GENEL ANESTEZİ İLE YAPILAN LAPAROSKOPİK KOLESİSTEKTOMİ OPERASYONU SIRASINDA GELİŞEN BİLATERAL PNÖMOTORAX
L.ACUNDELEN
1, O.BİNİCİ
1, U.KUYRUKLUYILDIZ
1, F.AKYOL
1, M.ÇAKIR
1
ERZİNCAN DEVLET HASTANESİ 1
GENEL ANESTEZİ İLE YAPILAN LAPAROSKOPİK KOLESİSTEKTOMİ
OPERASYONU SIRASINDA GELİŞEN BİLATERAL PNÖMOTORAX:OLGU SUNUMU
Leman ACUN DELEN, Orhan BİNİCİ, Ufuk KUYRUKLUYILDIZ, Fethi AKYOL, Mahmut ÇAKIR
ERZİNCAN DEVLET HASTANESİ, Anestezi ve Reanimasyon Kliniği
GİRİŞ VE AMAÇ : Günümüzde kolelityazisin cerrahi tedavisinde laparoskopi ilk tercih edilen yöntemdir.(1). Laparoskopik cerrahide görüntü ve cerrahi kolaylık sağlamak amacıyla batın duvarı organlardan uzaklaştırılarak yapay pnömoperitonyum oluşturulur(2).
İntraabdominal basınç artışının getirdiği kardiyak, respiratuar değişikliklerin doğru tanımlanması gerekir(3). Bu olguda pnömoperitonyuma bağlı gelişen bilateral pnömotoraks olgusunu sunup tartışmayı hedefledik.
OLGU SUNUMU : Sağ üst kadran ağrısı, bulantı, kusma, sırta vuran ağrı şikayetleriyle kolelityazis tanısı alan, laparoskopik kolesistektomi planlanan 45 yaşında, 60 kg bayan hastanın preoperatif değerlendirmesi yapıldı. Anamnezde özellik yok, sistem muayeneleri doğaldı. EKG, PA AC, biyokimya, hemogram, kanama profili normaldi. Genel anestezi planlanan hasta ameliyathaneye alındı. Monitorize edilerek damar yolu açılan hastaya 2mg/kg propofol, 1.5 mcg/kg fentanil, 0.5 mg/kg rokuronyum bromür verilerek yeterli kas gevşemesi sağlandıktan sonra entübe edildi. %50 O2 + %50 air + % 1.5 sevofluran ile anestezi idamesi sağlandı. Anestezi cihazında tidal volum:8 mg/kg, frekans 12/dk, gaz akımı 4 lt/dk olacak şekilde ayarlandı. İntraabdominal basınç 11-14 arasında seyretti. Operasyonun 45. dakikasında hava yolu basıncında aniden artma, sPO2 düşmesi ve taşikardi gözlendi. Supraklavikular bölgede cilt altı amfizemi görüldü. Dinlemekle her iki AC de solunum sesleri azalmıştı. Cerrahi ekibe bilgi verildi. PEEP uygulandı ve batın içi basınç düşürüldü. Cerrahi işlem bittikten sonra hasta uyandırılmadan PAAC çekildi ve bilateral pnömotoraks saptandı. Göğüs cerrahisi tarafından bilateral göğüs tüpü takıldı. Hasta uyandırıldı, extübe edilerek YBÜ alındı. Yapılan takiplerde sorun gözlenmeyen hasta postoperatif 1. günde genel cerrahi servisine verildi.
SONUÇ: CO2 ile pnömoperitonyum oluşturulurken embriyolojik kalıntılar, peritonyel kavite,
plevra ve perikard arasında kanallar oluşturur ve bu kanallar gaz insuflasyonuyla açılabilir (4,5). Diyafragmadaki defektler veya aortik ve özofajiyal hiyatustaki zayıf noktalardan gaz toraksa
geçip pnömotoraksa neden olabilir. Laparoskopi operasyonlarında anestezistin izleyeceği yöntem peroperatif gelişen intraabdominal basınç artışına bağlı patofizyolojik değişiklikleri tanıması ve bu değişikliklere uygun cevapların verilmesidir. Olgumuzda pnömoperitonyuma bağlı bilateral pnömotoraks oluşmuş, hızlıca tanısı koyulup tedavisi planlanmıştır.
Kaynaklar:
1-Himal HS. Minimally invasive ( laparoscopic ) surgery. Surg Endosc 2002;8:265-270
2-.Saper NJ, Stockman PT, Dumegan DL . Laparoscopic Cholecyctectomy. Archives of
surgery 1992; 127: 917-921
3-Anthony JC, Sorun JB. Laparoscopic Cholecystectomy: Anesthetic implications. Anest.
Anelgesia 1993;76: 1120-1133.
4-Whiston RJ, Eggers KA, Morris RW, et al: Tension Pneumothorax during laparoscopic
cholesyctectomy. Br J Surg 78:1325,1991.
5-Knos GB, Sung YF, Toledo A: Pneumopericardium associated with laparoscopy. J Clin
Anesth 3:56,1991.
|