptif olarak tramadol verilen grupta belirli bir kan düzeyi oluştuğu için tramadol tüketiminin daha az  olabileceği kanatine varıldı.

 

 

 

 

GİRİŞ ve AMAÇ:

Postoperatif ağrı kontrolünde, opioidler ve nonsteroid antiinflamatuar ajanlar preemptif olarak  sıklıkla kullanılmaktadır. Bu çalışma, preemptif olarak uygulanan tramadol veya lornoksikam kullanımının postoperatif tramadol tüketimi ve yan etki insidansını karşılaştırmak için planlanmıştır.

GEREÇ ve YÖNTEM:

Lomber diskektomi  planlanan, ASA I-II risk grubunda, yaşları 18-60 arasında değişen 60 hasta çalışmaya alındı. Etik kurul onayı alınarak, hastalara bilgilendirme formları onaylatıldı. İntraoperatif komplikasyonlar, gebelik, bilinen NSAID veya tramadol alerjisi olması, gastrik ülser, koagülopati,  kronik opiod bağımlılığı olan hastalar çalışma dışında bırakıldı. Hastalara operasyondan 1 saat önce premedikasyon amacıyla intramüsküler olarak 0.07 mg/kg midazolam ve 0.01 mg/kg atropin uygulandı. Hastalar, rastlantısal olarak iki gruba ayrıldı (n=30). İndüksiyondan 30dakika önce, Grup L’ye 8mg lornoksikam, Grup K’ya 100mg  tramadol intravenöz olarak verildi.

 Hastalara indüksiyon amacıyla  5-7mg/kg tiyopental sodyum ve 0.08- 0.1mg/kg vekuronyum sodyum uygulandı. İdamede sevofluran %3-4, NO2 %50 ve O2 %50 ile ETCO2  30-40 olacak şekilde ventile edildi. Hastaların postoperatif 30. dakika, 2.,6.,12., ve 24. saatlerde VAS skorları, Kan Basıncı (KB),Ortalama Arter Basıncı (OAB), bulantı, kusma, ortostatik hipotansiyon gibi yan etkiler  kaydedildi. Postoperatif analjezi için her iki grupta da standart olarak intravenöz tramadol ile hasta kontrollü analjezi (HKA)  uygulandı. HKA’de tüketilen tramadol miktarı kaydedildi

Bulgular:

Demografik veriler, cerrahi ve anestezi süreleri açısından  gruplar arasında fark yoktu. Her iki grupta postoperatif dönemde KB, OAB ve VAS  değerleri benzerdi. Gruplar arasında yan etki insidansında ve hasta memnuniyetinde istatiksel açıdan fark  bulunamamıştır. Postoperatif  HKA’de kullanılan tramadol miktarı Grup  K’da belirgin olarak az bulunmuştur. (p<0,04). 

Tartışma/Sonuç: Lomber disk operasyonu sonrasında her iki grupta yeterli analjezi sağlanırken, VAS ve yan etki insidansı benzerdi. Tramadol grubunda, hasta kontollü analjezide kullanılan tramadol tüketimi daha azdı. Bu çalışmanın sonucunda preemptif olarak tramadol verilen grupta belirli bir kan düzeyi oluştuğu için tramadol tüketiminin daha az  olabileceği kanatine varıldı.

 

 

 

 

GİRİŞ ve AMAÇ:

Postoperatif ağrı kontrolünde, opioidler ve nonsteroid antiinflamatuar ajanlar preemptif olarak  sıklıkla kullanılmaktadır. Bu çalışma, preemptif olarak uygulanan tramadol veya lornoksikam kullanımının postoperatif tramadol tüketimi ve yan etki insidansını karşılaştırmak için planlanmıştır.

