İlgili bildiri özeti aşağıda dikkatinize sunulmuştur. Bildiri özetini ilgili linkler aracılığı ile yazdırabilir, pdf doküman olarak kaydedebilir yada kabul yazısı alabilirsiniz.

PDF Kaydet Yazdır
Kongre Program

Tark 2014

P-001

Raynaud hastalığında Stellat gangliyon blokaj tedavisi etkinliğinin değerlendirilmesinde perfüzyon indeks monitorizasyonunun önemi

Ömer Fatih Şahin, Caner Mimaroğlu, Ahmet Cemil İsbir, Kenan Kaygusuz, Cevdet Düger, Sinan Gürsoy, Filiz Bulut, İclal Özdemir Kol

Cumhuriyet Üniversitesi, Anesteziyoloji ve Reanimasyon AD, Sivas

Çalışmamızda raynaud hastalarında stellat gangliyon blokajı tedavisinin ve etkinliğinin değerlendirilmesinde perfüzyon indeks monitorizasyonunun öneminin araştırılması amaçlandı. Bu çalışmaya etik kurul onayı ve hastaların yazılı onamı alındıktan sonra Cumhuriyet Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Algoloji Kliniğinde 2013 Haziran-Aralık döneminde Raynaud hastalığı nedeniyle başvurarak blok tedavisi gören 18-65 yaş arasındaki 40 hasta dahil edildi. Ek sistemik problemi olan, üst ekstremite kan akımını etkileyecek ilaç kullanımı ve/veya yandaş hastalığı olan, ölçüm yapılacak alanda enfeksiyonu olan, yöntemi kabul etmeyen ve koopere olamayan hastalar çalışma dışı bırakıldı. Aynı kişi tarafından ve aynı teknikle yapılmayan bloklar çalışmaya dahil edilmedi. İki parmak yöntemiyle (servikal 7.vertebranın transver çıkıntısının üzerine) 6 ml %5lik levobupivakain ile stellat gangliyon blokaj tedavisi, günde 1 defa aynı taraftan toplam 5 defa uygulanan hastalara pulse oksimetre sensörü blok yapılan taraf üst ekstremite 2.parmağına takıldı. Monitörde PI değeriyle birlikte SPO2,Nabız değeri ölçümleri ve noninvaziv olarak blok yapılmayan koldan SAB ve DAB de kaydedildi. Ölçümler blok öncesi, blok sonrası 5.dk, 15.dk, 30.dk, 1.,2.,3., saatlerde kaydedildi. Hastada Horner bulgularının (miyozis, pitozis, enoftalmus, yüzde kızarma ve kuruluk) ilk orataya çıktığı zaman da kaydedildi. Her hastaya aynı taraftan 5 gün süresince uygulanan her bir blok için bu ölçümler tekrar kaydedildi. Tedavi başlangıcındaki ve bitimindeki bazal PI ve VAS değerleri de kaydedildi. Çalışmaya alınan bireylerin tedavi başlangıç bazal değerleri ile tedavi sonrası değerleri karşılaştırıldığında PI ve SAB yönünden farklılık anlamlı bulundu (p<0.05). Tedavi öncesi ve sonrası VAS değerleri karşılaştırıldığında da VAS değerlerinin azaldığı görüldü. Horner başlangıç sürelerine bakıldığında 5.dk ve sonrasında gelişenlerdeki 5.dk PI ölçümlerinin bazal PI değerlerine göre artışının anlamlı olduğu bulunmuştur. Sonuç olarak PI değerinin hem blok etkinliğini saptamada erken bir belirteç olarak Horner bulgularına karşı alternatif bir parametre olduğu, hem de tedavi sonrası etkinliğin değerlendirilmesinde önemli bir yeri olduğunun kanısına varıldı. Ayrıca VAS değerlerine bakıldığında tedavinin etkili bir analjezi sağladığının sonucuna ulaşıldı.