Yoğun Bakımda Kafa Travması Olan Hastada Dress Sendromu: Olgu Sunumu
Bora Bilal, Mahmut Arslan, Gökçe Gişi, Gözen Öksüz, Nezir Yılmaz, Aykut Urfalıoğlu, Hafize Öksüz
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Anesteziyoloji ve Reanimasyon A.D, Kahramanmaraş
GİRİŞ: DRESS(Drug Reaction With Eosinophilia and Systemic Symptoms) sendromu nadir görülen ancak yüksek mortalite oranına sahip, ilaç reaksiyonlarına bağlı gelişen cilt döküntülerinin ön planda olduğu beraberinde hematolojik anormallikler, ateş, lenfadenopati ve iç organ tutulumlarının eşlik ettiği patogenezi henüz aydınlatılamamış ciddi hipersensitivite reaksiyonudur. Yaklaşık %10-20 gibi yüksek mortalite riski taşıyan bir durum olduğu için DRESS sendromu olan hastaların erken fark edilmesi ve tedavisi önemlidir. OLGU: Araç dışı trafik kazası sonrası kafa kaide kırığı ve pnömosefali tanıları ile yoğun bakım ünitemizde takip edilen hastanın antikonvülzan tedavisinin (Topiramat 2 mg/kg) 7. Gününde gövde ve üst ekstremitelerde hedef tahtası benzeri maküler tarzda döküntüleri saptandı. Hastaya dermatoloji konsultasyonu yapıldı. ALT: 405 U/L, AST:377 U/L olan hastanın periferik yaymasında eosinofiliye rastlanmadı. DRESS sendromu tanısı konulan hastanın antiepileptik tedavisi sonlandırılarak steroid ve I.V.I.G. tedavisi başlandı. İlaç kesildikten sonra dokuzuncu günde döküntüleri kaybolan ve ALT: 94 U/L, AST: 70 U/L olan hasta yoğun bakıma yatışının 28. gününde eve taburcu edildi. TARTIŞMA: DRESS sendromu; etiyolojisinde çok sayıda farmakolojik ajan suçlanmakla birlikte en çok aromatik antikonvülzanlar ve sulfonamidler ile ilişkilendirilmiştir. İnsidansı yaklaşık olarak 1/1000 - 1/10000 ilaç kullanımında bir görülmektedir(1). Walsh ve ark. deri lezyonlarının tipi ve prognoz arasındaki ilişkiyi araştırdıkları çalışmalarında, eritema multiforme benzeri, atipik hedef tarzında lezyonların olduğu hastalarda karaciğer tutulumunun anlamlı olarak daha şiddetli ve kötü prognozlu olduğunu bildirmişler(2). Klinik özellikleri kullanılarak oluşturulan isimlemdirilmesinde eosinofili yer alsa da her zaman tanı için gerekli değildir(3). Morbidite ve mortalite oranının yüksek olması ve spesifik tedavi gereksinimi nedeni ile erken tanı, hastanın prognozu açısından önem taşımaktadır. Hastalığın erken tanısı ve sorumlu ilacın, reaksiyonun erken döneminde kesilmesi bu vakalarda mortalite ve morbiditenin azalmasına katkıda bulunacaktır(4)
|