GEREÇ ve YÖNTEM:

Lomber diskektomi  planlanan, ASA I-II risk grubunda, yaşları 18-60 arasında değişen 60 hasta çalışmaya alındı. Etik kurul onayı alınarak, hastalara bilgilendirme formları onaylatıldı. İntraoperatif komplikasyonlar, gebelik, bilinen NSAID veya tramadol alerjisi olması, gastrik ülser, koagülopati,  kronik opiod bağımlılığı olan hastalar çalışma dışında bırakıldı. Hastalara operasyondan 1 saat önce premedikasyon amacıyla intramüsküler olarak 0.07 mg/kg midazolam ve 0.01 mg/kg atropin uygulandı. Hastalar, rastlantısal olarak iki gruba ayrıldı (n=30). İndüksiyondan 30dakika önce, Grup L’ye 8mg lornoksikam, Grup K’ya 100mg  tramadol intravenöz olarak verildi.

 Hastalara indüksiyon amacıyla  5-7mg/kg tiyopental sodyum ve 0.08- 0.1mg/kg vekuronyum sodyum uygulandı. İdamede sevofluran %3-4, NO2 %50 ve O2 %50 ile ETCO2  30-40 olacak şekilde ventile edildi. Hastaların postoperatif 30. dakika, 2.,6.,12., ve 24. saatlerde VAS skorları, Kan Basıncı (KB),Ortalama Arter Basıncı (OAB), bulantı, kusma, ortostatik hipotansiyon gibi yan etkiler  kaydedildi. Postoperatif analjezi için her iki grupta da standart olarak intravenöz tramadol ile hasta kontrollü analjezi (HKA)  uygulandı. HKA’de tüketilen tramadol miktarı kaydedildi

Bulgular:

Demografik veriler, cerrahi ve anestezi süreleri açısından  gruplar arasında fark yoktu. Her iki grupta postoperatif dönemde KB, OAB ve VAS  değerleri benzerdi. Gruplar arasında yan etki insidansında ve hasta memnuniyetinde istatiksel açıdan fark  bulunamamıştır. Postoperatif  HKA’de kullanılan tramadol miktarı Grup  K’da belirgin olarak az bulunmuştur. (p<0,04). 

Tartışma/Sonuç: Lomber disk operasyonu sonrasında her iki grupta yeterli analjezi sağlanırken, VAS ve yan etki insidansı benzerdi. Tramadol grubunda, hasta kontollü analjezide kullanılan tramadol tüketimi daha azdı. Bu çalışmanın sonucunda preemptif olarak tramadol verilen grupta belirli bir kan düzeyi oluştuğu için tramadol tüketiminin daha az  olabileceği kanatine varıldı.

 

 

 

 

GİRİŞ ve AMAÇ:

Postoperatif ağrı kontrolünde, opioidler ve nonsteroid antiinflamatuar ajanlar preemptif olarak  sıklıkla kullanılmaktadır. Bu çalışma, preemptif olarak uygulanan tramadol veya lornoksikam kullanımının postoperatif tramadol tüketimi ve yan etki insidansını karşılaştırmak için planlanmıştır.

GEREÇ ve YÖNTEM:

Lomber diskektomi  planlanan, ASA I-II risk grubunda, yaşları 18-60 arasında değişen 60 hasta çalışmaya alındı. Etik kurul onayı alınarak, hastalara bilgilendirme formları onaylatıldı. İntraoperatif komplikasyonlar, gebelik, bilinen NSAID veya tramadol alerjisi olması, gastrik ülser, koagülopati,  kronik opiod bağımlılığı olan hastalar çalışma dışında bırakıldı. Hastalara operasyondan 1 saat önce premedikasyon amacıyla intramüsküler olarak 0.07 mg/kg midazolam ve 0.01 mg/kg atropin uygulandı. Hastalar, rastlantısal olarak iki gruba ayrıldı (n=30). İndüksiyondan 30dakika önce, Grup L’ye 8mg lornoksikam, Grup K’ya 100mg  tramadol intravenöz olarak verildi.

