POSTOPERATIF REZIDÜEL KÜRARIZSYON, AKUT SOLUNUMSAL OLAYLAR VE ANESTESISTLERIN POSTOPERATIF RESIDÜEL KÜRARIZASYONA GÜNCEL YAKLAŞIMI
İ.AYTAÇ
1, A.POSTACI
2, B.ÇELİK
3, B.DİKMEN
3, B.AYTAÇ
3, Ö.SAÇAN
3
ANKARA NUMUNE EĞİTİM VEARAŞTIRMAHASTANESİ, 2. ANESTEZİ KLİNİĞİ 1 ANKARA SAMİ ULUS ÇOCUK HASTALIKLARI HASTANESİ, ANESTEİ KLİNİĞİ 2 GAZİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ, BİYOİSTATİSTİK ANA BİLİM DALI 3
Önlenebilir bir klinik problem olan postoperatif rezidüel kürarizasyon (PORK), solumsal komplikasyonlara, morbidite ve mortaliteye neden olabilmektedir.Kas gevşeticilerin antagonize edilmesi,PORK’u azaltsa da nöromüsküler monitörizasyon rutin olarak kullanılmadığı sürece,özellikle tekrarlayan kas gevşetici kullanımında, yaşa, cinsiyete ve ameliyat süresine bağlı olarak kabul edilemeyecek bir hasta yüzdesinde PORK gelişebilmektedir.Yapılan çalışmalarda, çalışma dizaynındaki farklılığa bağlı olarak PORK görülme sıklığı %9-45 arasında değişmektedir. Çalışmanın amacı, rutin olarak nöromüsküler monitörizasyon yapma olanağı bulunmayan kliniğimizdeki,PORK insidansını,antagonizma oranlarını, erken solunumsal olayları ve anestesistlerimizin PORK’a güncel yaklaşımını tespit etmekti.
Prospektiv, gözlemsel çalışmamız genel anestezi altınada orta etki süreli kas gevşetici kullanılarak ameliyat edilen 415 hasta üzerinde gerçekleştirildi. Uyanma odasına gelen ve kabul edilme kriterlerini taşıyan hastalarda nöromüsküler monitorizasyon TOF-Watch-S akseleromiyografi cihazı ile çalışmaya kör anestesist tarafında değerlendirildi TOF oranı<0.7 olan hastalar şiddetli PORK,TOF oranı 0.7-0.9 olanlar hafif-orta PORK ve TOF > 0.9 olanlar yeterli nöromüsküler derlenme olarak kabul edildi. Solunumsal olayların değerlendirilmesinde airway kullanımı, periferik oksijen saturasyonu,solunum sayısının>20 olması,yardımcı solunum kası kullanımı,konuşma ve yutkunma zorluğu ve reentübasyon ihtiyacına bakıldı.Anestesistlerin PORK’a güncel yaklaşımı için ise 8 soruluk mini-anket gerçekleştirildi
415 hastanın %15’inde TOF oranı <0.7, %43’de ise <0.9 idi.TOF oranı > 0.9 olanlar %57 olarak tespit edildi. 415 hastanın %66’sı neostigmin almış ve neostigmin dozu ortalama 20±10 mcg/kg, ve ortalam ekstübasyondan 10-12 dk önce uygulandığı tespit edildi.TOF oranı <0.9 olanların %46’sı neostigmin almamıştı.Bunlarında %14 de TOF<0.7 idi.Anestezi uzmanlarımızın %71’i kliniğimizdeki PORK insidansını %0-10 arasında tahmin etmişlerdi.Yetersiz kas derlenmesi gösteren hastaların çoğunun yaşlı, bayan, ASA III ve kısa operasyon süresine sahip hastalar olduğu tespit edildi. 415 hastanın 45’inde solunumsal olaylar tespit edildi. Bu 45 hastanın % 62’sinde TOF <0.7 idi.
PORK orta-etkili kas gevşeticler kullanıldığında bile hala klinik bir sorun oluşturmakta ve özellikle kısa süreli operasyonlar,yaşlı,kadın,ASA III hasta,son yapılan kas gevşetici uygulamasından sonraki sürenin kısa olaması ile erken ekstübasyon solunumsal olayların görülme ve PORK insidansını artırmaktadır.Antagonizmanın zamanında/yeterli miktarda yapılması ve nöromüsküler monitorizasyonun rutin uygulanmasıyla bu riski azaltabileceği ve hasta güvenliğinin artırabileceği düşünüyoruz.
Kaynak:
1.Murphy GS ve ark. Residual Neuromuscular blockade and critical respiratory events in the postanesthesia care unit. Anesth Analg 2008;107:130-37.
2.Naguib M ve ark. A survey of current management of neuromuscular block in the United States and Europe. Anaesth Analg; 2010
|