İlgili bildiri özeti aşağıda dikkatinize sunulmuştur. Bildiri özetini ilgili linkler aracılığı ile yazdırabilir, pdf doküman olarak kaydedebilir yada kabul yazısı alabilirsiniz.

PDF Kaydet Yazdır
Kongre Program

Tark 2011

P-7

VENÖZ PORT KATETER UYGULAMALARIMIZIN DEĞERLENDİRİLMESİ

M.ÖZŞEKER 1, B.IRLAT 1, H.ERKAL 1, E.YÜCEL 1, L.SAİDOĞLU 1


DR. LÜTFİ KIRDAR KARTAL EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ, I. ANESTEZİYOLOJİ VE REANİMASYON KLİNİĞİ 1

 

Santral venöz port kateter, uzun süreli intravenöz tedavi uygulanacak hastalarda sıklıkla kullanılırlar(1). Kemoterapi, antibiyotik infüzyonu, parenteral besleme, kan ve kan ürünlerinin transfüzyonu ve tekrarlayan kan örneği alımında gereklidir(2). Diğer kateterlere göre vücut dışında yerleşim göstermemesi, enfeksiyon görülme oranının düşük olması ve olgunun fiziksel aktivitesine izin vermesi başlıca avantajlarıdır. Bu çalışmada, Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma hastanesinde 2011 Ocak ve 2011 Ağustos tarihleri arasında 56 hastaya yerleştirilen 67 adet subkutan venöz port retrospektif olarak incelendi. Hastaların demografik verileri, girişimin lokalizasyonu, girişimle ilgili sorunlar, portla ilgili girişim sırasında ve sonrasında gelişen komplikasyonlar ve çıkarılma nedenleri kaydedildi.

Tüm kateterler ameliyathanede, hastalara elektrokardiyografi, periferik oksijen satürasyonu ve noninvazif kan basıncı monitorizasyonu uygulanarak yerleştirildi. Cilt temizliğinden sonra girişim yeri ve port cebi lokal anestezi ile uyşturuldu, ponksiyon ile vene girildikten sonra iğnenin içerisinden kılavuz tel gönderildi. Sonra, damar dilatatörü ve kılıf kılavuz telin üzerinden yavaş ve kontrollü hareketlerle ilerletildi. Kilit mekanizması açılarak damar dilatatörü ve kılavuz tel çıkarıldı, kateter kılıf içerisinden ilerletildi. İkinci kosta üzerinde olacak şekilde iki cm'lik insizyon ile ciltaltında cep oluşturuldu. Kateter, ponksiyon yerinden port cebine doğru tünelize edildi ve port rezervuarı ile birleştirldi. Girişim sonrası, port kateter yerinin kontrolü için  önarka akciğer grafisi çekilerek işlemden bir hafta sonra hastalar kontrole çağrıldı.

 

Hastaların ortalama yaşı 62±11 yıl, 44 'ü kadın 22'si ise erkekti. Tüm olguların primer tanısı malignensiydi ve port tüm olgulara kemoterapi amaçlı yerleştirildi. Portların 55'i sağ subklavian venden, 12'si sol subklavian venden Seldinger tekniğine göre perkütan olarak ucu cavaatrial bileşkede olacak şekilde yerleştirildi. Girişimle ilgili komplikasyonlar olarak, 4 hastada malpozisyon gelişti. Girişim sonrası dönemde ise 7 hastada malfonksiyon, 3 hastada kateterin çıkması, 3 hastada enfeksiyon şüphesi ve 5 hastada cilt nekrozu geliştiği saptandı.

Çalşma sonuçlarımız, literatürde daha önce yapılan çalışmalar (2,3) ile uyumlu olup venöz portların güvenli ve etkin olduğunu göstermektedir. Kemoterapi gibi uzun süreli tedavilerde hastalara venöz port yerleştirilmesi tercih edilmelidir.

Kaynaklar:

  1. Cancer 2001; 92: 1204-121

  2. 2. Am J Surg 2009; 198: 829-833.

  3. J Clin Anesth 2004; 16: 127-129.