3.BASAMAK YOĞUN BAKIM ÜNİTEMİZDE AÇILAN PERKÜTAN TRAKEOSTOMİ SONUÇLARIMIZ
A.DİNÇER
1, BT.GÜRSU
1, S.BAĞDADİ
1, S.ARAY
1
KARTAL YAVUZ SELİM DEVLET HASTANESİ 1
Yoğun bakım ünitelerinde endotrakeal entübasyon uygulanan ve uzun süre mekanik ventilatöre bağlı kalacağı öngörülen hastalara trakeostomi açılması önerilmektedir. Yüzyıllardır uygulanan trakeostomi; yoğun bakım alanındaki ilerlemeler, değişen endikasyonlar, özellikle de perkütan tekniklerin gelişmesiyle günümüzde daha sık kullanılmaktadır. Endotrakeal entübasyon toleransını arttırmak için yüksek sedasyon ihtiyacı olan hastalarda, trakeostomi hasta açısından daha konforlu olmakta ve sedasyon ajanlarının azaltılması veya kesilmesi ile mekanik ventilatörden ayrılmayı kolaylaştırabilmektedir. Ayrıca trakeostomi larengeal hasarı azaltmakta, hemşirelik bakımını ve solunum yolları aspirasyonunu kolaylaştırmakta, pulmoner ölü boşluğu azaltmakta, güvenli hava yolu sağlayarak hastanın mobilizasyonunu ve ağızdan beslenmeyi kolaylaştırmakta ve hava yolu direncini azaltmaktadır.Bu çalışmada hastanemiz 3. basamak yoğun bakım ünitesinde Ocak 2010 -Temmuz 2012 yılları arasında yatan ve Griggs tekniği ile perkütan trakeostomi açılan hastaların retrospektif incelenmesi amaçlanmıştır.
Bu çalışmada Ocak 2010 – Temmuz 2012 tarihleri arasında hastaların birinci derece yakınlarından birinin onayı alındıktan sonra 3. basamak yoğun bakım ünitemizde Griggs tekniği ile perkütan trakeostomi açılan 59 hasta retrospektif olarak incelendi. İşlem öncesi INR değerleri 1,3'ün altında ve trombosit değerleri 80.000(mm3)'ün üzerinde olan, trakea ve boyun yapısı normal olan hastalara girişim uygulandı. Tüm girişimler elektif şartlarda Anestezi uzmanı tarafından gerçekleştirildi.
İşlem “Portex-Percutaneous Tracheostomy Kit” ile gerçekleştirildi. Hastalara işlem öncesi tam sedasyon uygulandı. Steril şartlarda hasta başında Griggs tekniği ile işlem gerçekleştirildi. Tüm girişimlerden sonra hastalara kontrol Akciğer grafileri çekildi. İşlem süreleri ve komplikasyonlar kaydedildi(Tablo 1).
PRİMER HASTALIK KÖKENİ |
KADIN |
ERKEK |
YAŞ ORTALAMASI (YIL) |
ORTALAMA YATIŞ SÜRESİ (GÜN) |
ORTALAMA ENTÜBASYON SÜRESİ (GÜN) |
ORTALAMA İŞLEM SÜRESİ( DK) |
ORTALAMA MEKANİK VENTİLASYON SÜRESİ (GÜN) |
MORTALİTE ORANI (%) |
TOPLAM |
NÖROLOJİK KÖKENLİ |
9 |
11 |
69 |
31,3 |
24,1 |
5,5 |
30,2 |
60,2 |
20 |
SOLUNUM KÖKENLİ |
9 |
14 |
71 |
29,5 |
23,2 |
8,2 |
29 |
51,3 |
23 |
KARDİAK KÖKENLİ |
3 |
7 |
67 |
17,3 |
14,6 |
7,6 |
16,7 |
55,1 |
10 |
RENAL KÖKENLİ |
1 |
1 |
68 |
15,6 |
13 |
7,2 |
15,3 |
39,3 |
2 |
SEPSİS |
3 |
1 |
62 |
24 |
15 |
5,9 |
24 |
25 |
4 |
TOPLAM |
25 |
34 |
67,4 |
23,5 |
17,9 |
6,8 |
23,4 |
46,18 |
59 |
Tablo 1. Hastaların demografik verileri ve bulgularının dağılımı.
İşleme bağlı gelişen erken ve geç komplikasyonlar tablo 2'de gösterilmiştir. 1 hastada (%1,7) cerrahi girişim gerektirmeyen kanama, 1 hastada Trakeostomi kanülü ilk denemede yanlış pasaja yerleştirildi ancak durum hemen fark edilerek işlem tekrarlandı ve kanül trakea içerisine yerleştildi. 2 hastada(%3,5) 1. Gün cilt altı amfizemi gelişti. Bu hastalarda müdahale gerektirmeden cilt amfizemleri ilerleyen günlerde azalarak kayboldu. 1 hastada ise 15.gün kanül çevresinden enteral beslenme mayisi gelmesi üzerine trakeaözefagial fistül düşünülüp entereal beslenmesi kesilerek bronkoskopi uygulandı. Bronkoskopide herhangi bir fistül tespit edilememesi üzerine hasta bir gün sonra tekrar enteral beslenmeye başlandı ve her hangi bir sorun gözlenmedi.
KOMPLİKASYON |
SIKLIK (%) |
KANAMA |
1 (%1,7) |
YANLIŞ PASAJ |
1 (%1,7) |
CİLT ALTI AMFİZEM |
2 (%3,5) |
TRAKEA ÖZEFAGİAL FİSTÜL(?) |
1 (%1,7) |
TOPLAM |
5 (%8,7) |
Tablo2. Perkütan Trakeostomi işlemine bağlı komplikasyonlar.
Perkütan trakeostomi yoğun bakım ünitelerinde oldukça sık uygulanmaktadır. Perkütan tekniklerde en sık görülen komplikasyonlar kanama, ciltaltı amfizemi, trakea yaralanması, hipoksi ve enfeksiyondur. Çalışmamızda görülen komplikasyonlarda literatürle uyumluluk göstermektedir. Sonuç olarak perkütan trakeostomi uygulanmasının ; kolay uygulanabilir olması, düşük komplikasyon oranına sahip olması, işlem maliyetinin düşük olması ve ameliyathane dışında da uygulanabilir olması tercih edilmesi gereken bir yöntem olduğunu göstermektedir.
|