İlgili bildiri özeti aşağıda dikkatinize sunulmuştur. Bildiri özetini ilgili linkler aracılığı ile yazdırabilir, pdf doküman olarak kaydedebilir yada kabul yazısı alabilirsiniz.

PDF Kaydet Yazdır
Kongre Program

Tark 2012

P-676

CEREBRAL PALSİLİ HASTADA KAS GEVŞETİCİ KULLANMAKSIZIN GENEL ANESTEZİ UYGULANILMASI

C.DÜĞER 1, İ.ERŞAN 2, S.YILDIRIM 2


CUMHURIYET ÜNIVERSITESI ANESTEZI AD 1
SİVAS NUMUNE HASTANESİ ANESTEZİ KLİNİĞİ 2

Giriş: Serebral palsi (SP), nonprogresif  hareket ve postür bozukluğudur. Beyin gelişiminin erken dönemlerinde ve postnatal  dönemde meydana gelebilen santral sinir sistemi hasarının  bir sonucudur.  Serebral palsili çocuklar çok çeşitli nedenlere bağlı cerrahi müdahele geçirirler.

Olgu: Üç gündür karın ağrısı, kusma ve kabızlık şikayeti ile genel cerrahi polikliniğine başvuran 23 yaşında, 40 kg ağırlığındaki konjenital cerebral palsili erkek hastaya   intestinal obstrüksiyon ön tanısıyla operasyon planlandı. Mental retardasyonlu konjenital cerebral palsili erkek hastanın her iki alt ve üst ekstremitelerinde spastisite ve kontraktürleri mevcuttu (Şekil 1).  Aileden alınan anemnezinde 2003 yılında rectum perforasyonu nedeni ile opere olduğu postoperatif ekstübe edilen hastanın solunum düzensizliği ve O2 satürasyonunun düşmesi üzerine tekrar entübe edilerek postoperatif  24 saat mekanik ventilatörle yoğun bakımda takip edildiği öğrenildi. Anestezi indüksiyonunun; 0.001 mg/kg fentanyl, 0.5 mg/kg tracrium, 7 mg/kg tiyopental ile yapıldığı idamede ise %50 O2, %50 N2O ve %2 sevofluran kullanıldığı öğrenildi. Hastamıza, 1 μg/kg remifentanyl, 3 mg/kg propofol ve 1 mg/kg aritmal ile iv indüksiyon uygulanıldı.  Beş dakika %100 oksijenle ile havalandırılan hasta 8.5 numara tüple ilk seferde ve kolaylıkla entübe edildi. Anestezi idamesi %4 desfluran ve 0.1 μg/kg/dk remifentanyl ile sağlandı. Operasyonun bitimine yaklaşık 5 dakika kaldığı düşünüldüğünde remifentanyl infüzyonu sonlandırıldı. Solunumu güçlenen hasta operasyon bitiminden 5 dakika sonra ekstübe edildi.

TARTIŞMA: SP hastalarla kooperasyon güçlüğü, iletişim zorlukları ve intravenöz girişimin güçlüğü anestezi indüksiyonlarındaki problemlerdendir. Bizim hastamızın daha önceki anestezi deneyiminden sonra postoperatif solunumunun sıkıntısı çektiği ve O2 desatürasyonu nedeniyle yoğun bakım ünitesinde mekanik ventilatör ile takip edildiği, bu sebeplede ikinci anestezi uygulanımında kas gevşetici ajan kullanılmamasına karar verildi.

Sonuç: Sonuç olarak; bizler SP’ li hastaların anestezi indüksiyonu ve idamesinde kas gevşetici ajan kullanılmaksızın gerçekleştirdiğimiz başarılı anestezi deneyimimizi paylaşmayı amaçladık.