 Hastalara indüksiyon amacıyla  5-7mg/kg tiyopental sodyum ve 0.08- 0.1mg/kg vekuronyum sodyum uygulandı. İdamede sevofluran %3-4, NO2 %50 ve O2 %50 ile ETCO2  30-40 olacak şekilde ventile edildi. Hastaların postoperatif 30. dakika, 2.,6.,12., ve 24. saatlerde VAS skorları, Kan Basıncı (KB),Ortalama Arter Basıncı (OAB), bulantı, kusma, ortostatik hipotansiyon gibi yan etkiler  kaydedildi. Postoperatif analjezi için her iki grupta da standart olarak intravenöz tramadol ile hasta kontrollü analjezi (HKA)  uygulandı. HKA’de tüketilen tramadol miktarı kaydedildi

Bulgular:

Demografik veriler, cerrahi ve anestezi süreleri açısından  gruplar arasında fark yoktu. Her iki grupta postoperatif dönemde KB, OAB ve VAS  değerleri benzerdi. Gruplar arasında yan etki insidansında ve hasta memnuniyetinde istatiksel açıdan fark  bulunamamıştır. Postoperatif  HKA’de kullanılan tramadol miktarı Grup  K’da belirgin olarak az bulunmuştur. (p<0,04). 

Tartışma/Sonuç: Lomber disk operasyonu sonrasında her iki grupta yeterli analjezi sağlanırken, VAS ve yan etki insidansı benzerdi. Tramadol grubunda, hasta kontollü analjezide kullanılan tramadol tüketimi daha azdı. Bu çalışmanın sonucunda preemptif olarak tramadol verilen grupta belirli bir kan düzeyi oluştuğu için tramadol tüketiminin daha az  olabileceği kanatine varıldı.

 

 

 

 

GİRİŞ ve AMAÇ:

Postoperatif ağrı kontrolünde, opioidler ve nonsteroid antiinflamatuar ajanlar preemptif olarak  sıklıkla kullanılmaktadır. Bu çalışma, preemptif olarak uygulanan tramadol veya lornoksikam kullanımının postoperatif tramadol tüketimi ve yan etki insidansını karşılaştırmak için planlanmıştır.

GEREÇ ve YÖNTEM:

Lomber diskektomi  planlanan, ASA I-II risk grubunda, yaşları 18-60 arasında değişen 60 hasta çalışmaya alındı. Etik kurul onayı alınarak, hastalara bilgilendirme formları onaylatıldı. İntraoperatif komplikasyonlar, gebelik, bilinen NSAID veya tramadol alerjisi olması, gastrik ülser, koagülopati,  kronik opiod bağımlılığı olan hastalar çalışma dışında bırakıldı. Hastalara operasyondan 1 saat önce premedikasyon amacıyla intramüsküler olarak 0.07 mg/kg midazolam ve 0.01 mg/kg atropin uygulandı. Hastalar, rastlantısal olarak iki gruba ayrıldı (n=30). İndüksiyondan 30dakika önce, Grup L’ye 8mg lornoksikam, Grup K’ya 100mg  tramadol intravenöz olarak verildi.

 Hastalara indüksiyon amacıyla  5-7mg/kg tiyopental sodyum ve 0.08- 0.1mg/kg vekuronyum sodyum uygulandı. İdamede sevofluran %3-4, NO2 %50 ve O2 %50 ile ETCO2  30-40 olacak şekilde ventile edildi. Hastaların postoperatif 30. dakika, 2.,6.,12., ve 24. saatlerde VAS skorları, Kan Basıncı (KB),Ortalama Arter Basıncı (OAB), bulantı, kusma, ortostatik hipotansiyon gibi yan etkiler  kaydedildi. Postoperatif analjezi için her iki grupta da standart olarak intravenöz tramadol ile hasta kontrollü analjezi (HKA)  uygulandı. HKA’de tüketilen tramadol miktarı kaydedildi

Bulgular:

Demografik veriler, cerrahi ve anestezi süreleri açısından  gruplar arasında fark yoktu. Her iki grupta postoperatif dönemde KB, OAB ve VAS  değerleri benzerdi. Gruplar arasında yan etki insidansında ve hasta memnuniyetinde istatiksel açıdan fark  bulunamamıştır. Postoperatif  HKA’de kullanılan tramadol miktarı Grup  K’da belirgin olarak az bulunmuştur. (p<0,04). 

