İlgili bildiri özeti aşağıda dikkatinize sunulmuştur. Bildiri özetini ilgili linkler aracılığı ile yazdırabilir, pdf doküman olarak kaydedebilir yada kabul yazısı alabilirsiniz.

PDF Kaydet Yazdır
Kongre Program

Tark 2015

S-67

Düşük akım anestezisinde kullanılan akım miktarlarının anestezi güvenilirliğine etkisi.

Ali Bestemi Kepekçi1, Derya Özden Omaygenç2, Serkan Telli3, İbrahim Oğuz Karaca4, Serkan Yücepur5, Ecder Özenç6

1Kilis Devlet Hastanesi Anestezi ve Reanimasyon Bölümü, Kilis
2Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Anestezi ve Reanimasyon Bölümü, İstanbul
3İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi, Anesteziyoloji ve Reanimasyon ABD, İstanbul
4İstanbul Medipol Üniversitesi Hastanesi,
5Amasya Suluova Devlet Hastanesi Anestezi ve Reanimasyon Bölümü, Amasya 6Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi Anestezi ve Reanimasyon Kliniği, İstanbul


AMAÇ: Bu klinik araştırmada azot protoksit ve sevofluran kullanılarak düşük taze gaz akımı ile genel anestezi uygulanan ürogenital sistem cerrahisi vakalarında, farklı düşük akım miktarlarının hemodinamik durum, gaz değişim verileri ve arter kan gazı değerleri açısından fark yaratıp yaratmadığını saptamayı; ayrıca bunların derlenme süreleri üzerine olası etkisini göstermeyi amaçladık. Gereç ve YÖNTEMLER: Çalışmaya ASA skoru I-II olan 61 hasta dahil edildi. Tamamına düşük gaz akımıyla genel anestezi uygulanan bu hastalar daha sonra kendi içinde üç gruba ayrıldı (A, yüksek akım, B, düşük akım, C minimal akım). İndüksiyonu takiben A ve B gruplarına anestezi idamesinde % 40 O2, % 60 N2O ve % 1-2 sevofluran gaz karışımı, C grubuna ise % 60 O2, % 40 N2O ve % 1-2 sevofluran karışımı,10 dk süresince 4L/dk akım hızında verildi. Daha sonra akım hızı A, B ve C gruplarında sırasıyla 2 L/dk, 1 L/dk ve 0,5 L/dk düzeyine düşürüldü. Hastaların giriş hemodinamik verileri; operasyonun 30. dakikası ve anestezinin sonlandırılmasından hemen önce, bu verilere ek olarak gaz değişim parametreleri ve arter kan gazı değerleri kaydedildi. Ayrıca tüm hastaların derlenme süreleri ikinci bir hekim tarafından kaydedildi. BULGULAR: Demografik veriler açısından gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı. Operasyonun 30. dakikasında vital bulgular, gaz değişim değerleri ve kan gazı verileri Tablo 1’de; anestezinin sonlandırılmasından hemen önce kaydedilen veriler Tablo 2’de özetlenmiştir. Bu veriler incelendiğinde gruplar arasında inspire edilen gaz karışımındaki oksijen miktarı ve kan gazında oksijen ile ilgili değerler açısından beklendiği gibi C grubu lehine anlamlı yükseklik söz konusuydu. Bunun dışında operasyon sırasında A grubunda inspiryum gaz karışımındaki sevofluran miktarı ve MAC düzeyindeki yükseklik dikkat çekmekteydi. Derlenme verileri açısından ise gruplar arasında anlamlı fark bulunmamaktaydı (Tablo 3). SONUÇ: Düşük akımlı anestezi uygulamasında, gaz karışımı akım hızının 0,5 L/dk düzeyine düşürülmesi önemli bir maliyet yararı sağlarken; hastanın yaşamsal verileri ve derlenme süreci açısından olumsuz bir sonuca yol açmamaktadır.