İlgili bildiri özeti aşağıda dikkatinize sunulmuştur. Bildiri özetini ilgili linkler aracılığı ile yazdırabilir, pdf doküman olarak kaydedebilir yada kabul yazısı alabilirsiniz.

PDF Kaydet Yazdır
Kongre Program

Tark 2015

P-068

Uzun QT Sendromu ve Böbrek Yetmezliği Olan Hastada Anestezi Yönetimi

Özlem Özmete, Çağla Bali, Pınar Ergenoğlu, Şule Akın, Anış Arıboğan

Başkent Üniversitesi, Anesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı, Adana

Giriş Uzun QT sendromu(UQTS) özellikle emosyonel veya fiziksel stresin provake ettiği taşiaritmiler, senkop atakları veya ani kardiyak ölümle karakterize kardiyak repolarizasyon bozukluğudur. Bu olguda kalça kırığı nedeniyle opere olan UQTS ve kronik böbrek yetmezliği(KBY) tanıları olan hastada uyguladığımız anestezi yönetimimizi sunuyoruz. Olgu Sunumu KBY tanısı olan 51 yaşında hasta kalça kırığı nedeniyle serviste değerlendirildi. Çarpıntı ve depresyon nedeniyle amiadaron ve amiltriptilin kullanımı öyküsü olan hastanın elektrokardiyografisinde QT-intervali 520ms olarak hesaplandı ve kardiyoloji konsültasyonu istendi(Fig.1). İlaç kullanımı ve elektrolit imbalansına bağlı UQTS tanısı konulan hastanın kullandığı ilaçlar kesilip metoprolol tablet başlandı. Midazolam ile sedasyon yapılarak operasyon salonuna alınan hastaya standart monitörizasyona ek olarak ısı ve invaziv arteriyel monitorizasyon yapıldı. Transkütanöz pacemaker ve defibrilatör pedleri yapıştırıldı. Defibrilatör ve magnezyum sülfat ameliyat salonunda hazır bulunduruldu. Anestezi indüksiyonu 2mg/kg propofol, 0.6mg/kg roküronyum ve 0.5mg/kg esmolol ile idamesi ise 3mg/kg/saat propofol ve 1µg/kg/saat remifentanil infüzfonu ile sağlandı. Hastanın arter kan gazı ile elektrolit ve htc değerleri yakından takip edildi. Nöromusküler blok sugammadeks ile revers edilip, ileri takip amacıyla yoğun bakım ünitesine devredildi. Tartışma QT-mesafesinin uzaması ile seyreden bu sendromda β-bloker tedavisi yaygın olarak kullanılmakta olup mortaliteyi azaltığı bildirilmiştir. UOTS’da preoperatif yoğun anksiyete ve stresin neden olduğu sempatik aktivasyon ile hastalık tetiklenebileceği için premedikasyon önerilmektedir. Kan kaybının fazla olduğu büyük ameliyatlarda hemodinaminin, vücut ısısının, hemoglobin ve elektrolit düzeylerininin yakından takip edilmesi gerekmektedir. İnhalasyon anestezikleri ve tiyopental QT-intervalini uzatırken, propofolün QT-mesafesine etkisi minimal olması nedeniyle indüksiyonda ve idamede güvenle kullanılabileceği belirtilmektedir. Atropin QT-intervalini uzatırken sugammadeksin değiştirmediği bilinmektedir. Bu hastalara β-bloker tedavi postoperative erken dönemde başlanmalı, iyi bir analjezi ve 24 saat EKG monitorizasyonu sağlanmalıdır. İyi alınmış bir anamnezin ve EKG kontrolünün ayırıcı tanıda ve tanı koymada biz anestezistler için önemli olduğunu düşünmekteyiz. Önemli diğer nokta ise; normal populasyonda heterozigot taşıyıcılık nedeniyle asemptomatik bireyler olabileceği ve intraoperatif dönemde tetikleyici olaylar ile birlikte fatal ventriküler aritmilerle karşımıza çıkabileceği unutmamalıdır.