Konjenital Kalp Hastalığı Olan Çocukların Non-Kardiyak Cerrahisinde Anestezi, Olgu Sunumu
Fatma Özkan1, Uğur Göksu2
1Şuhut Devlet Hastanesi, Anesteziyoloji Ana Bilim Dalı, Afyonkarahisar 2Şuhut Devlet Hastanesi, Üroloji Ana Bilim Dalı, Afyonkarahisar
GİRİŞ: Kardiyovasküler cerrahinin gelişmesiyle birlikte kardiyak patolojili çocuklarda sağkalım oranı artmakta ve anestezistlerin kardiyak patolojisi olup non-kardiyak herhangi bir sebeple ameliyat olacak bu hasta grubu ile karşılaşma oranı gün geçtikçe artmaktadır. Bu olgu sunumunda; sünnet operasyonu için hastanemize başvuran opere Fallot tetralojili bir çocuk hastanın, ayrıntılı preoperatif değerlendirme ve iyi bir anestezi planı ile sorunsuz gerçekleştirilen cerrahisindeki klinik deneyimimiz anlatılmaktadır. AMAÇ, OLGU, TARTIŞMA: Konjenital kalp hastalığı nedeniyle opere olmuş veya olmamış bu hasta grubu ile karşılaştığımızda en güvenli anestezi yöntemi ve ilaçların seçiminden önce, sorgulamamız gereken ilk şey bu hastaların non-kardiyak tüm cerrahi işlemlerinin özelleşmiş kardiyak merkezlerde yapılmasının zorunlu olup olmadığı, ikinci olarak da bir pediyatrik kardiyoloji uzmanına danışmanın gerekli olup olmadığıdır. Böylece hastanın güvenli bir cerrahi geçirmesi planlanırken aynı zamanda gereksiz masraf ve tetkiklerden korunması sağlanacaktır. Sünnet operasyonu için başvuran 11 yaşında, üç yıl önce Fallot Tetralojisi nedeniyle tüm düzeltme cerrahisi yapılmış, şifa ile taburcu olmuş hastanın preoperatif değerlendirilmesinde cerrahi olarak düzeltilmiş ve semptomsuz olduğu öğrenildi. Muayenesinde tüm odaklarda 2/6 sistolik üfürümü mevcuttu. Elektrokardiyografisi sağ dal bloğu altında, 104/dk hızda, sinüs ritminde, laboratuar tetkikleri normaldi. Rutin ASA monitorizasyonu yapılan hastaya 1 mg/kg lidokain ve 3 mg/kg propofol ile indüksiyon yapılarak laringeal maske uygulandı, idamesinde sevoflurane ve medikal hava kullanıldı. Postoperatif dönemde EKG takibi yapılan, değişiklik gözlenmeyen hasta şifa ile taburcu edildi. Konjenital kalp hastalığı olduğunu öğrendiğimiz hastalarda kardiyak anatomi/patoloji bilgisini ve cerrahi hikayesini öğrenmek, patofizyolojisini anlamak ve semptomlarının varlığını sorgulamak önemlidir. Kardiyak rezerv iyi değerlendirilmelidir, egzersiz intoleransı sorgulanmalıdır. Yine bu hastalarda disritmilerin, havayolu problemlerinin olabileceği, hemostatik problemler yaşanabiliceği unutulmamalı, preoperatif kullandıkları ilaçlar ve enfektif endokardit proflaksi gereksinimi değerlendirilmeli ve düzenlenmelidir. SONUÇ: Kardiyak patolojisi olan hastalarda hangi hastaların özelleşmiş kardiyak merkezlere transfer edilmesi gerektiğine yönelik kesin bir kılavuz olmadığını, kardiyak merkezlerde veya genel hastanelerde olsun bu hasta grubu ile karşılaşıldığında ayrıntılı bir preoperatif değerlendirme sonrası karar vermek gerektiğini unutmayalım.
|