Santral Venöz Katetere Bağlı Gelişen Geç Başlangıçlı Horner Sendromu
Ömer Faruk Boran1, Nezir Yılmaz1, Mahmut Arslan1, Aykut Urfalıoğlu1, Bora Bilal1, Mehmet Fatih Yazar3, Selman Sarıca2, Hüseyin Yıldız1
1Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Anesteziyoloji ve Reanimasyon A.D., Kahramanmaraş 2KSÜ Tıp Fakültesi KBB Anabilim Dalı 3KSÜ Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı
GİRİŞ-AMAÇ: Santral venöz kateterler peroperatif dönem ve yoğun bakım ünitelerinde farklı endikasyonlarla sıkça kullanılmaktadır. Yüksek başarı ve düşük komplikasyon oranından dolayı genellikle sağ internal juguler ven girişim için tercih edilir. Biz juguler ven kateterizasyonu sonrası horner gelişen bir hastadaki deneyimimizi paylaşmak istedik. OLGU: Genel cerrahi kliniğince karaciğer hemanjiyomu nedeniyle segmental karaciğer rezeksiyonu planlanan 28 yaşında bayan hastaya peroperatif şiddetli kanama riski nedeniyle ultrasonografi eşliğinde sağ internal juguler venden 8,5 Fr introducer yerleştirildi. İşlem tek seferde ve komplikasyonsuz olarak tamamlandı. Sorunsuz ekstübe edilerek servise gönderilen hastanın postop 2.gün juguler kateteri genel cerrahi kliniğince çekildi. Ertesi gün boyunda şişlik, sağ gözde pitozis ve miyozis olması üzerine beyin BT ve boyun ultrasonografisi çekildi. Tomografide patoloji tespit edilmeyen hastanın boyun ultrasonografisinde juguler ven duvarında trombüs ve çevresinde 3x2 cm lik hematom tespit edildi. Hematom nedeni ile horner sendromu geliştiği düşünülen hastanın şikayetleri postop 6.gün kayboldu ve şifa ile taburcu edildi. TARTIŞMA: Servikal bölgeden yüz bölgesine giden sempatik liflerin blokajı sonucu oluşan pitozis, miyozis, anhidrozis ve enoftalmus ile karakterize horner sendromu; baş boyun cerrahisi, travma, brakiyal pleksus ve stallet sinir blokajları, tüberküloz, pancoast tümörü, epidural anestezi ve internal juguler ven ponksiyonu sonrası ortaya çıkabilmektedir. Spesifik bir tedaviye ihtiyaç duymadan iyileşmesi ve semptomların hafif olması nedeniyle insidans kesin olarak bilinmemektedir. Tekrarlayan girişim sayısı internal juguler vene yüksek seviyeden geniş açı ile yaklaşmak horner sendromu riskini arttırır. Nörolojik nedenler, torasik aort anevrizması, pancoast tümörü gibi ciddi durumlar ekarte edildiği takdire horner sendromu iyi huylu ve spontan geriler karakterdedir. Biz olgumuzda kateteri USG rehberliğinde ve tek seferde, komplikasyonsuz şekilde yerleştirdiğimiz için geç başlangıçlı horner sendromunun kateter çekilmesi sonrası yetersiz kompresyonla gelişen hematoma bağlı olduğunu ve DMAH kullanımının bu kliniğe katkı sağlamış olabileceğini düşünmekteyiz. SONUÇ: Özellikle olgumuzda olduğu gibi geniş çaplı kateterler çekilmesi sırasında DMAH zamanına dikkat edilmesi ve uzun süre baskı uygulanması gerektiğine inanmaktayız.
|