İlgili bildiri özeti aşağıda dikkatinize sunulmuştur. Bildiri özetini ilgili linkler aracılığı ile yazdırabilir, pdf doküman olarak kaydedebilir yada kabul yazısı alabilirsiniz.

PDF Kaydet Yazdır
Kongre Program

Tark 2009

P-50

SUPRAKLAVİKÜLER SUBKLAVYEN VEN KATETERİZASYONU KALP CERRAHİSİNDE SANTRAL KATETERİZASYON İÇİN İYİ BİR ALTERNATİF OLABİLİR Mİ?

A.KOÇUM 1, M.ŞENER 1, E.ÇALIŞKAN 1, N.BOZDOĞAN 1, A.ARIBOĞAN 1, H.ATALAY 2


BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ANESTEZİYOLOJİ VE REANİMASYON ANABİLİM DALI 1
BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KALP VE DAMAR CERRAHİSİ ANABİLİM DALI 2

Kardiyovasküler cerrahi operasyonlarında santral venöz yol olarak sıklıkla internal juguler ven (İJV) kateterizasyonu tercih edilmektedir. İJV kateterizasyonu sırasında karotis arter hasarına bağlı ciddi nörolojik komplikasyonlar görülebilmektedir. Supraklaviküler subklavyen (SKS) yaklaşımla kateterizasyonunun, İJV ve infraklavikuler subklavyen (İKS) yaklaşımlarına göre başarı oranının yüksek, kateter yerleşimin kolay ve komplikasyonunun daha az  olduğu belirtilmektedir.
Çalışmamızda kardiyak cerrahi geçirecek hastalarda SKS, İKS ve İJV kateterizasyonlarını uygulama kolaylığı, başarı oranı, perioperatif komplikasyonlar yönünden karşılaştırarak; bu operasyonlarda SKS yaklaşımının diğer yaklaşımlara göre iyi bir alternatif olup olamayacağını araştırmayı amaçladık

Sternotomi ile kalp cerrahisi operasyonu geçirecek erişkin 195 hasta randomize olarak 3 gruba ayrıldı. Santral venöz kateter anestezi indüksiyonu sonrası randomizasyon sırasına uygun olarak, deneyimli aynı uygulayıcı tarafından takıldı. Kateterin hedeflenen lokalizasyondan takılıp takılamadığı, ilk denemede başarı, girişim sayısı, takma süresi, kateter takılması sırasındaki ve sonrasındaki komplikasyonlar, kateterin kullanılabilirliği santral venöz basınç (CVP) trasesi varlığı, sternotomi öncesi  ve sonrası sıvı infüzyonunda güçlük) ve operasyon sonrası akciğesi grafisi ile belirlenen kateter pozisyonu kaydedildi.

 Hedeflenen lokalizasyonda başarılı kateter takılma oranlarında fark bulunmadı (SKS: % 98, İKS: % 98 ve İJV: % 91). İlk denemede başarı oranında SKS (% 61) ile İJV (% 76) grubu arasında fark yokken (P>0,05), İKS grubunda SKS grubundan daha başarılı bulundu (% 86, P<0,05). Girişim sayısı SKS grubunda İKS ve İJV grubundan daha fazla bulundu (P<0,05). Sternotomi ve göğüs ekartörü sonrası kateter kullanım güçlüğü İKS (% 21) grubunda diğer iki gruba göre (SKS % 3 ve İJV % 0) anlamlı fark olduğu bulundu (P<0,05). Takılma  süresi ve intraoperatif CVP trasesi varlığı, pozisyon ve komplikasyonlar açısından gruplar arasında fark bulunmadı (P>0,05).

Sternotomi ve göğüs ekartörü ile yapılan kalp cerrahisinde, yüksek uygulama başarısı, kabul edilebilir komplikasyon oranı ve kateter kullanım kolaylığı göz önüne alındığında bu grup hastalarda santral venöz kateterizasyon uygulamasında SKS yaklaşımının iyi bir alternatif olduğunu düşünüyoruz.