Tartışma/Sonuç: Lomber disk operasyonu sonrasında her iki grupta yeterli analjezi sağlanırken, VAS ve yan etki insidansı benzerdi. Tramadol grubunda, hasta kontollü analjezide kullanılan tramadol tüketimi daha azdı. Bu çalışmanın sonucunda preemptif olarak tramadol verilen grupta belirli bir kan düzeyi oluştuğu için tramadol tüketiminin daha az  olabileceği kanatine varıldı.

 

 

 

 

GİRİŞ ve AMAÇ:

Postoperatif ağrı kontrolünde, opioidler ve nonsteroid antiinflamatuar ajanlar preemptif olarak  sıklıkla kullanılmaktadır. Bu çalışma, preemptif olarak uygulanan tramadol veya lornoksikam kullanımının postoperatif tramadol tüketimi ve yan etki insidansını karşılaştırmak için planlanmıştır.

GEREÇ ve YÖNTEM:

Lomber diskektomi  planlanan, ASA I-II risk grubunda, yaşları 18-60 arasında değişen 60 hasta çalışmaya alındı. Etik kurul onayı alınarak, hastalara bilgilendirme formları onaylatıldı. İntraoperatif komplikasyonlar, gebelik, bilinen NSAID veya tramadol alerjisi olması, gastrik ülser, koagülopati,  kronik opiod bağımlılığı olan hastalar çalışma dışında bırakıldı. Hastalara operasyondan 1 saat önce premedikasyon amacıyla intramüsküler olarak 0.07 mg/kg midazolam ve 0.01 mg/kg atropin uygulandı. Hastalar, rastlantısal olarak iki gruba ayrıldı (n=30). İndüksiyondan 30dakika önce, Grup L’ye 8mg lornoksikam, Grup K’ya 100mg  tramadol intravenöz olarak verildi.

 Hastalara indüksiyon amacıyla  5-7mg/kg tiyopental sodyum ve 0.08- 0.1mg/kg vekuronyum sodyum uygulandı. İdamede sevofluran %3-4, NO2 %50 ve O2 %50 ile ETCO2  30-40 olacak şekilde ventile edildi. Hastaların postoperatif 30. dakika, 2.,6.,12., ve 24. saatlerde VAS skorları, Kan Basıncı (KB),Ortalama Arter Basıncı (OAB), bulantı, kusma, ortostatik hipotansiyon gibi yan etkiler  kaydedildi. Postoperatif analjezi için her iki grupta da standart olarak intravenöz tramadol ile hasta kontrollü analjezi (HKA)  uygulandı. HKA’de tüketilen tramadol miktarı kaydedildi

Bulgular:

Demografik veriler, cerrahi ve anestezi süreleri açısından  gruplar arasında fark yoktu. Her iki grupta postoperatif dönemde KB, OAB ve VAS  değerleri benzerdi. Gruplar arasında yan etki insidansında ve hasta memnuniyetinde istatiksel açıdan fark  bulunamamıştır. Postoperatif  HKA’de kullanılan tramadol miktarı Grup  K’da belirgin olarak az bulunmuştur. (p<0,04). 

Tartışma/Sonuç: Lomber disk operasyonu sonrasında her iki grupta yeterli analjezi sağlanırken, VAS ve yan etki insidansı benzerdi. Tramadol grubunda, hasta kontollü analjezide kullanılan tramadol tüketimi daha azdı. Bu çalışmanın sonucunda preemptif olarak tramadol verilen grupta belirli bir kan düzeyi oluştuğu için tramadol tüketiminin daha az  olabileceği kanatine varıldı.

 

 

 

 

GİRİŞ ve AMAÇ:

Postoperatif ağrı kontrolünde, opioidler ve nonsteroid antiinflamatuar ajanlar preemptif olarak  sıklıkla kullanılmaktadır. Bu çalışma, preemptif olarak uygulanan tramadol veya lornoksikam kullanımının postoperatif tramadol tüketimi ve yan etki insidansını karşılaştırmak için planlanmıştır.

