Veküronyum Kullanımında Görülen Rzidüel Kürarizasyon İnsidansı ve Yaş Gruplarının Buna Etkisi
Özlem Kocatürk1, Meryem Nil Kaan2, İbrahim Kurt2
1Adnan Menderes Üniversitesi, Diş Hekimliği Fakültesi, Ağız Diş ve Çene Cerrahisi Ana Bilim Dalı, Aydın 2Adnan Menderes Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Anesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı, Aydın
Giriş: Rezidüel Kürarizasyon (RK); “intraoperatif bir nondepolarizan kas gevsetici uygulandıktan sonra postoperatif kas güçsüzlüğü semptomlarının veya bulgularının var olması” olarak tanımlanmaktadır. Çalışmamızın amacı vekuronyum kullanılan sağlıklı, eriskin hastalarda erken ve geç derlenme dönemindeki postoperatif RK insidansını ve buna yaş gruplarının etkisini araştırmaktır. Yöntem: Çalısma prospektif, gözlemsel olarak, elektif cerrahilerde vekuronyum kullanılan ve ameliyat bittikten sonra derlenme odasına alınan ASA I-II olan hastalarda yapıldı. Derlenme odasında akselomiyograf ile nöromusküler ileti monitorize edildi ve dörtlü uyarıya yanıt (TOF) oranı ölçüldü; 0,9'un altındaki değerler “RK var” olarak kaydedildi. Ölçümler hem erken(0.dk) hem de geç (30.dk) derlenme dönemlerinde yapıldı. Hastalara kullanılan anestezikler ve kas gevşeticisinin seçimi, antidot (neostigmin) kullanımı, ekstübasyon ve derlenme odasına alınma kararları hastayı takip eden anestezi doktoruna bırakıldı. Yaş RK için risk faktörü olarak alındı, binary lojistik regresyon analizi yapıldı. Bugular: Çalışmaya vekuronyum kullanılan 94 hasta alındı. Hastaların % 52,1'ine neostigmin yapıldı. Ortalanma cerrahi süresi 96,5 dakikaydı. Derlenme odasında erken derlenme döneminde RK insidansı (TOF < 0,90) % 13,8 ve geç derlenme döneminde ise %5,3 olarak bulundu. Regresyon analizine göre yaş faktörünün, hem erken (OR: 0.714; %95 CI: 0,675-1,085) hem de geç (OR: 0.836; %95 CI: 0.226 – 3.185) derlenme döneminde, RK üzerine anlamlı etkisi saptanmadı. Tartışma: Çalışmamızda; kliniğimizdeki rezidüel kürarizasyon insidansı diğer çalışmalara göre düşük bulundu. RK insidansının düşük bulunması ameliyat odasından derlenme odasına alınma kriterlerine uyulduğunu, hastanın kliniğine göre kas gevşetici uygulaması yapıldığını ve gereksiz uygulamalardan kaçınıldığını bizlere gösterebilir. Ayrıca yaş faktörünün risk oluşturmamasında, seçilen hastaların ASA I,II sınıflamasına uyan sağlıklı hastalar olması ve kriter olarak riskli ameliyatları dışlamamız (kraniotomiler, kardiyak, torasik, büyük damar ameliyatları, yoğun kan ve sıvı replasmanı gerektiren cerrahi girişimler) etkili olabilir. Sonuç: Veküronyuma bağlı RK insidansı düşük oranda bulundu. Yaş faktörünün de sistemik sorunu olmayan hastalar için RK açısından risk faktörü olmadığı düşünüldü.
|