76 yaşında Sjögren sendromlu bir hastada indüksiyon sırasında gelişen kardiyak arrest
Yeliz Kılıç, Tuğba Aşkın, Ayşe Nihal Kadıoğulları
Dr. Abdurrahman Yurtaslan Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Anesteziyoloji ve Reanimasyon Kliniği, Ankara
Giriş: Sjögren sendomu; özellikle gözyaşı ve tükrük bezlerini tutarak ağız ve göz kuruluğuna neden olan, tüm ekzokrin bezlerin progresif lenfosit hücre infiltrasyonu ile karakterize kronik, otoimmun, inflamatuar bir hastalıktır. Kadınlarda erkeklere göre 9 kat daha fazla görülen Sjögren sendromuna sıklıkla 4.-5. dekatlarda rastlanır. Tüm organların etkilenebildiği bu hastalıkta, otoimmun hepatit, otoimmun tiroidit, artrit, intertisial akciğer hastalığı, pulmoner hipertansiyon, perikardit, otonomik kardiak disfonksiyon, Raynaud fenomeni, anemi, lökopeni, lenfositopeni ve trombositopeni başlıca extraglandüler tutulum şekilleridir. OLGU: Yaklaşık 30 yıldır Sjögren sendromu tanısı olan ve steroid tedavisi altında olan hastaya multinodüler guatr tanısıyla operasyon planlandı. Hastanın özgeçmişinde ek hastalık olarak regüle hipertansiyonu ve tip 2 diyabeti dışında bir özellik yoktu. Preoperatif değerlendirmede mallampatisi sınıf 2 olan hastanın ASA skoru 3 olarak belirlendi. Hastanın diğer labaratuvar ve radyolojik bulguları normaldi. Hastaya rutin elektrokardiyografi, non-invazif kan basıncı ve puls oksimetri monitorizasyonunu takiben preoksijenizasyon ile birlikte fentanil (2 µg/kg), lidokain (1mg/kg), propofol (2 mg/kg) ve roküronyum (0,6 mg/kg) uygulanarak indüksiyona başlandı. İndüksiyonun 1. dakikasında monitörde nabızsız elektriksel aktivite gözlendi. Radial arter ve karotis arter nabızları alınamadı; oskültasyonda kardiyak nabız da alınamayınca kardiyopulmoner resüsitasyona başlandı. Yaklaşık 20 saniye içinde yanıt alınan hasta cerrahi ekibinin de onayı alınarak sugammadeks (400 mg) ile uyandırıldı. Postoperatif yoğun bakımda takibe alınan hasta, normal kardiyolojik bakının ardından sorunsuz olarak 1 gün sonra cerrahi servise devredildi. Tartışma ve Sonuç: Sjögren sendromunda özellikle otoimmun hepatite bağlı karaciğer fonksiyon bozuklukları, pulmoner fibrozis gibi respiratuvar problemler ve perikardit gibi kardiyak tutulumlar hastaların anestezi yönetiminde ciddi güçlüklere yol açabilmektedir. Ayrıca bu hastalığa romatoid artrit gibi diğer otoimmun bozukluklar da çoğu zaman eşlik edebilir. Bundan dolayı sjögren sendromlu hastalar operasyon öncesinde, sırasında ve sonrasında gelişebilecek problemler açısından yakından takip edilmelidir.
|