GEREÇ ve YÖNTEM:

Lomber diskektomi  planlanan, ASA I-II risk grubunda, yaşları 18-60 arasında değişen 60 hasta çalışmaya alındı. Etik kurul onayı alınarak, hastalara bilgilendirme formları onaylatıldı. İntraoperatif komplikasyonlar, gebelik, bilinen NSAID veya tramadol alerjisi olması, gastrik ülser, koagülopati,  kronik opiod bağımlılığı olan hastalar çalışma dışında bırakıldı. Hastalara operasyondan 1 saat önce premedikasyon amacıyla intramüsküler olarak 0.07 mg/kg midazolam ve 0.01 mg/kg atropin uygulandı. Hastalar, rastlantısal olarak iki gruba ayrıldı (n=30). İndüksiyondan 30dakika önce, Grup L’ye 8mg lornoksikam, Grup K’ya 100mg  tramadol intravenöz olarak verildi.

 Hastalara indüksiyon amacıyla  5-7mg/kg tiyopental sodyum ve 0.08- 0.1mg/kg vekuronyum sodyum uygulandı. İdamede sevofluran %3-4, NO2 %50 ve O2 %50 ile ETCO2  30-40 olacak şekilde ventile edildi. Hastaların postoperatif 30. dakika, 2.,6.,12., ve 24. saatlerde VAS skorları, Kan Basıncı (KB),Ortalama Arter Basıncı (OAB), bulantı, kusma, ortostatik hipotansiyon gibi yan etkiler  kaydedildi. Postoperatif analjezi için her iki grupta da standart olarak intravenöz tramadol ile hasta kontrollü analjezi (HKA)  uygulandı. HKA’de tüketilen tramadol miktarı kaydedildi

Bulgular:

Demografik veriler, cerrahi ve anestezi süreleri açısından  gruplar arasında fark yoktu. Her iki grupta postoperatif dönemde KB, OAB ve VAS  değerleri benzerdi. Gruplar arasında yan etki insidansında ve hasta memnuniyetinde istatiksel açıdan fark  bulunamamıştır. Postoperatif  HKA’de kullanılan tramadol miktarı Grup  K’da belirgin olarak az bulunmuştur. (p<0,04). 

Tartışma/Sonuç: Lomber disk operasyonu sonrasında her iki grupta yeterli analjezi sağlanırken, VAS ve yan etki insidansı benzerdi. Tramadol grubunda, hasta kontollü analjezide kullanılan tramadol tüketimi daha azdı. Bu çalışmanın sonucunda preemptif olarak tramadol verilen grupta belirli bir kan düzeyi oluştuğu için tramadol tüketiminin daha az  olabileceği kanatine varıldı.

 

 

 

 

 

PREEMTİF  UYGULANAN TRAMADOL ve LORNOKSİKAMIN POSTOPERATİF TRAMADOL TÜKETİMİNE ETKİLERİ

 

GİRİŞ ve AMAÇ:

Postoperatif ağrı kontrolünde, opioidler ve nonsteroid antiinflamatuar ajanlar preemptif olarak  sıklıkla kullanılmaktadır. Bu çalışma, preemptif olarak uygulanan tramadol veya lornoksikam kullanımının postoperatif tramadol tüketimi ve yan etki insidansını karşılaştırmak için planlanmıştır.

GEREÇ ve YÖNTEM:

Lomber diskektomi  planlanan, ASA I-II risk grubunda, yaşları 18-60 arasında değişen 60 hasta çalışmaya alındı. Etik kurul onayı alınarak, hastalara bilgilendirme formları onaylatıldı. İntraoperatif komplikasyonlar, gebelik, bilinen NSAID veya tramadol alerjisi olması, gastrik ülser, koagülopati,  kronik opiod bağımlılığı olan hastalar çalışma dışında bırakıldı. Hastalara operasyondan 1 saat önce premedikasyon amacıyla intramüsküler olarak 0.07 mg/kg midazolam ve 0.01 mg/kg atropin uygulandı. Hastalar, rastlantısal olarak iki gruba ayrıldı (n=30). İndüksiyondan 30dakika önce, Grup L’ye 8mg lornoksikam, Grup K’ya 100mg  tramadol intravenöz olarak verildi.

