Retinal Cerrahi Sırasında Topikal Fenilefrinin Sistemik Emilimine Bağlı Şiddetli Hipertansiyon ve Pulmoner Ödem
Aykut Urfalıoğlu, Birsen Doğu, Mahmut Arslan, Ömer Faruk Boran, Gökçe Gişi, Abdurrahman Mustafa Zıba, Hafize Öksüz
KSÜ Tıp Fak Anesteziyoloji Ve Reanimasyon ABD
Giriş: Topikal fenilefrinin oküler uygulanması sonrası sistemik emilime bağlı olarak hipertansif kriz, pulmoner ödem, taşikardi, myokardiyal iskemi gibi komplikasyonlar gelişebilir. Biz burada göz cerrahisi sonrasında, topikal fenilefrin’in olası sistemik emilimine bağlı olarak gelişen şiddetli hipertansiyon ve hipertansif kriz sonucu oluşmuş pulmoner ödem tablosunu sunmayı amaçladık. OLGU: 50 yaşında ASA I kadın hasta, LAA retinal cerrahi operasyonu için kabul edildi. Hastada medikal hastalık öyküsü olmayıp, fizik muayenesi doğaldı. Preoperatif olarak 10’ ar dakika aralarla pupil dilatasyonu amaçlı fenilefrin oftalmik solüsyon, opere olacak göze 2 defa uygulandı. Preoperatif kan basıncı 110/68 mmHg, kalp hızı: 95/dakika, O2 saturasyonu(SpO2) %94 şeklindeydi. Monitorizasyon sonrası cerrahiye başlandı. İşlemin komplikasyonsuz olarak 10 dakika sonra tamamlanmasının ardından postoperatif derlenme ünitesine alınan hastada solunum sıkıntısı gelişti. Hastanın noninvaziv kan basıncı 210/118 mmHg, kalp hızı 126 /dk ve SpO2 %88 ve arteriel kan gazı değerleri; PO2: 52 mmHg, PCO2: 26 mmHg, SpO2: %88, HCO3: 18 mEq ve pH ise 7.28 şeklindeydi. Fizik muayenesinde bilateral krepitan ralleri mevcuttu. Hasta propofol ve veküronyum uygulanarak entübe edildikten sonra anestezi yoğun bakım ünitesine alınıp mekanik ventilatöre bağlandı. Çekilen posteroanterior akciğer filminde(PAAG) yaygın pulmoner ödem saptandı. 15 mg/saat furosemid infüzyonu ve hipertansiyon kontrolü için 0.1 mcg/kg/dakika hızında nitrogliserin infüzyonu başlandı.Yatışının üçüncü günündeki PAAG’ de akciğer ödeminin gerilediği gözlendi. Arteriel kan gazı stabil olan hasta 4.günde extübe edilerek 8. gün taburcu edildi. Tartışma: Fenilefrin, direkt α-agonist etki ile, periferik vasküler direnci artırır ve sol ventrikül dolum basıncı artar. Sonuçta akut artmış kardiyak dolum basıncı ile akciğerdeki intersitisyel aralığa ve alveoler boşluklara hızlı sıvı akümülasyonu oluşarak pulmoner ödem gelişir. Tedavide hipertansiyonun kontrolü ile sistolik basıncın düşürülmesi ve daha düşük end-sistolik volüm, pulmoner konjesyonun azaltılmasını sağlar. Sonuç: Anestezistler ve oftalmolojistler, topikal fenilefrin’in olası kardiyovasküler yan etkileri açısından alert olmalıdırlar.Bu nedenle intraoperatif uygun monitorizasyon yanında, lokal anesteziklerin sistemik emilimini minimalize eden stratejilerin geliştirilmesi gerektiğini düşünüyoruz.
|