 Hastalara indüksiyon amacıyla  5-7mg/kg tiyopental sodyum ve 0.08- 0.1mg/kg vekuronyum sodyum uygulandı. İdamede sevofluran %3-4, NO2 %50 ve O2 %50 ile ETCO2  30-40 olacak şekilde ventile edildi. Hastaların postoperatif 30. dakika, 2.,6.,12., ve 24. saatlerde VAS skorları, Kan Basıncı (KB),Ortalama Arter Basıncı (OAB), bulantı, kusma, ortostatik hipotansiyon gibi yan etkiler  kaydedildi. Postoperatif analjezi için her iki grupta da standart olarak intravenöz tramadol ile hasta kontrollü analjezi (HKA)  uygulandı. HKA’de tüketilen tramadol miktarı kaydedildi

Bulgular:

Demografik veriler, cerrahi ve anestezi süreleri açısından  gruplar arasında fark yoktu. Her iki grupta postoperatif dönemde KB, OAB ve VAS  değerleri benzerdi. Gruplar arasında yan etki insidansında ve hasta memnuniyetinde istatiksel açıdan fark  bulunamamıştır. Postoperatif  HKA’de kullanılan tramadol miktarı Grup  K’da belirgin olarak az bulunmuştur. (p<0,04). 

Tartışma/Sonuç: Lomber disk operasyonu sonrasında her iki grupta yeterli analjezi sağlanırken, VAS ve yan etki insidansı benzerdi. Tramadol grubunda, hasta kontollü analjezide kullanılan tramadol tüketimi daha azdı. Bu çalışmanın sonucunda preemptif olarak tramadol verilen grupta belirli bir kan düzeyi oluştuğu için tramadol tüketiminin daha az  olabileceği kanatine varıldı.

 

 

 

 

 

PREEMTİF  UYGULANAN TRAMADOL ve LORNOKSİKAMIN POSTOPERATİF TRAMADOL TÜKETİMİNE ETKİLERİ

 

GİRİŞ ve AMAÇ:

Postoperatif ağrı kontrolünde, opioidler ve nonsteroid antiinflamatuar ajanlar preemptif olarak  sıklıkla kullanılmaktadır. Bu çalışma, preemptif olarak uygulanan tramadol veya lornoksikam kullanımının postoperatif tramadol tüketimi ve yan etki insidansını karşılaştırmak için planlanmıştır.

GEREÇ ve YÖNTEM:

Lomber diskektomi  planlanan, ASA I-II risk grubunda, yaşları 18-60 arasında değişen 60 hasta çalışmaya alındı. Etik kurul onayı alınarak, hastalara bilgilendirme formları onaylatıldı. İntraoperatif komplikasyonlar, gebelik, bilinen NSAID veya tramadol alerjisi olması, gastrik ülser, koagülopati,  kronik opiod bağımlılığı olan hastalar çalışma dışında bırakıldı. Hastalara operasyondan 1 saat önce premedikasyon amacıyla intramüsküler olarak 0.07 mg/kg midazolam ve 0.01 mg/kg atropin uygulandı. Hastalar, rastlantısal olarak iki gruba ayrıldı (n=30). İndüksiyondan 30dakika önce, Grup L’ye 8mg lornoksikam, Grup K’ya 100mg  tramadol intravenöz olarak verildi.

 Hastalara indüksiyon amacıyla  5-7mg/kg tiyopental sodyum ve 0.08- 0.1mg/kg vekuronyum sodyum uygulandı. İdamede sevofluran %3-4, NO2 %50 ve O2 %50 ile ETCO2  30-40 olacak şekilde ventile edildi. Hastaların postoperatif 30. dakika, 2.,6.,12., ve 24. saatlerde VAS skorları, Kan Basıncı (KB),Ortalama Arter Basıncı (OAB), bulantı, kusma, ortostatik hipotansiyon gibi yan etkiler  kaydedildi. Postoperatif analjezi için her iki grupta da standart olarak intravenöz tramadol ile hasta kontrollü analjezi (HKA)  uygulandı. HKA’de tüketilen tramadol miktarı kaydedildi

Bulgular:

Demografik veriler, cerrahi ve anestezi süreleri açısından  gruplar arasında fark yoktu. Her iki grupta postoperatif dönemde KB, OAB ve VAS  değerleri benzerdi. Gruplar arasında yan etki insidansında ve hasta memnuniyetinde istatiksel açıdan fark  bulunamamıştır. Postoperatif  HKA’de kullanılan tramadol miktarı Grup  K’da belirgin olarak az bulunmuştur. (p<0,04). 

Tartışma/Sonuç: Lomber disk operasyonu sonrasında her iki grupta yeterli analjezi sağlanırken, VAS ve yan etki insidansı benzerdi. Tramadol grubunda, hasta kontollü analjezide kullanılan tramadol tüketimi daha azdı. Bu çalışmanın sonucunda preemptif olarak tramadol verilen grupta belirli bir kan düzeyi oluştuğu için tramadol tüketiminin daha az  olabileceği kanatine varıldı.

 

 

 

 

Postoperatif ağrı kontrolünde, opioidler ve nonsteroid antiinflamatuar ajanlar preemptif olarak  sıklıkla kullanılmaktadır. Bu çalışma, preemptif olarak uygulanan tramadol veya lornoksikam kullanımının postoperatif tramadol tüketimi ve yan etki insidansını karşılaştırmak için planlanmıştır.

Lomber diskektomi  planlanan, ASA I-II risk grubunda, yaşları 18-60 arasında değişen 60 hasta çalışmaya alındı. Etik kurul onayı alınarak, hastalara bilgilendirme formları onaylatıldı. İntraoperatif komplikasyonlar, gebelik, bilinen NSAID veya tramadol alerjisi olması, gastrik ülser, koagülopati,  kronik opiod bağımlılığı olan hastalar çalışma dışında bırakıldı. Hastalara operasyondan 1 saat önce premedikasyon amacıyla intramüsküler olarak 0.07 mg/kg midazolam ve 0.01 mg/kg atropin uygulandı. Hastalar, rastlantısal olarak iki gruba ayrıldı (n=30). İndüksiyondan 30dakika önce, Grup L’ye 8mg lornoksikam, Grup K’ya 100mg  tramadol intravenöz olarak verildi.

 Hastalara indüksiyon amacıyla  5-7mg/kg tiyopental sodyum ve 0.08- 0.1mg/kg vekuronyum sodyum uygulandı. İdamede sevofluran %3-4, NO2 %50 ve O2 %50 ile ETCO2  30-40 olacak şekilde ventile edildi. Hastaların postoperatif 30. dakika, 2.,6.,12., ve 24. saatlerde VAS skorları, Kan Basıncı (KB),Ortalama Arter Basıncı (OAB), bulantı, kusma, ortostatik hipotansiyon gibi yan etkiler  kaydedildi. Postoperatif analjezi için her iki grupta da standart olarak intravenöz tramadol ile hasta kontrollü analjezi (HKA)  uygulandı. HKA’de tüketilen tramadol miktarı kaydedildi.

Demografik veriler, cerrahi ve anestezi süreleri açısından  gruplar arasında fark yoktu. Her iki grupta postoperatif dönemde KB, OAB ve VAS  değerleri benzerdi. Gruplar arasında yan etki insidansında ve hasta memnuniyetinde istatiksel açıdan fark  bulunamamıştır. Postoperatif  HKA’de kullanılan tramadol miktarı Grup  K’da belirgin olarak az bulunmuştur (p<0,04). 

Lomber disk operasyonu sonrasında her iki grupta yeterli analjezi sağlanırken, VAS ve yan etki insidansı benzerdi. Tramadol grubunda, hasta kontollü analjezide kullanılan tramadol tüketimi daha azdı. Bu çalışmanın sonucunda preemptif olarak tramadol verilen grupta belirli bir kan düzeyi oluştuğu için tramadol tüketiminin daha az  olabileceği kanatine varıldı.